Myungsoo yavaşça kendini balkondan aşağı atarken abim elinden tutmuştu.
- Atayım mı len, bak bak bırakıyorum.
- Hyuuunnggg!!!
- Hahaha! Ay elim kaydı !
- Yaaaaaaa! Myungsoo'nun korku ve tam çıkartamadığım bir duygu ile bağırmasının ardından bu işe el atmam gerektiğini anladım.
- Abi !
- Ha ? Ha mı ? Ha Mı ? HA MI ?
-...
- Ne var ?
- Şey... Myungsoo'yu kurtarsan artık ?
-...
- Abi ?
- ...
- Abi !
- ...
- Cevap versene ya !
- Efendim ?
- Sen beni dinledin mi ?
- Sen bir şey mi dedin ?
- İu ben gidiyorum.
- Nereye gidiyorsun ? Gel yardım et. Ayı gibi! Kaldıramıyorum.
- Hyuuuunggg!
- Bak bak,bir de konuşuyor !
-... Myungsoo gözünden bir yaş damla ile başını eğdi. Merak etme Myungsoo... Ben abimi 20 yıldır çekiyorum.
Bir süre sonra abimin yanına gittiğimde tüm gücümle Myungsoo'yu çekmeye başladım. Ta ki...
* Dırm dırm !
- Aaa, telefonum çalıyor ! Abim hemen telefonunu açıp gitmesi ile Myungsoo'yu düşürecek gibi olmam bir oldu.
- Myung-sooğğ!!!
- Ne olur bırakma Jiyeon!
- İU- yar-dıdım... ET!
- Tamam! Hemen odadan çıkıp buraya doğru hızlıca gelmeye başladı. Bende Myungsoo sayesinde 3. Dünya Savaşı'nı veriyordum.
- Jiyeon ne olur bırakma!
- Biliyoruz, bırakmayacağım !
- Aynen, daha senle evlenip eline o yüzüğü takacağım .
- Ne ? Duyduklarımdan dolayı Myungsoo'nun elini bırakmıştım. Tabi oda yer çekimine karşı gelemediğinden yere çakıldı. Sorun değil balkonun altında otlar vardı, defalarca düşmeme rağmen bana bir şey olmadı-
Madem ölümcül değil. Neden onu çekmeye çalışarak Çin işkencesi yapıyoruz kedimize ? Abim çok zeki. Hemen kaytardı!Bir süre sonra Myungsoo' nun söylenmeleri duyulmaya başlayınca yüzümde garip bir gülümseme vardı. Evlilik demek ? Bazıları bu kelimeden nefret ederken bazıları çok memnundu. Ben... Memnun? Yok Aşk-I Memnun...
Neyse...
Balkondan aşağı baktığımda bir eli belinde, bir eli boşta olan ve topallayan Myungsoo'yu gördüm. Ufak çaplı bir gülmenin ardından hala merdivende uyuyan JB'yı hatırlayıp bir yatağa götürmeye karar verip yanına gittim. Oğlum insan bir kalkar bakar neredeyim, nasılım veya ne yapıyorum diye ?!
Jb' yi yatağa götürdükten sonra arkamda dikilmiş, resmen kafasında bahçeyi taşıyan bir adet erkek ile göz göze geldim. Resmen kafasında bahçeyi taşıyor derken kafasında ağaç dalları falan demek istedim. Yani gerçekten kafasında bahçe yok. Neyse siz anlamışsınızdır. Ne kadar çok 'Neyse' diyorum ??Neyse... Konumuza dönelim.
- M-Myungsooo
- Ooo... Kimler var mış? Jiye-ON
- Şarkı gibi söyler On on... Napıyon? Anlaşılan kızıyon. Ama biliyon. Çok kötü yapıyon.
- ...
- Çok kötü değil mi ?
- Son beş saniye.
- Ne ?
- 5
- Ne ?
- 4
- 3 Jiyeon her şeyden habersizce gaza gelerek o da saymaya başladı.
- 2
- 1 !!! Merry Ch-
- Şimdi sen bittin !
- N-Ne ? Myungsoo, yüzündeki pis bir sırıtma ile bana doğru bir adım attı.
-Myungsoo?
- Jiyeon Yüzündeki o gülümseme iyicene yayılıyordu.
- Bence kaçarsan iyi olacak.
- Yok-sa...
- Korkabilirsin. Myungsoo bir kaç adım attığında bende kaçmak için bir iki adım atacaktım... Sadece atacaktım. Ta ki ayağım halıya takılana dek. Ama Myungsoo kahkaha atarak beni yerden kaldırdı.- Hep sakarsın.
- Sende salaksın.
- Nee ?
- Aha öldüm ben. Şuan kaçayım değil mi ?
- Aynen iyi olur.
- Sen say.
- Tamam
- Ama gözlerini kapat.
- Görende saklambaç oynuyoruz zannedecek.
- Sen bir kapat.
- Asjdjdz Bir kaç şey dedi ama anlayamadım.
- 5
- 4
- 3
- 2
- 1
- 0
- Sağım solum- Hay Jiyeon beni ne hale getirdin- Oha! Kız ne ara gitti.
Myungsoo gözlerini kapatır kapatmaz yanından ayrılıp lavaboya girdim ve kapıyı kilitledim. Puhahahah !
Ama gördüğüm şey ile gözlerim yerinden çıkacaktı. Bu ne ?! Hangi yaratık deliği tutturamaz!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♥ Benim Mutlu Günüm ♥
RomanceSizin hayatınız bilmece gibi mi ? Çünkü benim hayatım bir bilmece gibi. Hiç bitmeyecek gibi. Çünkü gereken parçaları buluyorum. Ama o bulduğum parçaların yerleri birden anlamsız geliyor. Onları başka noktaya koydukça o anlamsız parçaların sayısı 2,3...