Gece Manzarası

581 28 6
                                    

Myungsoo bana soğuk gözleriyle, gözlerime bakıyordu. Zorda olsa yutkundum. Bir adım ileri geldi. Ben ise bir adım geri gittim. O bu sefer iki adım ileri geldi.  Ben yine iki adım geri gittim. Hızlıca geldi. Ben ise koştura koştura balkona çıktım. Arkamdan gelip balkona yaslandı. Rüzgar çok güzel esiyordu. Yıldızlar çok güzel ve parlaktı nedense bu gece. Rüzgar tatlı esiyordu. Myungsoo ya baktım. Oda yıldızlara bakıyordu. Nedense kalbim sebepsizce hızlı atıyordu. Sebepsizce yüzümde ufak bir gülümseme oldu. Gülümserken   yıldızlara geri baktım. Nedense küçüklüğümden beri yıldız ve aya ilgi duyuyordum.

-Myungsoo'nun Ağzından-


Jiyeon'a baktığımda rüzgar sanki onu okşuyormuş gibiydi. Saçları dalgalanıyordu. Biliyordum Jiyeon diğer kızlardan kesinlikle farklıydı. Güçlüydü , iyiydi ,  saftı , temizdi , mutluydu, güzeldi , çocuksuydu, duygusaldı , gülmeyi seviyordu. Daha bir çok konudan farklıydı. Birde yıldızla aya benziyordu. Diğer kızlar bir hayal ise Jiyeon gerçekti. Diğer kızlar dizi ise Jiyeon hayat almış haliydi. Jiyeon gözlerini kapatıp bu esintinin tadını çıkarıyordu.  Jiyeon'a baktığımda nedense içimdeki bütün sıkıntılar gidiyordu. Jiyeon kesinlikle ay ve yıldız gibiydi.  Her zaman oradaydı. Sadece etrafına iyi bakanlar onu görebiliyordu. Belki de bir güneştir Jiyeon... Gülünce içini  ısıtan bir bakmasıyla kendini kendinden alan bir güneş... 

Sonra Myungsoo gökyüzüne bakar 

Jiyeon gerçekten de diğer kızlardan çok farklı her şeyiyle. Bir nefesi bile dahi. 

Burada Jiyeon ona bakar ve güler. Başını tekrar yıldızlara çevirir. Sonra Myungsoo ona bakıp güler. Oda tekrardan Jiyeon ona bakar. Ama bu seferde Myungsoo ona bakar. Göz göze gelirler. Birbirinin gözlerinin derinlerine bakarlar. Sonra ikisi de gülmeye başlarlar. Myungsoo Jiyeon'un önüne gelir. Eliyle Jiyeon'nun saçını kulağının arkasına götürür. Myungsoo elini kulağının arkasından Jiyeon'un yanağına götürür ve okşar. İkisi de gülmeye başlarlar. İkisi de çok tatlı biçimde gülerler. 

-  İçeri girelim. Yoksa üşüyeceksin.  

- Lütfen biraz daha kalım. Gökyüzü çok güzel.' dedi Jiyeon dudaklarını büzerek. İlk gözlerim dudaklarına kaydı. Ama sonra kendime hakim oldum.

- Sen nasıl istersen Jiyeon.  dedim gülerek. Jiyeon bir çocuk gibi zıplayarak alkışladı. Çok tatlı ve masumdu. Bende Jiyeon' nu böyle seviyordum. Biraz daha kaldık. Jiyeon yıldızları ben ise onu izliyordum. Ona baktığımı biliyordu. Göz ucuyla bana bakıp utanıyordu. Çok tatlıydı. Sonra birden ürperdi. Biliyordum üşüyecek diye. Ceketimi çıkarıp omuzlarına koydum. Sonra arkasından sarıldım. Bir bebek gibi kızarmıştı. Kalp atışlarını hissediyordum. Saate 10km koşmuş gibi hızlı atıyordu.

- Myungs-  ismimi söylemeye çalıştı. Ama utançlığı onun önüne geçti. Bende başımı omzuna koydum ve gözlerimi kapattım.

- Biraz daha böyle kalalım. Seni çok özledim.  bu dediğim garip gelmişti...

- Özledim ?    dedi şaşkınlığı bile kırmızıyken.

-  Kokunu, vücudunun sıcaklığını, dudaklarını her şeyini.   dedim gözlerimi hiç açmadan. Ama bakışlarını benden kaçırdığına adım gibi emindim. Gözlerimi biraz  araladım. Jiyeon'un nefes alıp verişleri daha hızlanmıştı. 

-  Merak etme seni öpmeyeceğim.   dedim hafif tebessüm ederek. Güçlü bir kızı bu hali çok şirindi. Ondan uzaklaştığımda bana döndü, kırmızı bir domates. Ellerimle Jiyeon'un yüzünü sardım. Hala gözlerini benden kaçırıyordu.

♥ Benim Mutlu Günüm ♥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin