31. Bölüm - Hesaplaşma

2.7K 371 588
                                    

Tam iki gün sonra olmak istediğim yerdeydim.

Shadowlands...

Burada tam kırk bin asker vardı. Ve neyse ki bağlılıkları hala banaydı.

Belki de hala benden çok daha güçlü ve güvenilir biri olmadığını düşündüklerindendi...

Siktir! Bu düşünceyle yüzümü buruşturmadan edemedim.

"Ama ya daha güçlüsü çıkarsa bir gün? Ya artık onları koruyamayacağına inanırlarsa? Ya aslında yanında olmak istediklerinin sen değil de gücün olduğunu sana kanıtlarlarsa? İşte o zaman kendini hiç olmadığı kadar yalnız hissedecek ve ne demek istediğimi anlayacaksın."

"Tanrılar cezanı versin Mahnzaru!" diye geçirdim içimden.

"Ya da bu şansı bir gün bana versinler..."

Steve buraya ilk gönderdiğimiz bölükten beri askerlerin başındaydı.

Onu en son burada ki ölümsüz köle tacirlerini öldürdüğüm gün görmüştüm.

Bu fikre de herkesin karşı çıktığını hatırlıyordum.

Ancak yine de başarmıştım.

Hatta Kuhn'Tiras'a ve Theremore'a gitmem, bence akli dengemi kendi kendime konuşmama göre yargılayacak herkes için çok daha büyük bir kozdu ama yapmıştım.

İçimde ki hiddeti durduramıyor. Sürekli bu şekilde kendimi iyice çileden çıkartan düşüncelerle doluyordum.

Birliğe girerken beni gören her askerin gözlerinde ki merakı görebiliyordum. Beni daha önce burada hiç görmemişlerdi ve bir sorun olduğunu düşünüyor olmalıydılar ki haklılardı, çok büyük bir sorunumuz vardı.

Atımdan aşağı inerken askerlerden birisi yularını elimden alarak geçici olarak ahır olarak kullanılan çitlere doğru götürmeye başlamıştı bile.

Gözlerim öncelikle etrafta gezindi.

Tıpkı yıllar önce Northend'de de olduğu gibi Shadowmon'un hemen önünde binlerce çadır kurulmuş ve askerlerin barınabilmesi için yapılabilecek her şeyi yapılmıştı.

Ölümsüzleri korumak için burada olan askerlerin...

Northend'in askerlerinin...

Canları her defasında tekrar ve tekrar hiçe sayılan askerlerin!

Ölümsüzlerin gözünde bir sinek kadar bile değerleri olmayan askerlerin.

Artık ellerinde birer elf çeliği kılıç taşıyan askerlerin!

Sakinleşmek ister gibi derin bir nefes alıp son kez fevri davranıp davranmadığımı düşündüm.

Ben hayat karşıma ne çıkartırsa pençelerimle savaşmış, tırnaklarımla kazıya kazıya yolumu bulmuştum. Kendi çabamla komutan olmuştum ve herkesten çok bedel ödemiştim. Üstelik ödediğimi bildiğim bedellerin, aslında çok daha fazla olduğunu öğreneli daha birkaç ay olmuştu o kadar.

Ben bunun için ailemden, çocukluğumdan, umutlarımdan, geleceğimden hatta doğmamış çocuğumdan olmuştum.

Tekrar güvenemeyeceğimi düşünürken bile elimden geldiği kadar güvenmeyi seçmiştim.

Güvenmem gereken tek kişi bendim.

Kendimdim!

Ben kendi kararlarıma güvenemezken başkalarından aynı şeyi yapmalarını bekleyemezdim.

AĒVA +18 (Avesta Serisi 3. Kitap FİNAL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin