Selam, n'aber?
Yazarken keyif aldığım bölümler yazıyorum bu aralar ama bu bölüm onlardan biri değil. Bunu geçiş bölümü olarak kabul edelim ve diğer bölüm de buluşalım.
İyi okumalar.
💜🧚🏼♀️
Doruk'a sarılarak uyuyan kızının saçlarında gezdirdi parmak uçlarını Asiye. "Biz yapamadık Doruk. Biz anne, baba olamadık. Ona hak ettiği aileyi veremedik, hep eksik kaldı bizim kızımız. En mutlu olduğu anda bile hep eksik hissetti kendini."
Asiye'nin kısık sesle söylediği şeye karşılık ona çıkardı bakışlarını Doruk. Bakışları hala Rüya'da olan Asiye "Benim yüzümden." diye devam edince iki yana salladı kafasını. "Ben yaparım, onu mutlu edebilirim sandım ama olmadı." "Senin yüzünden boşanmadık biz Asiye, sen hep çok iyi bir anne oldun. Mutlu olmadığın bir evliliği sürdürmek istemedin sadece. Bu da en doğal hakkındı."
Asiye, bakışlarını Doruk'un yüzüne çıkardığında buluştu ikisinin de dolu gözleri. Tekrar kızına bakarken "Bana hep diğer çocukları anlattı, aileleriyle nasıl vakit geçirdiklerini falan işte." diye devam etti Asiye. "Doruk, kızımızın bizimle birlikte gülerek hatırlayabileceği hiçbir anı yok. O, çok küçüktü ki o zaman. Hatırlamıyor mutlu günlerimizi. Ya biz kızımızla birlikte sinemaya bile gitmedik, gerçekten mutlu edemedik onu hiç."
Asiye'nin yanağından akan yaşları sildi Doruk, çekingen dokunuşları ile. Gözleri tekrar buluşurken "Hiçbir şey için geç kalmadık Asiye." dedi. "Kızımızla vakit geçirebiliriz hala. Ne olur onu tamamen kaybetmişiz gibi konuşma."
Asiye hafifçe kafa sallarken yüzünde buruk bir tebessümle baktı bu sefer küçük kızına. "Bu gece burada kalsa olur mu?" diyen Doruk'a baktı birkaç saniye ve "Olur." diye cevap verdi yüzünde küçük bir tebessümle.
💜🧚🏼♀️
Rüya, yüzündeki gülümsemeyle gözlerini araladığında yanına baktı anne ve babasını görmek umuduyla. Odada yalnız olduğunu görünce "Anne, baba?" dedi yatağında doğrularak. Küçük adımlarla odadan çıkıp salona geldiğinde "Günaydın babacığım." diyen Doruk'a baktıktan sonra bakışlarını etrafta gezdirirken "Annem nerede, baba?" diye sordu.
Doruk, oturduğu koltuktan kalkıp kızının önüne diz çöktükten sonra yanağına bir öpücük kondurdu. "Annen, dün sen uyuduktan sonra evinize gitti bir tanem." "Neden gitti ki?" "Evde işleri varmış. Ama gelecek yine." dedikten sonra gizli bir şey söylüyormuş gibi fısıldayarak "Çünkü bugün sana bir sürprizimiz var." diye devam etti.
Rüya gülerek ellerini ağzına kapatırken onun bu tepkisine güldü Doruk. "Baba, sürpriziniz ne? Söylesen olmaz mı?" "Olmaz tabi ki çünkü sürprizler söylenmez." "Ama ben çok merak ederim." "O zaman hemen kahvaltımızı yapalım. Sonra da gidip anneni alalım, olur mu?" "Olur." dedi Rüya, babasının yanağına bir öpücük kondurmadan hemen önce.
Doruk, Rüya'yı kucağına aldıktan sonra mutfağa getirdi ve tezgahın üstüne oturttu. "Evet Rüya Hanım, kahvaltıda ne yemek istersiniz?" "Bilmem. Siz ne yemek istersiniz Doruk Baba?"
Doruk, kızının sorusuna güldükten sonra "Ben, sizi yemek isterim." diye cevap verdi ona ve yaklaşıp bir öpücük bıraktı yanağına. "Evet, gel beraber kahvaltı hazırlayalım. Sonra da gidip anneni alalım." "Halamlar da gelecek mi bizimle?" "Halanlar dün gece evlerine gittiler." "Ama biz daha Süeda ile oynamamıştık ki."
"Biz gideriz sonra halanlara. Sen, ben, annen... Ailecek gideriz, olur mu?" "Biz, aile miyiz ki?" Rüya'nın sorduğu soru ile yutkundu Doruk. Bakışlarını ondan kaçırdıktan sonra bir nefes doldurdu ciğerlerine ve tekrar kızına döndü. "Öyleyiz tabi. Hem de ilk ne zaman aile olduk, biliyor musun?" Rüya kafasını iki yana salladığında "Sen doğduğunda." diye cevap verdi.
Kapıdan içeriye kucağında uyuyan bebeğiyle girdi Asiye. Birkaç adım attıktan sonra Doruk'un içeri girip kapıyı kapatmasını bekledi. "Sevgilim geçsenize içeri, üşütmeyin." dedi Doruk ona döndüğünde. Asiye kafa sallayıp bebek odasına doğru adımlamaya başlayınca peşine takıldı Doruk da.
