♑︎XXXIV

142 19 6
                                    

•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hatırlayamadığın anılarda boğulmak, onlarla yaşamak ama onları kendinde yaşatamazken içine düştüğüm bu dehlizden kurtuluşumu bekliyordum ama yattığım bu uykudan uyanabilmek için verdiğim uğraş ne yazık ki sonuçsuz kalıyordu.

İki göz çukurunda var olan o simsiyah inciler beni bu karanlıktan çıkarabilecek bir güce ve kudrete sahipti. Benim kendime bile faydam yokken bu tanıdık yabancının uzattığı eli beni kurtuluşa davet ediyordu. Dudaklarında her zaman kırık bir gülüş, sesindeki kıkırtı bir toz bulutu sanki, dokunsam kırılabilecek kadar hassas; dokunsa bana silbaştan var edebilecek kadar da güçlüydü.

Bir çıkmaz, diye geçiriyorum içimden. Ya da bir zahir.

Suji ile bir anlaşmaya varmayı başarmıştık. Gazetecilik öğrencisi olarak iyi bir başarıya sahipti ve okulumuz hangi fakülte olursa olsun bünyesinde en iyi hocaları barındırıyordu. Suji'nin hocaları da Kore'nin önde gelen haber başlıkları ile gündeme damgasını vuran isimlerdi.

Yaptığımız plan basit ve anlaşılırdı. Suji ile Profesör Gazeteci Jung HongJun'un email adresinden Suji'nin Lee GeoNu hakkında yazdığı skandal haberi sanki Jung HongJun yazmış gibi çalıştığı yayımevine atacaktık. Onun gibi önde gelen bir habercinin yazdığı haber de sabah gazetelerine boy boy yayımlanacaktı. Bu sayede kimseye önceden haber gitmeden herkesin sabah sofrasını süsleyecekti bu başlık. Bu da Lee GeoNu'nun babasının gazeteleri toplatıncaya kadar oğlunun ilk soluğu karakolda almasını sağlayacaktı.

Email adresi hackleme kısmını ben devralmışken Suji ona verdiğimi bilgiler ile iyi bir haber yazacaktı.

"Nasıl email hackleyeceksin ki?" diye burun kıvırdı Suji DepoZone'da henüz kimse yokken biz gelmiştik. Kendine bitki çayı yapıp kendini karşımdaki koltuğa atarken yüzünde bana karşı her zaman koruduğu o hoşnutsuz tavır vardı. "Daha doğrusu nasıl birisin de her türlü işlerle böyle yakından ilgileniyorsun?"

Onun söylediğine gülerken dilimi yanağımın içine bastırdım. Jaemin de öncesinde bana bu tür bir soru sormuştu. "Mafyatik kaynaklarım elbette yok." Dedim göz devirerek. "Ufak birkaç tanıdık işte."

Geçiştirmem üstüne çok durmadı. Bu işi ne kadar çabuk halledersek o kadar çabuk benden kurtulacağına inanıyordu.

"Peki ya şahitler?" diye sordu. "Yine parayla susturmayacakları ne malum?"

"Şansa oynuyoruz biz." Dedim dilimi damağıma vurup tok bir ses çıkararak. "Geçen sene taciz ettiği birkaç kişiyle konuştum. Lee GeoNu gibi bir şerefsizin yargılanmasını onlar da istediği için ifade verecekler. Asıl problem babasının kulağına ne kadar geç gideceği kısmı. Onu da yine bir tanıdık halledecek."

"İçim hiç rahat değil." Diye derin bir solukla birlikte bıraktı cansız kelimeleri. "Bari birilerine söyleseydik. Çocukların arkasından iş çeviriyor gibi oluyor bu da. Uğraştığımız kişiler eli güçlü kişiler."

Don't Wake Me Just YetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin