Jiyeon'un ağzından
Gözlerim denize bakarken yanıma Myungsoo geldi.
- Jiyeon iyi misin ?
- Abim ve İu daha gelmediler Dedim kısık sesimle. Yüzünde bir üzüntü ile başımı omzuna yasladı.
- Gelecekler. Lafı bittiğinde biraz ondan uzaklaştım.
- Söz mü ?
- Söz dedi gülerek. Bende yüzümde bir gülümseme ile okyanusa baktığımda yukarıdan gelen bir ayakkabı ile yukarı baktım. Abim ve kucağında İu paraşüt ile geliyordu.
- A-ABİ !! Diye bağırdığımda bize bakarak sırıtıyordu.
Adanın ortasına doğru iniş yaptığında Myungsoo ve ben oraya doğru hızlıca koşmaya başladık.
Abimler görüş alanımıza girdiğinde iplerden kurtulmaya çalışıyordu. Yüzümde sıcak bir gülümseme ile onlara sırıldığımız da arkadaki küçük bir ev dikkatimizi çekti.
- Ev ?
- Acaba kalan var mıdır ? Hepimiz meraklı gözlerle eve doğru yürüdüğümüzde aniden evin içinden gelen çığlıklarla hepimiz korkmuştuk.
- N-Ne oluyor ! Abim elini omzuma koyması ile biraz daha eve yaklaştık. Bir tane kadın doğum yapıyordu. Ama evin içindeki buhardan ve tütsüden pek iyi gözükmüyordu.
Uzun uğraşları sonucunda bebek doğduğundan kadın meraklı gözlere bebeğe bakmaya çalışıyordu. Ama doğuran kadının yüzü pek memnun değildi. Kadına bir şeyler dedikten sonra kadın ağlamaya başladı.
Tam o sırada yanımıza gelen yaşlı kadın bizlere bakmaya başladı.
- Ş-Şey... Biz bir şey demeden kadın o eve girdi ve doğum yapan kadın ile uzun bir süre konuşmaya başladılar kadın ağlayarak ona yalvarır gibiydi. Ama yaşlı kadının kabul etmediği her halinden belliydi. Kadın tüm gücü ile dilini ısırmaya başladığında abim eve dalacaktı ki Myungsoo onu durdurdu.
- Şuan biz karışmazsak daha iyi olacak Hyung demişti. Abim ise başı ile onaylayıp izlemeye devam etti.
Yaşlı kadın cebinden bir hançer çıkardı ve elini biraz kesip kanı bebek ile kadının göğsüne sürdü ve elindeki hançeri hızlıca kadının kalbine sapladı. Bu manzara hepimizin miğdesini bulandırıyorduki kadının kalbinden garip biçimde bir tane daha hançer çıktı. Kadının hançeri ile bebeğe bir şey yaptıktan sonra kadın yavaşça gözlerini kapatırken bebek ağlamaya başladı. Bu gördüklerimiz kanımızı dondurmuştu.
- B-Bu da ne ? Hepimizin gözleri küçülmüştü. Evdeki yaşlı kadın yavaşça evden çıkarken hepimize ilk ciddi ciddi baktı ve anlamsızca sırıttı.
Burada neler oluyor ?
Evdeki insanlar evden çıkacakken hızlıca koşup oradan uzaklaştık. Şuan hepimizin bu olayı düşündüğü olduğu çok belliydi.
Uçaktan inen insanların yanına giderken herkesin bir gemiye bindiğini gördüğümüzde biraz afalladık.
- Yok artık ! Derken gemideki birisi bize gelmemizi bağırarak söyledi.
- HADİ GİDİYORUZ !
- Oha ! Koşun lan ! Abim yine konuşmaya başlamıştı.
Abimin sesi ile hepimiz bizi almaya gelen gemiye bindik. Ve gördüğümüz manzara ile hepimiz hayattan soğuduk. Çünkü gemi ile 15 dk geçmeden Tokyo'ya gelmiştik. Meğersem bir tatil adasındaymışız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♥ Benim Mutlu Günüm ♥
RomanceSizin hayatınız bilmece gibi mi ? Çünkü benim hayatım bir bilmece gibi. Hiç bitmeyecek gibi. Çünkü gereken parçaları buluyorum. Ama o bulduğum parçaların yerleri birden anlamsız geliyor. Onları başka noktaya koydukça o anlamsız parçaların sayısı 2,3...