Calista hızla yemekhanenin kapısından içeriye girdiğinde; Kavin, Helen, Sean ve ben hala savaş alanı ile ilgili stratejileri tartışıyorduk.
Yüz ifadesini fark ettiğimde, onu ilk defa bu kadar dağılmış gördüğümü düşünüyordum. Arkasından onu; Marco, Jamar ve Dominik takip ediyorlardı.
Telaşla yanıma gelip, acıyla gölgelenmiş gözlerini benimkilere dikti.
"Ne Northend, ne de Shadowlans'deki ordunun burada olanlardan haberi yok Alex. Kahris orduya haber vermesi için gönderdiğimiz askerleri öldürmüş."
Verdiği haberin arkasını bir süre kaplayan o sessizlik, ölüm sessizliğiydi işte... Her birimiz nefes almayı bile unutmuş gibiydik.
Kafasını çaresiz bir şekilde iki yana sallarken, gözlerinde artık en ufak bir umut kırıntısı olmadığını görmek zor değildi. "Hiç biri gidecekleri yere varamamış. Aleksev hala Shadowlands'de ve kolyede onda, Kahris bunu bile hesaplamış olmalı elbette. Üstelik Kuhn'Tiras'da ki ölümsüzler artık toplanmayı bırakmışlar ve yakında saldıracaklar."
O an Kahris'den daha çok nefret edemem diye düşünürken ne kadar yanıldığımı fark ettim. Kızgınlığım, gelişen olayların bende yarattığı korkuyu alt edebilecek kadar kuvvetliydi. Öfkem resmen beni boğuyordu.
Kendimi tutmayı bıraktım bir an ve hısla önümdeki sandalyeyi alıp masaya çarparak paramparça ettim.
Bununla da yetinmedim...
Üstüne açtığımız koca haritayla günlerdir planlar yaparak kafa patlattığımız masayı devirdim. Önüme çıkan ne varsa haykırarak sağa sola fırlattım.
Öfkemi boşaltmam, bir karar verebilmek için bu hiddetten az da olsa arınmam lazımdı.
En sonunda nefes nefese sakinleştiğimde ağzımdan hırlayarak, nefret dolu tek bir kelime çıktı.
"Kahris..."
Bakışlarım bir süre sonra Calista'nınkileri buldu.
"Saya mı?"
Kafasını beni onaylar gibi sallarken tedirgin görünüyordu.
Korktuğu şeyin ben mi, yoksa olacaklar mı olduğundan emin olamadım.
Ancak Saya bu kez uyarımı dikkate almış ve karşıma çıkmak yerine haberi Calista ile göndermişti.
"Sayıları ilgili bir tahmininiz var mı?" diye sordu Kavin düşünceli bir ses tonuyla.
Calista'nın kederli gözleri ona döndü. "Muhtemelen on binlerce."
"Kuhn'Tiras'da ki ölümsüzlerin çok daha fazla sayıda olacaklarını düşünürdüm." dedi Sean o anda.
Calista, "Evet, yüz binlercesi olması lazım. Elbette kimse görüp de onaylamadı ancak bu konuda ciddi tahminlerimiz var."
"Nasıl?" diye sordu Helen hızla.
"Binlerce yıldır oradalar. Orası çok uzun zamandır onların eviydi. Sırf Ogrelerin sayısının zamanında yüz binleri bulduğu söylentilerini hepimiz hatırlıyoruz. Yoksa çoktan implere ve devlere yem olmuşlardı ancak hala hayatta ve hiç olmadıkları kadar savaşma azmiyle dolular."
Odada ki herkesin sesli bir şekilde iç geçirdiğini duydum. Sean sessizce sayıp sövdü bile hatta.
"O halde neden hepsi değil de bir kısmı?" diye sordu bu kez Kavin düşünceli bir şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĒVA +18 (Avesta Serisi 3. Kitap FİNAL)
FantasySöz konusu olan birini kaybetmek gibi ince bir ip olunca her an yıkıma hazır hale gelirdiniz. Kalbinizin bir parçasının daha kopup gittiği bir hiçliğe düşerdiniz ve orada sadece acı olurdu. Bir sevgiyi, bir güveni, düşündükçe sizi mutlu eden hatıral...