Okula ben ve Myungsoo çok erkenden gittik. En az 5-6 kez prova yaptık. 45-50 dk sonra da Jb ve Hyomin geldi. JB gelirken bana gülüyordu. Ama neden gülüyordu.
- Madem erkenden geldik bari prova yapalım. Değil mi Jiyeon... dedi gülerek. Ben hala inanamıyordum. Bana kızgın olması gerekmiyor muydu ?
- Olur. dedi Myungsoo duygusuzca. Bende olur anlamda başımla onayladım. Hyomin'den ses seda yoktu. Bu gerçekten moralimi bozdu.
Biraz mola vermiştik. Dersin başlamasına yarım saat vardı. Çoğu öğrenciler galmişti. Onlarda prova yapıyordu.
- Kolyem! Kolyem yok !! diye bağırmaya başlamıştı Hyomin. Sabahleyin takmamışmıydı ? Yoksa kaybetti de daha yeni mi fark ediyor ? Aman banane. Çok yoruldum en iyisi su içeyim. Diye çantamı açıp suyumu içiyordum.
- JB benim için o kadar almıştı. Yok oldu. Tek benim di o kolye !! '' diye ağlamaya başladı. Sanırım bilmiyor hafızasının geldiğini.
- Jiyeon cuğum , çantanı bir dakika verir misin ? diye yağ çekiyordu. Okuldakiler bilmiyor tabi olanları. Çantamı verdim. Çantamdan JB 'nin bana verdiği kolye çıktı. Hyomin bana kimse görmeden pislik gibi güldü. Sonra ağlamaya devam etti.
- Jiyeon bu kolyenin sende ne işi var ? dedi ağlayarak.
- Zaten Jiyeon'nun du Hyomin unuttun mu ? diye bir çocuk atladı. Hyomin kendi kazdığı kuyuya düşmüştü.
- Hyomin sende kafa yok mu ? Zaten JB Jiyeon için almıştı. Ne ara senin ? diye çocuklar bir ağızdan konuştu. Ben ise olayı anlamadan sağa sola bakıyordum.
Birden sınıfa takla atan Takashi girdi. Çok mutlu olduğu yüzünden belliydi.
- Herkese günaydın ve sana da köpek. şu köpek demesi yok mu ?
- Önceki öğretmenin kararlaştırdığı dansı bu gün herkes gösterecek. Haydi bakalım 1. takım gelsin. dedi 1. takım geldi ve danslarını ettiler. Çok iyiydiler . Ama bir yerde afalladılar.
- İyiydi , ama bir yerde hata var. Evet 2. takım dedi çok iyi dans ettiler . Resmen ağzım bir karış açık izledim. Ağzımı, gülen Myungsoo'nun eli ile kapattı.
- Çok güzeldi siz şu köşeye geçin. evet 3. takım. dedi dansları çok iyi idi. Usta gibiydiler. Ama erkek kızı havya kaldırırken kız erkeğin tepesine düştü. Hepimiz bir ağızdan güldük. Takashi öğretmen ayakkabısını çıkarıp aynaya fırlattı.
- Dans kutsaldır. Ve siz dansa gülerek günah işlediniz. Hepiniz 100 mekik çekin. Köpek sen yere çömel ve dönsen de yeter. dedi ve söylene söylene herkes yaptı.
- Evet şimdi son takım. 4. takım '' Haru Haru '' şarkısı ile dans edecek. dedi. Biz heyecanlıydık. Yada tek ben heyecanlıydım. Hepimiz dansımızı yaptık. JB ve Myungsoo çok havalılar dı. Hyomin bugün nedense çok üzgündü. Yada oyunu tutmadı diye mi ? Her neyse JB hala bana sırıtıyordu. Ben hala anlamamıştım. Sonda JB ile burun burunaydık. Ve o anda JB beni öpmüştü. Ben ve tüm sınıf ne olduğunu anlamamıştık. Ayrıldık. Ben JB'ye tokadı atmıştım. Birden elimi tutup beni sürüklemeye başlamıştı. Dur bu an bana tanıdık geliyor.Birden çatıya çıkmıştık. Benim asabım bozulmuştu. Artık hiç bir şeyimdi.
- Sen ne yaptığını sanıyorsun ? diye bağırmıştım. O hala gülerek duvara yaslanmıştı.
- Neye gülüyorsun ? Çok mu komik ? dedim dudağımı silerek. Bir Hyomin'i sevdiğini söylesin bir de öpsün yok böyle dünya !
- Beni hala seviyorsun. dedi sırıtarak. O sırıtan dişlere tekme atmayı çok istiyordum.
- Ne ?
- Beni hala sevdiğini söylüyorum. Bu ... Kendine güvende nereden geliyor... Sırıtarak ona doğru yürüdüm. Ve alnına Parmağımla yavaşça vurdum.
