Okul

104 11 11
                                    

Merhaba !! ^^ Yeni bölümle karşınızdayım. Lütfen  yukarıdaki şarkı ile okuyun ^^ Hepinizi seviyorum ☺

Sabahleyin uyandığımda Myungsoo'nun yatakta olmadığını ve uykumu çok iyi aldığımı fark ettim. Ama yatakta ve yorganda kokusu ve sıcaklığı hala vardı. İçim kıpır etmiş, yüzüm yanmıştı. Myungsoo...

( Kendimi sapık gibi hissettim yazarken, asdasda neyse hikayeye devam :D ) 

Yatağımdan kalkıp saate baktım. Evden çıkmama ortalama 2 saat vardı. Telefonu yerine koyarken bir elimle de yan masadaki tokayı aldım. Ayağımda ani bir titreme hissettiğimde pofuduk tavşan terliklerimi giydim ve saçımı hemen bir at kuyruğu yaptım.

Banyoya geldiğimde içimde büyük bir sevinç vardı. Çünkü abim hala uyuduğundan banyo boştu ve beklemeyecektim. İçimdeki bir bebek sevinci ile banyomu hızlıca oldum ve bornoz ile banyodan çıkıp üstümü giydim.  Hala 1 buçuk saatim vardı. 

Çantamı hazırlayıp mp3 çalardan bir şarkı açarken bir yandan da kulaklığı taktım. Odadaki işimi yavaşça halledip çantamı kapının kenarına, ayakkabılarımı da yanına hemen hazır ettim. Unutmadan da yeni kuşumuz Abisi'nin yemini ve suyunu değiştirdim. Saate tekrar baktığımda derin bir iç çektim.  Çünkü 1 saat vardı. Neden zaman bu kadar yavaş akmak zorunda, diye düşünürken kahvaltıyı hazırlamaya karar verip buzdolabını açıp kahvaltılıkları çıkardım ve çalan şarkıyı değiştirdim. Ben ne ara bu şarkıyı indirdim ?

İçimde büyük bir sevinç vardı. Uzun bir aradan sonra abimle aynı okula gidiyordum. Ama farklı bölümlerdeydik. O müzik aletlerin üzerinde okurken, ben direk onu görüyordum. Şuan abim son sınıf, ben ise 2. sınıftayım. Olsun, bir çok arkadaşım vardı. Aynen yine aynı okuldayız. Yani bir çoğu ile. Öğretmenlerde aram iyi. Ama... Bay Kim yani Myungsoo'nun babası ile aram pek iyi değil. Bazen annesi okula gelince tatlı bir konuşma oluyor aramızda. Ama babası... Aynı eskisi gibi. Soğuk! Myungsoo'nun annesi o adamın neyine aşık oldu ki ??

Ailem yavaş yavaş uyanırken  bende hazırladığım yemekleri masaya koydum. Annem masayı görünce hızlıca bana sarıldı. Çünkü onu işten kurtarmıştım. Aramızda tatlı bir konuşmadan  sonra yemeğe başladık. 

Yemekten sonra  hemen kalkıp ellerimi yıkarken abim üstünü değiştirip tek koluna çantayı taktı ve gitmeye hazırladığımızı anladım.

Bugün abimin yoğun isteği üzerine  okula bisikletle gittik. -,- Bir çocuk gibi birbirimizle yarışıyor, üstümüze doğru sürüyorduk. Ortalama 7 dakika sonra okula vardık. Aynen, okul yakındı. Bisikletlerimizi direklere kilitledikten sonra ( Bisikletler için konulan yerler olsa da farkımız tarzımız diye direklere kilitledik. :D ) okulun içine doğru yürümeye başladık. Abimin dersi ve bölümü başka binada olduğundan son kez sarılıp sınıflara doğru hızlıca yürümeye başladım. Binaya hep girdiğimde gözlerim büyüyordu. 2 yıl geçse de alışamamıştım. Çünkü... Nasıl desem, çok güzeldi. Kore'de, başka bir dünya var olduğunu kanıtlıyordu bu okul. Derin bir iç çekip sınıfıma doğru yürümeye başladım. Kafeteryadan geçerken yemek yememe rağmen burnuma gelen tost kokusu beni benden alıyordu T.T

Sınıfa girdiğimde neredeyse sınıfın yarısının geldiğini fark ettim. Yavaşça yürüyüp sıraya çantamı koydum ve özetleri çıkarıp bu günkü konu için hazırlandım. Zilin 2-3 dakika sonra çalması ile özetleri çantama koyup ders kitaplarını ve defterleri çıkarttım. Hyomin'in mesajı sayesinde telefonumu sessize almamı hatırladım. Bir yandan telefonu sessize alırken bir yandan da mesajı okudum.

- Jiyeon, ben geldim. 

