Hermione mutfaktan çıktığında Sirius hariç herkesin bıraktığı yerde olduğunu gördü. İçinden nedense bir rahatlama geçti. Yavaşça Lily'nin yanına oturdu. O sırada Remus konuşuyordu.
"..Duyduğuma göre Hogwarts'a Beaxbaton'dan yeni bir kız geliyormuş. Hermione belki onu tanıyordur. Ne de olsa aynı okuldaydılar değil mi?"
Hermione boğazını temizledi. O sırada Peter konuştu.
"Birden öğrenci yağmaya başladı. İki ay içinde 4 kişi."
James başıyla onayladı.
"Kızın ismi ne?"
" Bilmem.. Birileri konuşurken duydum sadece. Hiç adını duymuş muydun Hermione?"
"Ah şey..heralde tanıyorumdur. "
O sırada Lily muhabbetin dışında kaldığı için derin bir iç çekerek James'in dikkatini kendi üzerinde topladı. Hermione ayağa kalktı.
"Neyse ben de dışarıda biraz dolaşacağım zaten."
Lily ona dikkatli ol mırıldanırken Hermione üzerine bir mont alarak dışarı çıktı. Düşünmesi gerekiyordu. Olanları,Harry'i ,Ron'u, ve Hermione Granger'ı...
***
"Bella canım nasılsın?"
Black ailesi içeri girerken Sanelly Malfoy hızla Bellatrix'i kucaklamıştı. Bellatrix gülümsedi.
"Teşekkür ederim Elly. Sen nasılsın?"
Sanelly iyiyim dercesine gülümseyerek onları içeri davet etti. Görünüşe göre Narcissa gelmemişti. Druella kaşlarını çatarak Sanelly'i izliyordu. Ne yapışkan kadındı bu böyle? Bellatrix'i her gördüğü yerde kucaklayıp duruyordu.
Yavaşça koltuğa oturduklarında Draco,Lucıus ve Abraxas da daha yeni aşağı iniyorlardı. Sanelly yapmacık bir şekilde gülümseyerek Druella'ya baktı.
"Elbisen çok güzel Ella. Ama sana pek yakışmamış. Bilirsin. Taşıyamamışsın. Alınma sakın ama bence bir daha onu giyme. Seni kilolu göstermiş."
Druella gözlerini devirmemek için kendini zor tutuyordu.
"Elly bu arada sana söylemeyi unuttum. Kuaförümü değiştirdim. Senin için ona bir sorayım. Beyazlayan saçlar için bir şeyler yapabilir mi acaba?"
İkisi de sanki birbirlerine laf sokmuyormuş, şakalaşıyormuş gibi gülmeye başladılar. O sırada Abraxas Bellatrix'e baktı.
"Nasılsın Bella? Seni görmeyeli uzun zaman oldu. "
Bellatrix gülümsedi.
"İyiyim efendim . Siz nasılsınız?"
Abraxas gülümseyerek iyi mırıldandı. Draco ise iki aileyi izliyordu. Babasını Narcissa'ya nişanlayacaklarsa o nerdeydi? Ve neden tüm dikkatler Bellatrix'in üzerindeydi?
***
Hogwarts öğrenciler için yeniden açılmışken herkes 9¾ trenine yetişmeye çalışıyordu. Hermione Lily ile birlikte trenin yanına varmıştı. Şapkasını kulaklarına kadar çekti. Hava gerçekten çok soğuktu. Lily'e baktı.
"İçeri girelim mi? Neyi bekliyoruz?"
"Ben James'i ve diğerlerini bekliyorum. Hala gelmediler."
Hermione gülümsemeye çalıştı. Hala dün yüzünden gergindi. Acaba pat diye söylememeli miydi? Ama ne önemi vardı ki? Sirius Black böyle birşeyi pek umursamazdı. Ne de olsa adam hergün sevgili değiştiriyordu. O sırada yanına koşarak gelen Narcissa'yı gördü.
"Herm bugün bizle gelsene . Severus'la aynı kompartımandayız."
Hermione bir süre düşündükten sonra Lily'e döndü.
"Sorun olmaz değil mi?"
Lily Narcissa'ya bir bakış atıp tekrar hermione'ye döndü.
"Tabiki olmaz. "
***
Hermione Narcissa ile birlikte kompartımandan içeri girdi. Severus elinde bir kitapla onları bekliyordu. Hermione'yi ve Narcissa'yı gördüğü an gülümsedi. Narcissa yerine oturdu.
"Tamamdır. Gryffindor'dan kız kaçırdım."
Narcissa kendi kendine sırıtırken Hermione ve Severus da onun bu haline gülüyordu. O sırada satıcı kadın önlerinden geçiyordu. Narcissa hızla ayağa fırladı.
"Ben 10çikolata kurbağası,ve şuradakinden 15tane. Aa bunlar ne? Tadına bakıyorum. Çok güzel. Bunlardan da 5 tane."
Kadın dalga geçip geçmediğini anlamak için Narcissa'ya baktı. Ama gayet ciddi görünüyordu. Bir kutuya istediklerini doldurup ona verdi. Narcissa teşekkür ederek ona parayı verdi.
"Üstü kalsın."
Narcissa tekrardan yanlarına geldiğinde Hermione bir Narcissa'nın elindekine bir de ince beline bakıyordu. Narcissa çikolatalı kurbağları zıplamadan tutup 5 tanesini birden ağzını atıyordu. Her tarafı çikolata olmuştu. Aldırdığı da yoktu. Sonra ona ağzı bir karış açık bakan iki gence döndü. Ağzı dolu bir şekilde konuştu.
"Sibzde ifstermsiniz?"
