♥ Benim Mutlu Günüm ♥

Kaos

MEDİA'DAKİ  ŞARKI İLE OKUMAYI UNUTMAYIN !!

Bu arada media'da Kang Min Hyuk ( Yani abi var :3 )

Myungsoo'yu gördüğümde içimde tarif edemediğim duygular belirivermişti. Ben sadece ona bakıyordum. Ne diyebilirdim ki ? Sadece ona bakıyordum. Gülümseyerek arkasındaki sakladığı şeyleri çıkardı. Bir demet çiçek ve yüzüktü. Yüzümde tarif edemediğim bir şey belirdi. Şaşkınlık ? Mutluluk ? Heyecan ? Bu ne alaka ? Gibi şeylerin duyguları bir anda yüzümde oluştu. Gülümseyerek elimi tuttu ve kutuyu elime koydu. Kalbim çok hızlıydı. Kanlarımın kaynayarak vücudumda dağılışını hissedecek durumdaydım. Yanaklarım pespembeydi kesinlikle. Gözüm yatakta heyecanla bizi izleyen Hyomin'e kaydı. O bana karşılık daha da heyecanlıydı. Myungsoo gülerek elini saçlarının arasından geçirdi.

- Aç hadi... Uyuyan Güzel. demesi beni daha da heyecanlandırdı. Yutkunarak ve gözlerimi kapatarak kutuyu açtım. Gözlerimi açmak istemiyordum. Ellerimde bir şey hissettim. Galiba Myungsoo'nun eliydi ve yukarı çıkıyordu gözlerimi açtım ve gülmeye başlıyacaktım ki gördüğüm manzara ile çığlığı bastım. Kutudaki örümcekmiş !!

- AA !! Myungsoo al şunu all !!! hala kollarımdan son hızla çıkıyordu. Hyomin gülmekten ölecek duruma gelmişti. Myungsoo ise yere oturmuş gülüyordu.

- Myungsooo alllll !! diye ne kadar da bağırsam boşuna. Boynumda sekiz şey hissetmem dolaba o anki hızımla kafa atmama neden olmuştu. Sonra kendimi yerde buldum. Gözümü açınca örümcek yüzümdeydi.

- Aman Tanrım! Alın lan şunu yemin ediyorum öldürecek bu beni. !!!! Myungsoo gülerek ayağa kalkıp yanıma geldi. O anki heyecanla elinde ki  bir kitabı yüzüme hızlıca vurdu ve örümcek yüzümde ezilip parçalandı. Bende o anki iğrençlik ve korkuyla bayılmışım.

Uyandığımda doğrulmaya çalıştım. Galiba banyodaydım. Ayağa kalktığımda gözlerimi açmaya çalıştım. Gözlerimi açtığımda gözlerimin yanması ile geri geri adım attığımda kayarak kafamı yere çarpmam bir olmuştu. Düşerken attığım çığlıkları duyacak olacak ki annem geldi hemen. 

- Jiyeon! Jiyeon! İyi misin? 

Konuşurken ağzımda ki köpükleri tükürerek:

- Değilim ya!Püeğh! Myungsoo!!!!!!!

Kalktığımda hemen elimle yüzümdeki köpükleri sildim. Hemen bir bornozu giyerek koşturarak çıktım. 

-Myungsoo gel buraya! 

Myungsoo merdivenlerden koşarken abime çarptı. 

- Napıyorsun? dedi abim.

- İyi siz nasılsınız Kang Min Hyunk? dedi Myungsoo 95 derece eğilerek.

- Napim hep aynı. dedi abim 105 derece eğilerek. 

- İyi olmanıza sevindim. dedi Myungsoo 125 derece eğilerek.

- Eyvallah. dedi abim 125 derece eğilerek. Daha fazla eğilemiyorlardı. Abim beni fark etti kafasını kaldırdığı sırada Myungsoo'ya kafa attı. Myungsoo'nun burnu kanıyordu. 

- Jiyeon kızım gitsene!!???!? Myungsoo'nun gözünü eliyle kapatmıştı. Bana  bak ağzını yüzünü dağıtırım git üstüne bir şeyler giy! 

- Tamam abi! 

- Bak hala burda! Terliğini çıkartıp kafama fırlattı. Git! Myungsoo gel burnuna pansuman yapayım.