Doğum Günü

118 9 19
                                    


Abimle arabaya binip Myungsoo'nun evinin yolunu tuttuk. Yolda Suzy ve abim ön koltukta bir şeyler hakkında konuşuyorlar ve gülüyorlar. Hyomin ve ben arka koltukta sadece pencereden dışarı bakıyorduk. Şuan etraf çok güzel kokuyordu. Yemek miydi ki bu koku ? Hayır, bu koku Myungsoo'nun parfümü idi. Bir erkek parfümü bu kadar mı güzel kokar ? Biran kendimi sapık gibi hissettim ve utanmıştım. Ve utanmama da deli gibi gülmüştüm. Şuan herkes bana şizofren gibi bakıyordu. Abim ise '' Bu benim kardeşim değil. Hastanede bebekler karıştı '' gibi şeyler saçmalıyordu.  

Bir süre sıkıldıktan sonra arabanın penceresini açtım ve  açtığımda dışarıdaki kar kucağıma gelip erimişti. Kar, beyaz ve masum bir şey. Ama çoğu kişi kar gibi olmak istiyor. Neden kar olmak istiyorlar ki ? Uzun zaman geçmeden eriyip yok olacaksın ? 

Yolda aslında doğum gününü onların evinde değil Incheon'da  yani sahildeki evlerinde kutlayacağımızı anladım. Zaten evimiz Seul'un çıkışında olduğu için yaklaşık 27 km  lik bir yol. Uzundu... Ama akşamı ayrı bir güzel yapan ışıklardan o kadar da önemli değildi. Binalar ve arabalar... Belki yakından o kadar da güzel değildi. Ama uzaktan, sanki ışık gösterisi gibiydi. Bize özel gösteri...

Yaklaşık 1 saat sonra vardığımızda Hyomin koşa koşa lavaboya gitti. Tüm yol boyunca kusmamak için kendini tutmuştu. Şuan ilkbahar olduğu için sıcaktı. Ama karşımdaki denizin esintisi ve dalga sesleri... Birisi bana vursun. Geceleğin deniz bu kadar mı büyüleyici olur ? Birisi sırtıma ceket koyduğunda şaşkınlıkla ona baktım.

- Annem akşama üşürüz diye ceket verdi.  Annemi yerim !!

Abime sarıldığımda arkadan bize doğru gelen Suzy'yi gördüm.

- Hadi içeri gelin. Herkes geldi.  Abimle onaylayıp içeri geçtik. Ama gördüğüm manzara pek hoş değildi. İçki içen adamlar flörtleşen çiftler, bara özenerek yapılan oda... Burası bana çok zıttı. Ben kendimi bildim bileli böyle yerlerden nefret ederim. Abim pek hoşlaşmadığımı anlayacakki elini koluma koydu.

- Eğer yanımdan ayrılırsan seni öldürürüm.  Dedi kulağıma doğru fısıldayarak. Haklıydı. Öncelikle o beni öldürmeden ben kendimi öldürürdüm. Abimle bir koltuğa geçtiğimizde müzik sesleri daha yükseldi. Sağır olacaktık yakında...  Uzun zaman geçmeden yanımıza JB ve Sungyeol'da geldi. Abimi Sungyeol'u tanıştırdım ve yerime geçtim. Şuan aşırı sıkılıyordum. 

- Jiyeon dans edelim mi ?  Abimden gelmişti bu teklif :D asdasd Gülerek onayladım ve insanların olmadığı bir yere gittik dans etmeye başladık. Eğer orada edersek... Hiç hoş şeyler olmayacaktı.

- Abi gidelim mi ?

- N-Neden ?  Abimin şaşırdığı çok belliydi.

- Ben, hiç böyle düşünmemiştim doğum gününü.

-... 

- Lütfen.

- Sen istersen Bir zaman sonra koltuktan çantamı aldım ve arkadaşlara son bir kez konuştuktan sonra dışarı çıktık. 

- Abi

- Ne oldu Jiyeon.

- Abi hemen gitmeyelim

- Ne ?

- Denizi seyretsek olur mu vakit var ve ben gitmek istemiyorum.

- İyi bakalım. Yere oturduğumda abim de yanıma oturdu. 

Deniz çok gizemliydi burada. Seul de kar yağarken burada yağmaması... 

Derin bir iç çektikten sonra abim konuşmaya başladı.

♥ Benim Mutlu Günüm ♥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin