Bisiklet

137 8 23
                                    


-Myungsoo... Aslında ben seni... (İçim istemsizce kıpır kıpır olmuştur.) Ben seni... (İşaret parmağı ile beni susturdu.)

- Biliyorum Park Jiyeon. 

-Nasıl ya?

- Okulda ki çoğu kız zaten beni seviyor. Saçlarını eliyle geriye atarak havalı bir şekilde yanımdan uzaklaşmıştı.

Sinirden ve utançtan ne yapacağımı bilemeyerek, masadaki Jang Jorim'den bir avuç alıp arkasından fırlattım. (Kafedeki herkes bize bakıyordu. Nasıl utandığım anlatamam.) Myungsoo kafasından yumurta sarıları ve etler sarkarken geri döndü.

-S...Sen... Napıyorsuuuuuğn!!
- Şey... Ben..
- Kızım artık kimse seni elimden alamaz... Yan masadaki bir makarnaya bir bana baktı ve sırıttı. 

- H-Hayır. Aklından bile geçirme. Myungsoo! 

- Hehehe... İntikam soğuk yenen bir yemektir Park Jiyeon... Makarnayı alıp kafama doğru fırlattı ve kıskıs güldü.

Jiyeon'dan ses seda yoktur. Bir süre sonra üstündeki ve saçındaki makarnaları temizler ve bir şeyler mırıldanır. Myungsoo gülerek Jiyeon'a yaklaşır.

- Ne oldu korktun da küçük dilini mi yuttun ?

- Bittin sen... ( Sinirden köpürmemek için sessizce söyledim.) 

- Ne? Duymuyorum , yüksek sesle söyle.

- BİTTİN SEN !!!

- Oha kız delirdi. Myungsoo korkarak kaçmaya başlamıştı. Ben onu serbest bırakırmıyım ? Tabiki de hayır... 

O önde ben arkada Seul sokaklarında koşuyorduk.

- Jiyeon dur !  Hala koşmaya devam ediyordu.

- Ben seni öldürene kadar olmaz 

- İyi sen bilirsin diyerek tüm gücü ile koşarak aramıza bayağı fark yaptı. Bende koşarken biraz yavaşladım. Sonra etrafıma  bakınmaya başladım. O benden kaçamazdı! Bir tane bisiklet vardı çocukta su içiyordu. Çocuğa para vererek bisikleti aldım ve Myungsoo'ya yetiştim. 


Myungsoo'nun keyfi yerinde iken bir an siyahların içinde Azrail gibi olan beni görmesi ile tüm keyfi kaçması bir oldu. 

- Jiyeon sen iyi misin ?

- EveT Myungsoo'CUĞUM ben çok İYİYİM... Sert biçimde yutkundu. Korktuğu belli oluyordu. Tam kaçarken kolundan tuttum. Bu oyun burada bitecek. Ama bisiklet dengesini kaybetip yere düştüm. Myungsoo bana kızmak için döndüğünde bisikletin zinciri ayağımı yaraladığını gördü. Kızgınlığının yerine üzüntü geçmişti.

- Jiyeon iyi misin ?  

- Ben iyiyim-

- Bunlar hep çocukluğundan oluyor !  Diye kızdı bana gıcık... 

- Off... Başımıza dert olacaksın desene.   Söylenip bisikleti kaldırdı 

- Gıcık-  Lafımı bitirmeden beni kucağına alıyor ve bisikletin önüne koyuyordu.

- Söylesene hangi gıcık böyle yapar.

- ... 

- Hadi seni eve bırakalım geç oldu.Ha bak sana ne diyeceğim-  Bisikletin direksiyonuna yetişmek için arkadan yaslanmıştı. Bu bana bir anımızı hatırlattı. Eskiden bizde kaldığı günlerdi sanırım. 1 günde olsa çok eğlenmiştim. Balkonda yıldızları seyretmiştik... Ne güzel günlerdi... Bir dakika! O zaman biz dans yarışmasına katılıyorduk. Yani!?  O günler çok uzakta değil. Eğer dans öğretmenimiz dansımızı beğenirse biz katılabiliriz o yarışmaya. Böylece eskisi gibi olur gelecek! Aynen, of yine çok zekiyim-

♥ Benim Mutlu Günüm ♥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin