Elektirikler kesik ve telefonun şarjı yüzde ondan az olunca bölüm geç geldi. Tam ders çalışamadım hocam bahanesi oldu ama durum bu 😉
Derin bir nefes alıp gözlerimi açtığımda hala derin bir uykuda olduğumu biliyordum.
Uğursuz bir uğultuyla esen rüzgârın etrafta uçuşturduğu toz zerrecikleri tenimi aşındırıyordu sanki.
Kısık gözlerle tam karşıma baktığımda olduğum yerin tanıdıklığı ensemdeki tüyleri ürpertmişti.
Mazda'daydım...
Devasa sütunların arasından yavaş adımlarla yol alarak, giderek bana doğru gelen iri yarı bedenin Mahnzaru olduğunu o an bile biliyordum.
İyice yaklaşınca yüzünde kanımın buz kesmesine sebep olan o gülümsemeyi görebiliyordum.
Bu arada rüzgâr iyice şiddetini arttırmış sanki beni savurmak ister gibi sertçe bedenime çarpmaya başlamıştı.
"Tekrar Merhaba Aēva." diyen sesi sanki yankılanıyor ve her yerden geliyor gibiydi.
Kaşlarımı çatarak ona bakarken tüm kaslarım beklentiyle gerilmişti.
Gelip tam önümde durduğunda rüzgâr bir anda bıçak gibi kesilirken etrafı kaplayan sessizlikte hızlanan soluklarımın sesini duyabiliyordum.
Elini kaldırıp yanağıma koymak ister gibi uzattığı an irkilerek geri çekildim.
Sanki bu hareketimle onu gücendirmişim gibi gözlerinin kararmasından ve sıktığı dişleri yüzünden kenetlenmiş çenesinde atan kasın görüntüsünden güç almıştım sanki.
Duruşumu iyice dikleştirip, "Bu bir rüya." derken daha çok kendi kendime konuşuyor, yine kendimi ikna etmeye çalışıyor gibiydim ve bakışlarım tedirgince etrafta geziniyordu.
Mahnzaru ise kafasını sallayarak beni onaylarken dikkatle yüzümü inceliyordu.
"Bu kadar hızlı bir şekilde gelişeceğini düşünmemiştim. Beni bile şaşırtıyorsun ki bu zordur."
Ona ters bir bakış atıp tekrar etrafa odaklanmadan önce "Bunu ne kadar çok duyduğumu bilemezsin." deyip duraksayarak tekrar ona baktım ancak bu kez yüzümde ki küçümser gülümsemeyi gördüğünden emin oldum ve "Yani kendini listeye eklenmiş sayabilirsin." diye devam ettim.
Tıpkı benim gibi etrafına bakınırken o daha çok sıkılmış gibi görünüyordu. "Şu an için bir rüya diye düşünebilirsin. Ancak aslında yakın geleceğe benzer ufak bir görü görüyorsun. Çok az kaldı Aēva." dediği an bakışlarımı gözlerine diktim.
"Çoktan başladı bile... Yakında bu sınırlar beni tutamayacak ve o zaman seninle gerçek bir karşılaşma yaşayacağız."
Tıpkı avını köşeye sıkıştırmış bir yırtıcı gibi etrafımda yavaşça dönmeye başladı.
"Geleceği gördün. Orada senin için sadece ölüm var. Sevdiklerinin ölümünü göreceksin. Acılarıyla yaşayacaksın, keder ve ıstırap seni zamanla öyle çok tüketecek ki seni öldürmem için bana yalvaracaksın."
Tekrar tam önümde durup uzanarak bir tutam saçımı alıp parmaklarına dolayarak oynamaya başladı. "Ne kadar güçlü olursan ol benimle asla başa çıkamazsın."
Süre gelen sessiliği, "Böyle olmak zorunda değil. Gücü tattın değil mi? Sana nasıl bir özgürlük verdiğini hissettin. Benimle uzlaş tatlım. Sonu senin için kötü bitmek zorunda değil." diyerek bozdu.
Dudaklarımdan istemsizce çıkan kıkırtılarıma engel olmaya bile çalışmadım. "Beni beklediğini öne sürdüğün gelecekte sanırım sen de benimle başa çıkamıyorsun gerzek herif."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĒVA +18 (Avesta Serisi 3. Kitap FİNAL)
Viễn tưởngSöz konusu olan birini kaybetmek gibi ince bir ip olunca her an yıkıma hazır hale gelirdiniz. Kalbinizin bir parçasının daha kopup gittiği bir hiçliğe düşerdiniz ve orada sadece acı olurdu. Bir sevgiyi, bir güveni, düşündükçe sizi mutlu eden hatıral...