- Hoş geldin ^^

Hyomin ile bir çok ortak dersimiz olsa da şuan derslerimiz farklıydı. Onun boşken benim fizik vardı. Telefonu çantama koyarken öğretmeninde sınıfa aniden dalması ile ayağa kalktım. Yoklama alırken telefonun çalması ile söylenerek dışarı gitti. Madem kızıyorsun telefonun çalmasına, kapatsana !! Öğretmenin sınıftan çıkması ile sınıfa namı değer okulun kendini bir şey zanneden ama bir b*k olmayan kızı Krystal  ve arkasından da kızlar çetesi geldi. İçimden söylenirken oturduğum sırada doğruldum. 

Tamam güzel sesi var, dansta iyi, hoş, yetenekli. Ama, kendine güveni çok. Belki iyidir kendine güvenin olması. Ama o güveni başka şeyler için kullanıyorsan orada duracaksın delikanlı. Krystal hemen sırasına geçip telefonunu çıkarttı. 

Öğretmende hemen sınıfa girip yoklamasını devam edip derse başladı. Yani başlayacaktı. Ama sınıfın dedikoducusu öğretmene soru sorana kadar.

- Hocaam ( Öğretmen bizden 2-3 yaş büyük olduğundan sulanıyordu. Tanrım ben ne biçim bir sınıfa düştüm ! ) 

- Buyur Hwang Ji bir şey mi oldu ?

- Güneş yansıdığından tahtayı göremiyoruumm !

- Jiyeon, perdeleri çeker misin ? 

- Tabiki de. Hemen oturduğum yerden kalkıp perdeleri çektim, sonrada ışıkları açtım.

- Teşekkürler.

- Bir şey değil.

Sırama oturduğumda Hwang Ji'nin öğretmenin içine düşecek gibi olması beni güldürecekti. 

Ders hızlıca bittiğinde ders programına baktım ve bu dersin boş olduğunu gördüm. Gülerek telefonu çıkardım ve arkadaşlarımla oluşturduğum gruba mesaj attım. Şimdi hepsine mesaj ata ata sms hakkımı bitiremezdim. Öğrenciyiz biz T.T

Jiyeon         - Şimdi kimin dersi boş ?

Hyomin       - Benim dolu >o<

Myungsoo  - Benim boş ;)

Jiyeon          - Asadsadsad

IU                    - Benim de dolu T.T 

Sungyeol     - Benim ve JB'nin direk bu gün ders yok puahahah !

Jiyeon           - Buluşalım mı ?

Hyomin         - Zaten IU ile direk bizi satın -,-

IU                     - Sonuna kadar arkandayım Hyomin !

Jiyeon            - ... 

Myungsoo    - Neyse vakit geçiyor. Dersi olmayanlar kafeteryaya gelsin. Size de iyi dersler.

...

Myungsoo    - Tamam mı ?

... 

- Herkes tarafından görüldü-

Myungsoo     - Takın lan beni !

Jiyeon             - {y)

                           - Ana olamamış -,-

                          - Rezil oldum.

                          - Neyse ben gidiyorum. Görüşürüz !

Kafeteryaya gittiğimde Myungsoo'nun ailesi ile görüştüğünü, JB ve Sungyeol'un da sandalyelere yayılıp pipetle gazoz içtiklerini gördüm. Gülerek yanlarına gittiğimde hiçbirisi keyfini bozmayarak;

- Merhaba  dediler. Başım ile bende merhaba deyip gözlerim ailesi ile konuşan Myungsoo,'ya kaydı. Keyfi yerindeydi. Annesi gülerek bir şey dediğinde, eli ile bizi gösterdiler. Annesi gülerek bize el salladığında bizde onlara el salladık. Myungsoo saygılı biçimde babasına eğilip annesini öptü ve bize doğru geldi.

- Merhaba, şimdi bu kadar mıyız?

- Evet, ne yapalım ? Sungyeol gazozun dibindeki son yudumu içmişti.Sonra gazozun bittiğini görünce dudağını büzüp boş şişeye baktı. Gülerek de çöp kutusunun içine fırlattı.

- Bence Seul sokaklarını gezelim.

- Ya, 20 yıldır geziyoruz. Yetmez mi ?

- Olsun, arkadaşça gezince daha iyi. Sungyeol'un düşüncesini ben hevesle onayladığımdan diğerleri de onayladı ve çantalarımızı sırtlarımıza alıp girişteki dolaplara koyduk.

Binadan dışarı çıktığımızda abime mesaj attım. Beni okulda göremeyince endişelenmesin. Zaten endişelenmez de neyse...

* Abi bizim dersimiz boş olduğundan dışarıdayız. Bir kaç dakika sonra cevap gelmediğinden derste olduğunu anladım ve okuldan dışarı çıktık.

Bekle bizi SEUL ! 20. yaşımın ilk gününde senin düzenini bozacağım puhahah!

♥ Benim Mutlu Günüm ♥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin