Saya, annem babam ve Edgar...
Hepsi sade bir zariflikle döşenmiş bir salondalar. Etraflarını saran şeffaf alanın ne işe yaradığını biliyorum. Konuştuklarının duyulmasını istemiyorlar.
Annemin tek eli, karnında belli belirsiz kendisini gösteren şişliğin üzerindeyken diğer eliyle sıkıca babamın elini tutuyor.
O an herkes susmuş, yüzlerinde dağılmış bir ifade var.
En sonunda ıstırap dolu derin bir iç geçirip o sessizliği bozan Saya oluyor.
"Daha rahmine düştüğü an kaderleriniz kesişti Eva. Bir gün ikinizden birinin yaşaması için diğerinin ölmesi gerekecek. Her yol buna çıkıyor..."
Annem acı çeker gibi gözlerini kapatırken yanaklarına sicim gibi inen gözyaşlarını kalbime düşen kor alevler gibi hissediyorum.
"Senin ya da onun... Her ikinizin de Mahnzaru'yu yenip, yenemeyeceğini göremiyorum. Çok fazla ihtimal var. Ve Mahnzaru güçlendikçe görülerimi engelliyor."
Annem tek kaşını şüpheyle kaldırıyor. Dudakları alaycı bir tavırla kıvrılırken, "Bu söylediğinin koca bir yalan olduğunu ikimiz de biliyoruz Saya." diyor.
Saya ise gözlerini kaçırmakla yetiniyor.
Annem eliyle karnını şefkatle okşayıp içtenlikle gülümsüyor bu kez. "Biz, hep kendimizden önce gelenden daha güçlü olduk. Üstelik o bir ölümsüzden olma ilk Ahura." deyip duraksayarak, "Bir melez." diye devam ediyor cümlesine.
Saya kafasını sallayıp onu onaylarken, babam hiddetle ayağa kalkıp, bir yırtıcı gibi etrafta dolaşmaya başlıyor.
Sanki bu düşünmesini, bir çıkış yolu bulmasını sağlayacakmış gibi kaşlarını çatmış aynı zamanda.
"Kader kahpe bir olgudur Tohar. Eva'nın onu yenmesi milyonlarca olasılık arasında sadece tek birinde gerçekleşiyor ki ondan bile emin değilim. Dediğim gibi güçlenmesi görülerimi sürekli etkiliyor. Ve bu uğurda her ne olursa olsun kızınızı kaybediyorsunuz. Ancak kızın şansı çok daha fazla... Ama dediğim gibi onun bile sonunu göremiyorum."
Saya'nın bakışları dikkatle etraftakilerin üstünde geziniyor. Herkes çoktan kederle kendi düşüncelerine dalmış. Sonra derin bir iç geçirip, "Bununla birlikte yolu bir süre sadece acı, keder ve yalnızlıkla dolu." diyor bu kez.
Annemin yüzü ıstırapla çarpılıyor bunları duyunca.
Babam ise yüzünü ekşitip, "Theremore'a gidebiliriz. Herkesi orada toplayabiliriz." diye fikrini belirtip umutla anneme bakmaya başlıyor.
Saya, "Bir gün iyice güçlenecek ve o gün geldiğinde, o ağaçları aşıp aşamayacağını bilmiyoruz." diyor bu fikre karşı çıkar gibi.
"Peki, Eva'nın ölümü ona iyice güçlenmesi için vakit kazandırmayacak mı? Ya da Eva olmadan Theremore geçilmeyecek mi? Sınırları koruyacak kadar güçlü kim var?" diye soruyor babam sertçe.
Saya ise gülümsüyor. "Kendini yaratanlar, aynı zamanda onu bir süreliğine durdurup kıza zaman sağlayacak. Ama Eva'nın bir seçim yapması gereken zamandan önce değil. Onu hiçbir sınır tutamaz. Ölmeden durdurulamaz." diyor. Sonraysa bakışlarını anneme dikip, "Yokluğunda kimin sınırları koruyacak kadar güçlü olduğunu sende biliyorsun. Neredeyse senin kadar güçlü bir adam olacak o." diyor.
En sonunda babamın omuzlarının yenilgiyle çöktüğünü görüyorum. Kafasını kaldırıp baktığında, tüm bu süre boyunca annemin onu dikkatle izleyen gözleriyle karşılaşıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĒVA +18 (Avesta Serisi 3. Kitap FİNAL)
FantasySöz konusu olan birini kaybetmek gibi ince bir ip olunca her an yıkıma hazır hale gelirdiniz. Kalbinizin bir parçasının daha kopup gittiği bir hiçliğe düşerdiniz ve orada sadece acı olurdu. Bir sevgiyi, bir güveni, düşündükçe sizi mutlu eden hatıral...