- Artık ütopyanda yaşamayı bırakıp , gerçek dünyaya ne zaman geleceksin ? dedim sırıtarak. Birden ciddileşti ve havadaki elimi tuttu.
- Kim ? Ben mi ? dedi küstahça.
- Niye ki ? Ben bari ukalaca davranmıyorum. dediğimde elimi sertçe savurdu.
- Artık çok olmaya başladın Park Ji-Yeon ! diye sesini yükseltmişti. Bağırırken tekrardan sırıttı. Elini belime koyup yavaşça beni kendine çekti.
- Hey ne yapıyorsun ! diye onu ittim.
- Beni seviyorsun. dedi yine kendinden emince. Bu çocuk da bir hata var kesinlikle.
- Sen yine neler saçmalıyorsun ? dedim kollarımı birleştirerek ve kendimden emince. Ama bu hareketi ile dona kalmıştım. Evet elini kalbime koymuştu.
- Beni sevmiyorsan... Neden kalbin bu kadar hızlı atıyor ? diye soru sormuştu. Orada dona kalmıştım gerçekten de.
- Sinirden . dedim ama '' Yemem ben bu numaraları '' gibi bakış attı.
- Of ! Ne halin varsa gör . Deyip hızlıca aşağı inip tuvalete girdim. Bir maden ocağı gibi yanıyordum. Birden kendime olan nefretim yükseldi. Artık kendimden iğreniyordum. Aynağa baktım. Yüzüm gerçekten çok kötüydü. Makyajım akmıştı. Derin derin nefes alıp veriyordum. Aklıma birden ( Beni hala seviyorsun . ) dediği geldi. Gerçekten beni ne sanıyordu ? Ben Myungsoo'yu seviyorum. ONU DEĞİL !. Elimi yumruk yapıp aynıyı kırmaya başladım. Ellerim kanıyordu. Ama ben bunu umursamayım hala aynaya vuruyordum. Elim gerçekten çok kötüydü. Bunu umursamayıp tuvaletten çıktım. Arka bahçeye gittim. Hala sinirliydim. Yukarıdan bana bakan JB 'yi hiç fark etmemiştim. Birden Hyomin bana doğru gelmeye başladı.
- Ne oldu şimdi de psikopat mı oldun ? dedi alaylı bir şekilde... Hiç umursamadım. Sadece gülmekle yetindim.
- Daha senin gibi olmak için kırk fırın ekmem yemem lazım. dedim. Oda gülmeye başladı.
- Yani bu işte ustayız. dedi kendinden emince. Ayağa kalktım. Daha fazla burada durursam bir kaza çıkabilir. Zaten moralim bozuk. Tam gidecektim ki. Hyomin boğazımdan tuttu sıkmaya başladı.
- Sana JB ve Myungsoo'dan uzak duracaksın demiştim ! diye bağırdı. Bu kız ne yaptığını sanıyor. JB çatıda yoktur. Uzaktan motoruyla giden JB 'yi görür.
- Beni bırak nefes alamıyorum... dedim ama dinlemedi. Beni hemen yanımızdaki benzin deposuna soktu. Bana pislik gibi gülmeye başladı.
- Ne kadarsa safsın. dedi alayca. Ben nefessiz kaldığım için öksürüyordum.
- Ne ? diyebildim. Sadece. Arkadan 4-5 kız geldi. Hepsi de Hyomin gibi sırıtıyordu.
- Artık bundan sonra görüşemeyeceğiz ne yazık ki. Biricik arkadaşım. dedi Hyomin garip bir sesle... Ben tam ağzımı açacaktım ki kızlar üstüme geldi. Bir kaç tanesine vurmaya çalıştım ki beni yere savurup ellerime ayağı ile basmaya başladılar. Ellerimdeki acı iyicene artmıştı. Ağlamaya başlamıştım. Acıdan kıvranıyordum.Elimdeki cam parçaları dahada derine giriyor, elimi yarıyordu. Bazıları daha var deyip beni bir sandalyeye oturtup bağlamaya da başladılar.
- Ayy... Ne kadar acıdım bir bilsen. En iyi arkadaşımı böyle görmek... dedi yapmacık bir üzüntüyle. İki tane kız sandalyenin başında birisi ise elinde tahta bana pis pis bakıyorlardı.
- Evet Jiyeon... Ben sana demiştim. Oyun daha yeni başlıyor diye... şimdi acıdan kıvran ve bir bebek gibi ağla ... dedi Hyomin... hiç ondan bu kadar nefret etmemiştim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♥ Benim Mutlu Günüm ♥
RomantizmSizin hayatınız bilmece gibi mi ? Çünkü benim hayatım bir bilmece gibi. Hiç bitmeyecek gibi. Çünkü gereken parçaları buluyorum. Ama o bulduğum parçaların yerleri birden anlamsız geliyor. Onları başka noktaya koydukça o anlamsız parçaların sayısı 2,3...