Hermione başını iki yana sallarken çantasından bir peçete çıkarıp ona uzattı.
"Her tarafın çikolata olmuş. "
Severus gözlerini devirdi.
"Yemeği ağzıyla yemeyi öğrenmesi gerekiyor."
Narcissa kutudan çıkardığı kurbağlardan birini Severus'a fırlatırken çikolatadan simsiyah olmuş dişlerini göstere göstere gülüyordu. Hermione daha fazla dayanamayarak kahkahakalara boğuldu. Severus hermione'nin çantasını kaparak tüm peçeteleri çıkarıp Narcissa'ya uzattı.
"Pisleşiyorsun sen gittikçe ya."
Narcissa bir süre sonra gülümsemeyi kesti.
"Üzgünüm. Normalde burada hep tek otururum ve kusana kadar yerim. Ne de olsa kimse görmüyor. Annem beni böyle görse öldürürdü heralde. Beni her yaz diyete sokup duruyor zaten. "
Hermioen kaşlarını çatarak Narcissa'yı süzdü.
"İyi de sen çok zayıfsın zaten."
Narcissa gülümsedi. Severus tekrar kitabına dönmüştü. O sırada kompartımanın kapısı açıldı.
"Selam Cissy."
Hermione ve Cissy David Parkinson'a selam verirken Severus gözlerini kitabından ayırmamıştı. David devam etti.
"Okula yeni bir sarışın gelmiş duydunuz değil mi? Nerde söylesenize."
Ciisy gülerek kaşlarını çattı.
"Ne o? Yoksa beni aldatıyor musun?"
David kahakha attı.
" Şu anki halini görsen emin ol bana hak verirdin."
Gülerek kızın burnunu sıktıktan sonra kompartımandan çıktı.
***
Sarı saçları omuzlarına kadar uzanan mavi gözlü kız kendine kompartıman bulmak için dolaşıyordu. Bu lanet okula neden gelmek zorundaydıki? Ne olmuş biraz açık sözlüyse? Müdürenin öğretmenin tekiyle iş pişirdiğini herkes biliyordu. O yalnızca bunu herkese direk olarak söylemişti. O sırada birinin gözlerini dikmiş ona baktığını gördü. Kaşlarını çatarak çocuğa ilerledi.
"Neye bakıyorsun sen? "
Çocuk bir süre ona baktıktan sonra omuz silkti.
"Hiçbirşeye."
Sripinia Hazel Pedigree kaşlarını çattı.
"O zaman kaybol moron."
Sarışın çocuk cevap vermeycek kadar çekinerek uzaklaşırken Sripinia sırıttı. Kış yaklaşmasına ve çoğu kişi montlarına sarılmasına rağmen o hala siyah parıltılı ve biraz da ürkünç kısa elbisesiyle dolaşıyordu. Sarı saçlarını savurarak ilerlerken bir kız gördü. İçinden lanet okuyarak başına giren bilindik ağrıyı hissetti.
***
Bellatrix lavaboya doğru ilelerken bir kızın gözlerini ona diktiğini gördü. Yeni kız derken heralde onu kastetmişlerdi. Dedikleri kadar güzeldi. Kız birden ona doğru yavaşça yürümeye başladı. Topuklu ayakkabıları her bir adımda yankılanıyordu.İşaret parmağını Bellatrix'e uzattı.
"Sen..."
Bellatrix kaşlarını çattı. Kız onun hemen önünde durdu.
"Ona inanmamalısın. Aslında ölmeyecek. Onu bul ve diğerini affet."
Bellatrix kızı kenara ittirdi.
"Gerizekalı falan mısın?"
O sırada kızın gözlerindeki maviler yok olurken gözleri yalnızca beyazlarla dolmuştu. Saçları ise siyaha dönüşüyordu. Elleriyle onu omuzlarından tuttu.
"Ona güvenme, ama diğerini bekle. Geri geldiğinde kalbi yine senin aşkınla dolu olacak ama senin kalbin o zaman yok olmuş olacak."
Bellatrix şaşkınlıkla ona baktıktan sonra asasını çıkardı.
"Hemen çekil önümden yoksa ...."
"Acı çekeceksin. Ama bu sonradan çekeceklerinin yanında bir hiç olacak. Şimdi iki canı da öldürmelisin."
Bellatrix asasıyla bir büyü atarken kızın etkilenmediğini gördü. Yutkundu.
"Bırak beni Piskopat!"
***
David kompartıman kompartıman dolaşıp kızı arıyordu. Dediklerine göre çok güzeldi. O sırada bir ses duydu. Bu Bellatrix'in sesiydi.
"Bırak beni Piskopat!"
Hızla o tarafa ilerlerken arkası dönük bir kızın Bella'yı tuttuğunu gördü. Hızla onlara doğru ilerleyip kızı çekti. Sripinia yeniden sarı saçlarına mavi gözlerie kavuşurken şakaklarını ovdu.
"Lanet olsun. Yine mi? "
Kafasını kaldırıp yüzü kireç gibi olmuş Bella'ya döndü.
"Sana birşeyler söylediysem aldırma. Unut tamam mı?"
Bellatrix tekar saçlarını düzeltip kaşlarını çattı.
"Bu bir oyun mu? Haberin olsun diye söylüyorum. Bir daha sakın Bellatrix Black'e bulaşma."
Bellatrix siyah saçlarını savurarak lavaboya ilelerken David kıza döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSELESS / Dramione
FanfictionÇapulcular döneminde düşmanlar birbirine sığındığında beklenmeyen gerçekleşir. Dostluk ve aşk. Draco/ Hermione/ Sirius