•
Savaştan sağ çıkan bir askeri insanlar tebrik eder. Göğsüne takılan bir madalyonun iğnesi canına batar. Hayatının sonuna kadar o savaşla yaşar. Zihni bir muharebenin kalıntıları ile dolu olur. Sonra sorgulamaya başlar gerçekten kazanç bu muydu?
Bu savaş her şey olabilirdi, her şeye karşı. En büyük savaşlar da kendine karşı verilirdi. Bunun için gerçek birer kurşuna, silaha ihtiyaç yoktu. Hayatının merkezine aldığın birisinin bir çift sözüne de bakardı. Bazen aynadaki yansımanı görmek de seni yıkar geçerdi.
Mark hayatının merkezine almıştı Suji'yi. Belki de hayatı boyunca hiç kimseye vermediği o inancı ve değeri ona vermiş ama çok sonra fark edilmişti yuvası bildiği o sıcak göğsün ona buz kestiğini.
Suji'nin Mark'ı önemsediği aşikardı ama insan değer verdiği bir insanı incitmeyi göze alabilir miydi, diye sormadan edemiyordum. Bazen birisini inciterek de onu koruyabilir, sevebilirdin.
Yanlıştı yaptığım belki. Onların kalplerinin arasına girmem doğru değildi ama bir anlık öfke insana her şeyi yaptırırdı. Dahası Suji yalanlarımı bu kadar çok ortaya dökmeye niyetliyken onun bana karşı kuşanmış haline karşılık vermemek benlik olmazdı.
Ben inciniyorsam eğer herkesin de benimle birlikte incinmesinde sorun yoktu.
Suji yanımdan ayrıldığında gittiği yeri biliyordum. Mark'a gidip kendini izah etmeye çalışacak sonra yetersiz gelirse beni de yerin dibine sokacaktı. Ve ben de Mark'ın öfkesinin beni bulmasını bekleyecektim sadece. Hayır, hiçbir şey yapmaya niyetli değildim. Daha fazla yalana ve mücadeleye gerek yoktu. Yorulmuştum çünkü. Onların arasında hiçbir zaman bana bir yer olmayacaktı. Kendimi kandırmanın bir anlamı yoktu bundan sonra. Her şey çok, açık keskin gerçekler can yakıcıydı. Bu aile sıcaklığına sahip tabloda kendime yer açamazdım. Çoktan kuruyan iç içe geçmiş bu boya tabakasını kendi rengimle kirletemezdim.
Jeno yanıma geldiğinde akşam vaktiydi. Suji ne yapmıştı hiçbir fikrim yoktu. Mark'ı ya da içlerinden birini arayıp ne olduğunu öğrenmek de istememiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Wake Me Just Yet
Hayran KurguBana gelip elini uzattığında hiç düşünmeden tutunmuştum ona ve onun kırık kalbine. Konuşmadan bile anlardım ben onu. Ben onu ama o bir başkasını. Bazen aradığın o yuvayı bir başkasının gülüşünde de bulabilirdin. Ama bu bir rüyaysa bile beni henüz uy...