Bölümü kesinlikle bu şarkıyı dinleyerek okumalısınız bence 😉
Demedi demeyin 😘😘😘
Saniyeler sanki saatler gibi geçip giderken hissettiğim ilk şey toprağın ayaklarımın altında ki inanılmaz sarsıntısı oldu. Kafamı eğip yere bakmamak için kendimle çatışıyor, gözlerimi düşmanımdan ayırmamak için sahip olduğum tüm irademi kullanıyorum.
Sonra hemen önümde bir anda yükselen devasa ağaç köklerini gördüm.
Tüm alan boyunca ölümsüzleri bir duvar gibi engelleyip yükselirlerken şaşkın bakışlarla etrafıma bakıyor ve hala neler olduğunu anlamaya çalışıyordum.
Dev köklerin arkasında kalan ölümsüzlerin savurduğu mızraklardan biri kolumu sıyırıp geçtiğinde acıyla tısladım ve hem ölmediğimden, hem de tuhaf rüyalarımdan birini görmediğime emin oldum. Ve tam o anda etrafım resmen yerden yükselen kayalarla sarılırken, afallayarak geriledim ve tökezleyip yere düştüm. Taştan tuhaf bir kozanın içinde kalmış gibiydim.
Kafa karışıklığıyla etrafıma bakındığımda beni saran kayaların arasında ki boşluktan ileride ki ormanlık alanı görebiliyordum.
Ve o karartıları işte o an gördüm.
Tıpkı birkaç gün öncesinde olduğu gibi yine diğer ikisinin önünde dururken, bu kez üstündeki siyah pelerinin başlığı yüzünü gizliyordu.
Elinde ki bastonun yılanbaşlı ucunu bile görebiliyordum sanki.
"Saya." diye bir fısıltı döküldü dilimden. Tam o sırada yanlarında dördüncü bir kişinin daha belirdiğini fark ettim.
Onlardan biri değildi ama...
İri yarı bedeninin yanında Saya ve diğerleri sanki birer çocuk gibi kalmışlardı. Üstünde kahverengi bir pelerin, belinin iki yanında belli belirsiz fark edebildiğim iki kılıç vardı.
Hep birlikte birkaç adım geri gittikleri an arkalarında ki gölgelere karışarak gözden kayboldular.
Sürünür gibi geri geri giderek kayaların sağladığı güvenli alandan çıkarak doğrulduğumda hemen arkamdan yükselen haykırışlarla irkildim.
Kafamı hafifçe yana çevirip baktığımda Calista ve annesi Dalia'yı gördüm.
Dalia mı?
Sonra arkalarında ki Lemuryan'ları ve kızıl saçlarıyla Arian'ları gördüm.
Jade?
Siktir! Ne oluyordu be?
Savaşın orta yerinde kitlenip kalmış gibiydim.
Girdiğim şoktan bir türlü çıkamıyor, silkelenip kendime gelemiyordum.
Kendimi ölmeye o kadar hazırlamıştım, buna o kadar inanmıştım ki hala gerçekliği sorguluyor ve ümit etmeye korkuyordum sanki.
Tam o anda kasvetli hava garip bir şekilde sanki güneş açmış gibi aydınlandı ve yağmur aniden kesiliverdi. Hemen tepemden ölümsüzlere doğru ilerleyen binlerce ok gördüm.
Binlerce mi?
Bir yandan gölgeleriyle havayı iyice kapatıp bir yandan da ilerledikleri yönü aydınlatıyor gibiydiler.
Görüntüleri muhteşemdi.
Kafamı çevirip arkamı görmeye çalıştım. Ve geride duran on binlerce kişilik orduyu gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĒVA +18 (Avesta Serisi 3. Kitap FİNAL)
FantasySöz konusu olan birini kaybetmek gibi ince bir ip olunca her an yıkıma hazır hale gelirdiniz. Kalbinizin bir parçasının daha kopup gittiği bir hiçliğe düşerdiniz ve orada sadece acı olurdu. Bir sevgiyi, bir güveni, düşündükçe sizi mutlu eden hatıral...