Ben nasıl onu unutacaktım ? Başım kaldıramayacak kadar utanmıştım. Bir hafta nasıl dayanacaktım . Diye düşünürken havaalanına girmeye karar verdim. Yavaş yavaş yürürken omzumda bir el hissettim. Başımı döndürürken meraklıca bana bakan Woohyun ' u gördüm.
- İyi misin ?
- Boş ver. Söylerek seninde moralin bozulmasın...
Hava alanına tek başıma girmiştim. Hemen çantam dan yarışmada verdikleri bileti aldım ve bavulumla bir yerde oturmaya karar verdim. Çünkü en az yarım saat vardı. Biletime bakarken dalmıştım.
Ne zaman olaylar bu hale gelmişti. Woohyun , Myungsoo , JB ve Hyomin. Hee... Doğru birde Myungsoo ' nun şuan ki sevgilisi. Gerçekten de o kız da kimdi ? Daha önce onu gördüğümü hatırlamıyorum. Diye derin bir nefes alırken birisi yanıma oturdu. Hiç başımı kaldırıp bakmaya bile gerek duymadım.
Yavaşça öksürdü sanki bana bak gibi. Başımı yavaşça yüzüne doğru kaldırdım. Gördüğüm manzara ile kendimden geçmiştim. Bu Takashi. Bana sinirlice bakıyordu.
- Naber? Senden gelmedi bir haber? Merak ettim. Öldün mü kaldın mı? Endişelendim.
- Hocam... Şey.. Bu söylediğiniz şey ne? Sene olmuş 2015. Sinirim zaten bozuktu hepten kaçtı.
- Ştt ! Öğretmenim de ! Daha yaşın kaç başın kaç ! Abin öğretti Türkiye'de öğrenmiş
- Tamam öğretmenim. Abim ile Takashi nereden tanışıyor? Neden bunca karmaşa var Allah'ım ??
- Bak bir de utanmadan konuşuyor.
- Yaa
- Büyüğün ile yaa lı maalı konuşulmaz köpek! zaten sinirim bozuktu. Bir de Takashi hiç çekilmişti. Şimdi fark edince Takashi ters oturuyordu. Ayaklarını koala gibi dikmiş -,-
- Üzgünüz yarışmaya katılmadığımız için, oldu mu ! diye bağırmıştım. Oda ters ters bakıyordu. Hayır gerçekten ters oturduğu için ters bakıyordu.
Hala sinirimi masum kişilerden çıkarıyordum. Buna gerçekten de çok pis kıl olmuştum. Derin nefes vererek ellerimle başımı tuttum. Bir süre öyle kaldım.
- Sizin yarışmanız kaldığınız otel de olacak. Şarkı ve dans aynı sadece JB işinden dolayı Woohyun olabilir. Orası tam değil. Her neyse görüşürüz. deyip koşturma sesini duydum. Bakmadım... Biran '''hıağğğğ'' diye ses duydum. İstemsizce tebessüm etmiştim. Ve kafamda yeni bir soru belirdi. Takashi bu kadar düşüyor. Nasıl yaralanmıyor?? Bunu içimden geçirirken tavandan bir ses duydum.
- Düşmesini bilmek gerekir. Tabii bunu köpekler bilmez. Kafamı yukarı kaldırdığımda Takashi'yi gördüm. Marsupilami gibi sarkmış kafama tükürüyordu. İyice sinirlenmiştim. Çantamı Takashi'ye attığımda dengesini kaybedip önüme kafası üstü düştü. Birden kalktı yerden. Hiç karizmasını bozmadan koşarak uzaklaştı.
Bizim uçak anons edilince doğrulup uçağıma binmek için harekete geçtim. Kapıda, Woohyun solumda, Myungsoo sağımda, arkamda da o gizemli kız belirmişti. İstemsizce tüylerim diken diken olmuştu. Çünkü Myungsoo ' nun sıcaklığı ilk tanıştığımız anki soğukluğuna dönüşmüştü. Derin nefes alarak uçağa bindim. Koltuklar üçerli idi. Numarama göre ortaya bindim. Cam kenarında Woohyun diğer tarafımda yani sağımda ise Myungsoo vardı. Yolculuk ne kadar sürecek onu bilmiyorum. Ne yolculuk ama! Myungsoo ' ya çaktırmadan göz ucuyla bakmaya çalıştım. Gördüğüm kadarıyla tabletle uğraşıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♥ Benim Mutlu Günüm ♥
RomanceSizin hayatınız bilmece gibi mi ? Çünkü benim hayatım bir bilmece gibi. Hiç bitmeyecek gibi. Çünkü gereken parçaları buluyorum. Ama o bulduğum parçaların yerleri birden anlamsız geliyor. Onları başka noktaya koydukça o anlamsız parçaların sayısı 2,3...