Dans Yarışması

342 18 0
                                    


-Woohyun ' un ağzından-

Ben bunu söyleyecektim. Jiyeon ' un ağlaması artmıştı. Kolumu sıkmaya başlamıştı.

- Woohyun söyleme lütfen. Ne istersen yaparım söz. Gözünde gerçekten hiç mi değerim yok ? Hey Woohyun cevap ver !! 

- Woohyun söyle artık ! Adamı hasta etme ! Hyomin ve Jiyeon ne ?   iyicene köpürmüştü.

Tam söyleyecekken Jiyeon ' un hareketi lafı bölmeme ve şaşırmama neden olmuştu. Evet Jiyeon söylememem için önümde diz çökmüştü.

- Lütfen... Woohyun söyleme lütfen...  ben aşırı şaşırmıştım. Min Hyuk ve Hyomin ' de şaşırmıştım. Bunu söylerken bile göz yaşları yavaşça yanaklarından süzülüyordu. Kim ne diyeceğini bilmiyordu. Hyomin yüzünde biran pis bir gülümseme oluştu ve acıma duygusu ile Jiyeon ' a yaklaştı. Eliyle yavaşça Jiyeon'un saçını okşadı. Jiyeon sinirle Hyomin ' in elini sertçe itti. Bunu gören Min Hyuk hızlıca Hyomin ' in yanına gidip sarıldı. Jiyeon nedense şaşkınca onlara bakıyordu. Bende hızlıca Jiyeon ' un yanına gittim. Jiyeon şuan kesin '' Öz abim beni değil Hyomin ' i önemsiyor ! '' diye düşünüyordu.

Min Hyuk , Jiyeon ' un aniden omuzlarını sıkmaya başladı. Jiyeon gözlerini büyüterek şaşkınca bakıyordu. Ne olduğunu anlamamış gibiydi.

- Sen ne yaptığını sanıyorsun !!!   diye haykırdı Min Hyuk.

-  Ab-abi ş-şey b-b-ben...  Jiyeon şaşkınlıktan ve kekelemekten konuşamıyordu. Sinirden hemen Min Hyuk ' un yakalarından tutup yüzüne sert bir yumruk koydum. Jiyeon ' un elinden tutup odadan çıktık. Ama daha çıkmadan Hyomin ' e baktım. Yüzünden pis bir ifade vardı.

-  Sen sandığımdan daha da pislik çıktın Hyomin...  deyip çıktım. Jiyeon ' un hayal kırıklığına girdiğine eminim Ama göz yaşlarının yere deymesi bile duyulurken nasıl yüzüne bakarım. Hızlıca motoruma bindim ve kaskımı kafama taktım. Göz yaşlarının aktığı yerler çok netti. Hafif tebessümle elimle sildim.


- Buradan gidelim. Daha fazla kalmak istemiyorum burada...  dedi Jiyeon göz yaşlarının arkasından.

- Tamam bin hadi. dedim gülmeye çalışarak. Başıyla onayladı ve motora bindi. Arkamdan yavaşça bana sarıldı ve ellerini belimin önünde birleştirdi. Hafif güldüm ve Seul 'u gezmeye başladık.

Babasının anlattığına göre dans ederken , parkta müzik dinlerken ve denizi izlerken kafasını azda olsa dağıtıyormuş. Şimdi denize gidersek kendisini denize atar. Ondan olmaz. Parkları da yıkılıp şirket yapıldığına göre geriye dans etmek kalıyor.

- Hey !  diye seslendim.

- Hmm dedi dudaklarının arasından.

- Dans etmeyi ve şarkı söylemeyi seviyor musun ? diye sordum. İlk güldü. Galiba bu soru hoşuna gitti.

-  Hıhı   dedi gülerek.

-  Yemin ediyorum Kore Dil Kurumunu çökerteceksin bu gidişle. diye kahkaha atarak söyledim. Oda kahkaha attı. En azından bu olaylardan azda olsa uzak tuttum.

-  Yaa !  diye güldü. Ufak çaplı gülme krizine girdik. Uzakta dans pisti ve halk ilgimi çekti. Bir kartonda '' Dans yarışması '' yazan yazı ilgimi çekti.

- Dans etmeyi sevdiğine göre sorun yok.  dedim ve oraya doğru gaza bastım.

-  Ha ?  diye kabaca bir şey dedi. Ama takmadım ve oraya gittik. Önünde durduk gördüğüm kadarıyla kayıt olan yerde çok kişi vardı. Jiyeon göz yaşlarını siliyordu. Boğazımı temizleyerek kaydımızı yaptırmak için gittik. Jiyeon dans kategorilere bakıyordu. Bende baktım sonra şarkımızı seçtik '' SuperStar '' seçtik.

♥ Benim Mutlu Günüm ♥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin