Başımı yavaşça kaldırdım. Gitmemesi için bir elimle ceketini tutuyordum. Yüzüne bakmaya utanıyordum. Çünkü bakarsam ondan uzaklaşmam daha da zor ve acı verici olacaktı. Elimi, ceketinden çekip tutmaya başlamıştı. Utanıyordum , ama bir o kadarda heyecanlı. Sonra bütün cesaretimi toplayıp ona baktım. Gözlerinde huzur vardı.
- Elveda demeyeceğim. dedi gözlerindeki huzur daha da içimi ısıtırken. Yumuşak bir tebessüm etti. Sonra da diğer eliyle saçımı okşadı. Eli yavaşça inerken saçımı kulağımın arkasına götürdü nazikçe.
- Hoşça kal. Ne zaman gelirim bende bilmiyorum. bu sözü, içimdeki bir şeyi kırmıştı.
- Ama benim için bekler misin ? Ne zaman geleceğimi ben bile bilmiyorken ? bu sorusunu başım ile onayladım. Sonrada yine gülerek kulağımdaki elini yanağıma götürüp yavaşça okşadı.
- Evet bekleyeceğim. Ne zaman geldiğini bilmemem sorun değil. Ben yinede kesinlikle bekleyeceğim ! benim böyle demem hoşuna gitmiş olacak ki sırıttı. Sonra aniden ciddileşti. Yüzüme doğru eğildi. Yine güldü ve kulağıma bir şey fısıldadı. Dediği şey beni iyicene utandırmıştı. Sonra gülerek arabaya binip gitti. Yüzümde anlamsızca bir gülümseme oluştu.
Gülerek içeri girdiğimde gördüğüm şey ile ağzım '' O '' şekli almıştı. Bu kadarcık zaman bile olsa ortalığı toplamışlardı. En azından işten paçamı kurtardım. Elimle başımı kaşırken bir an '' çıngır '' sesi duydum.
Merak ederek elime baktım. Bir tane kolye buldum. Sarı kapağı vardı. Açtığımda romantik bir tane şarkı çalmaya başladım. Birden içime bir huzur buldum. Gülerek dinlemeye başladım. Bir sandalye buldum. Çekerek dinlemeye başladım.
Şimdi düşünüyorum da hayatım ne kadar da değişmiş benim. Eskiden sade bir hayat yaşarken şimdi... Bilmem çok değişik. Derin bir nefes aldım ve kafam havadaki bulutlara kaydı. Ne güzeldiler bu gün. Elimdeki kolye ile ne güzel gidiyordu. Gözlerimi yumdum ve bu anın tadını çıkarmaya karar verdim.
Deniz kenarına gittim ve kapağı açıp tekardan şarkıyı dinlemeye başladım. Ne güzel ve sakindi. Kumların üzerine kendimi serbest bıraktım. Kumlar çok sıcak ve rahattı. Gözlerimi yine bulutlarla birlikte açtım. Ne kadar yakınlardı sanki elimi uzatıp onları sıkabilecekmişim gibi. Sonra kolumu serbest bıraktım. Biraz uyku çeksem iyi olur, bu manzarayla. Gözlerimi sakince kapatmıştım. Açtığımda yataktaydım. Gerçekten de her gün uyumayı kesmeliyim. Güneş doğuyordu. Ne yani neredeyse 1 gündür uyuyordum.
- Kolye ?! diye yerimden zıpladı. Çünkü boynumda değildi. Hızlıca sağa ve sola bakındım. Kapıda duran bir adet Hyomin' e rastladım.
- Hyomin ? Senin burada ne işin var ? dedim meraklıca ve hafif sinirle. Pişmiş kelle gibi sırıttı.
- Bilmem. bir gün bu kız elimde kalacak. Ama ne zaman bilmem.
- Kolyem sende mi ? dedim sinirden tıslayarak.
- Salak mısın ? Yoksa tipin mi öyle gösteriyor ?
- Efendim ? dedim. Bu kız yine ne saçmalıyor derken birden üstüme üstüme geliyordu. Aman Tanrım didim. Yandaki masadan bir şey alıp yüzüme fırlattı.
- Ben seni- derken attığı şeyin o kolye olduğunu fark ettim. İstemsizce gülmüştüm. Bir şey oldu mu diye incelemeye başladım. Çok heyecanlanmış ve korkmuştum. Derin iç çekerek yatağıma geri yattım. Bir gözümü açıp Hyomin' e bakmaya başladım.
- Ne var ? ilk ağzını açtı. Sonra dememeye karar vermiş geri geri kapattı.
- Boş ver . Desem bile anlayacak mısın ? deyip gitti gıcık !
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♥ Benim Mutlu Günüm ♥
Storie d'amoreSizin hayatınız bilmece gibi mi ? Çünkü benim hayatım bir bilmece gibi. Hiç bitmeyecek gibi. Çünkü gereken parçaları buluyorum. Ama o bulduğum parçaların yerleri birden anlamsız geliyor. Onları başka noktaya koydukça o anlamsız parçaların sayısı 2,3...