Asiye, odadaki küçük salıncağa oturduğunda yanında durdu ve kucağında uyuyan kızlarına baktı. "Mucize gibi, değil mi?" diyen Doruk'a çevirdi bakışlarını. Hemen ardından tekrar Rüya'ya dönerken "Öyle zaten." diye cevap verdi. "Ben bunun böyle büyüleyici bir şey olacağını düşünmemiştim hiç. Onu kucağımda tutmak hayallerimdekinden çok daha güzel bir his. Sanki... Doruk, sanki kucağımda tüm dünyayı tutuyormuşum gibi bir his bu, çok güzel."
Doruk, karısının saçlarına bir öpücük bıraktıktan sonra kucağında uyuyan kızlarına baktı sevgi dolu gözlerle. İlk defa Asiye'den başka birine bakarken içinde uçuşan kelebekleri hissediyordu. Bu çok farklı bir histi.
"Ben hala inanamıyorum, biliyor musun?" deyince ona döndü Asiye sorar gibi. "Yani düşünsene, bizim bebeğimiz bu. Biz yaptık bunu, senin karnında büyüdü ve şimdi kucağında tutuyorsun. Küçücük bir bebek, bizi dünyanın en mutlu insanları yaptı. Ya biz anne, baba olduk. Bu gerçekten mucize."
Asiye'nin dolu gözlerle kendisine baktığını görünce kaşları çatılırken "Ne oldu?" diye sordu. "Lohusa bir kadınla böyle konuşmalar yapılmamalı." Doruk, dediğine gülerek ona bakarken Asiye'nin bakışları tekrar bebeğini buldu. "Aile mi olduk biz şimdi?" "Aile olduk sevgilim. Kızımız, sen ve ben..."
"Rüya, hadi ama bitir yumurtanı. Bak annen duyarsa kızar, biliyorsun." "Ya baba, yemek istemiyorum. Çok kötü kokuyor." "Peki o zaman," dedi Doruk, sandalyesini kızına yaklaştırırken. "Şöyle yapalım mı? Eğer yumurtanı yersen, akşam beraber resim çizeriz." "Annem de bizimle çizebilir mi peki?"
Doruk, işaret parmağıyla kızının burnuna vurduktan sonra "Çizebilir." diye cevap verince tabağındaki dilimli haşlanmış yumurtalardan birini çatalına takıp ağzına attı Rüya. Doruk, ona gülümserken tabağındaki yumurtaları bitirip kendisine dönünce "Aferin benim akıllı kızıma." dedi.
💜🧚🏼♀️
Telefonu kapattıktan sonra "Rüya, içeri girecekmişiz babacığım." dedi Doruk. "Annen, kıyafetlerini değiştirecekmiş." Rüya, onu kafa sallayarak onaylayınca önce kendisi indi arabadan ardından ise Rüya'yı indirdi. Küçük elini tutup apartman kapısından girdikten sonra merdivenleri tercih ettiler her zamanki gibi ve üçüncü kata çıktılar birlikte.
Evin önünde durduklarında zili çaldı Rüya heyecanla. Kapıyı açan Asiye, gördüğü görüntü karşısında iç çekişine engel olamadı. Dünyanın en güzel manzarası yanında hiç gibi kalırdı bu görüntünün ya da belki de karşısındaydı dünyanın en güzel manzarası. İçine düştüğü en güzel paradoksu geri plana atarak bir gülümseme kondurdu yüzüne.
"Hoş geldiniz." dedi gülerek ve "Geçin hadi." diye devam ederken geriye çekildi. Onlar içeri girdikten sonra kapıyı kapattı ve salona girdi peşlerinden. "Rüya, hadi gel üstünü değiştirelim anneciğim." dedi yüzünde bir gülümseme ile. "Ya anne, ben büyüdüm. Kendim giyinebilirim." diyen kızına "Peki, tamam." diye cevap verdi ellerini havaya kaldırarak.
O odasına giderken kendilerinden uzaklaşan her adımında gözleri doldu Asiye'nin. Yanlarından ayrılışı sadece böyle olurdu, değil mi? Adım adım hayattan da uzaklaşmazdı kızları?
Kendini arkasındaki koltuğa attıktan sonra elleri ile yüzünü örtünce oflayarak yanına oturdu Doruk. "Uyumadın mı gece?" deyince kafasını iki yana salladı Asiye "Uyuyamadım." derken. "Doruk her yerde onun izleri var. Eğer giderse ne yaparım, bilmiyorum."
"Olmayacak öyle bir şey." Asiye, bakışlarını Doruk'un yüzüne çıkardığında çökmüş gözaltlarını fark etti. "Sen neden uyumadın?" dedi tekrar önüne dönerken. "Uyuyamadım işte ben de. Tüm gece başında bekledim. Sessiz, sakin sevdim kızımı."
O da bakışlarını karşısındaki koltuğa sabitlerken "Kırlent güzelmiş." dedi ortamdaki kasveti dağıtmak için. Asiye gülerken gözünden akan yaşları sildi elinin tersiyle.
💜🧚🏼♀️
Nasıl buldunuz bölümü?
Onlar bir ailelermiş 😁😍
Sürpriz ne sizce?
Rüya'nın onlardan uzaklaşışı sadece böyle mi olacak sizce, yoksa adım adım kopacak mı onlardan?
Okuduğunuz için teşekkür ederim. Sizi seviyorum. 💜🧚🏼♀️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leukemia ✓
FanficAsDor ama anne ve baba... AsDor ama aşık, tutkulu, inatçı ve savaşçı... AsDor ama bu sefer "Hayat Gibi" Dram, entrika ve tabi ki aşk, sevgi, umut... Onlar şarkılarını söylerken(?) siz de eşlik etmeye ne dersiniz? "Küçük civcivim, güzel kızım..." 💜�...