Önceki bölüm söylemiştim ancak tekrar edeyim. Bu bölümde de geçmişten anılar ve Alex'in tepkilerini okuyacağız. "Ben okumak istemiyorum." diye düşünene saygım sonsuz tabi. Ancak ben yazdım. Okumak isteyen tek bir kişi bile olsa yeter bana.
Keyifli hafta sonları...❤❤❤
Duncan Avalon'a geldiğinde onu benimle görmüştü...
Daha önce hiç hissetmediğini düşündüğü yakıcı bir kıskançlık vardı içinde... Bunun resmen canını acıtıp, kalbini sıkıştırdığını ve ona nefes bile aldırmadığını düşünüyordu...
Yakın olduğumuzu fark ettiği için onu öldürürse buna kızıp kızmayacağımı bile düşünürken gülümsememe engel olamadım.
Onunla ilgili konuşmamızda yapacağım her savunmayı çürütecek bir düşüncesi olduğunu düşünüyordu...
Ta ki hamile olduğumu öğrendiğimde Duncan'dan yardım istemeye gittiğimi söyleyene kadar...
"Bana kaçmamda yardımcı olacağı yer Kain'in asla giremeyeceğini düşündüğü tek yerdi. Theremore." dediğim an yaşadığı şaşkınlığı hissettim.
Nefesi kesilmişti...
"Peki Elfler?" diye sorabildi zar zor...
"Marcus'un yardıma muhtaç hamile bir insan kadınına zarar vermeyeceğinden, ya da kapı dışarı etmeyeceğinden emindi."
"Nasıl bu kadar emin olabiliyor ki?"
"Bilmiyorum. Belki de kendisi de bir melez olduğundandır."
Yine de riskli olduğunu düşünse de o an kafasında başka bir düşünce vardı...
"Çocuğun için ölümü göze almışsın."
Ben, "Elbette. Neden almayayım ki?" derken ses tonumun aksi olamayacağını belirtir gibi gayet sıradan olduğunu düşündü. Başka türlüsünü düşünemediğimi...
Ben anlatmaya devam ediyordum ancak o çoktan duyması gerektiği kadarını duyduğunu biliyordu ve söylediklerimle resmen beni kalbine sığdıramadığını düşünürken aklında onu kabul etmek istemeyen annesi vardı. Olduğu şey yüzünden ondan nefret eden annesi...
Samira!
O kadına karşı hissettiğim öfke; aklıma gelen Marcus'un küçük, tatlı, savunmasız bir çocuk olduğu görüntülerle daha da katlanıyordu. Gerçi şu an ona bakınca kimsenin aklına kolay kolay bir zamanlar onunda sevgiye ve annesine ihtiyacı olan bir çocuk olabileceği düşüncesi muhtemelen gelmiyordu ama ben hayal edebiliyordum işte...
Marcus ise o an bize ait bir düzine çocuk hayalleri kuruyordu...
Bir düzine mi?
Hayal kurmak işte böyle olurdu?
Sadece hayal...
Duncan'la beraber Northend'e gidişime engel olmamak için tüm iradesini kullanması gereken lanet bir ikilem yaşamıştı.
Sonra hızla bir başka anısına geçti.
Kadının karnında ki yaranın çok derin olduğunu düşünüyordu...
Siktir! Bu onu gördüğüm ve bir kadını becerdiğini düşündüğüm andı.
Ellerini karnının üstünde ki yaraya koyup tüm dikkatini onu verirken, ondan bir tepki almak, iyileştiğini hissetmek için resmen kıvranıyordu.
Üstelik Parker'ın acele etmesini söyleyen dırdırcılığı da hiç yardımcı olmuyordu.
Boynumdaki işaretten sonra muhtemelen onun için en uzun süreli performans bu olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĒVA +18 (Avesta Serisi 3. Kitap FİNAL)
פנטזיהSöz konusu olan birini kaybetmek gibi ince bir ip olunca her an yıkıma hazır hale gelirdiniz. Kalbinizin bir parçasının daha kopup gittiği bir hiçliğe düşerdiniz ve orada sadece acı olurdu. Bir sevgiyi, bir güveni, düşündükçe sizi mutlu eden hatıral...