media: severus snape
“Lucıus sakinleş.”
Lucıus Malfoy sinirle bir kahkaha patlatıp gözlerini sevdiği kadına çevirdi.
“Sakinleşmek mi? Sakinleşmek mi! Oğlun bu sefer çok ileri gitti!”
Narcissa Malfoy kaşlarını çattı.
“O ikimizin oğlu Lucıus. Onun böyle bir şeyi bilerek yapmayacağını biliyorsun. “
Lucıus yüzünü ellerinin arasına alarak koltuğa çöktü.
“Dumbledore mektubuma hala cevap yazmadı.”
Narcissa iç çekerek kocasının yanına oturup onun elini tuttu. Bu Lucıus’un gözlerini ona çevirmesine yetmişti. Narcissa konuştu.
“ Bir şey olmayacağından emin olamayız Lucıus. Yine de Draco’ya biraz güvenmen gerekiyor. Belki de yanlışlıkla bir büyü yapmıştır. Şuan Hogwarts’ta yatakhanesinde uyuyor bile olabilir. “
Lucıus konuştu.
“Bu ihtimal yüzünden susuyordum zaten Cissy. Ama benim gördüklerimi görsen sen de aynı tepkiyi verirdin.Draco o bulanığa.. tanrım.”
Narcissa kaşlarını çattı.
“Neden bahsediyorsun? Tatlım o olanlar gerçek bile değil. O gerçekten Draco olamaz. Geçmişe gitmek yalnızca zaman döndürücü sayesinde olabilir.”
Lucıus bunun mantıklı olduğunu biliyordu. Ama ayrıyetten Narcissa’nin da içi içini yiyordu. Bir süre sessiz kaldılar. Narcissa daha fazla dayanamayıp yanında duran şalını aldı.
“Hadi, hogwarts’a gidiyoruz.”
****
Hermione revirde uyuyan Sirius’un yanındaki sandalyeye oturmuş kitabını okuyordu. Sirius uyandığı zaman ilk iş ondan ayrılacak ve sonra da sinirini ondan çıkaracaktı. Hermione stresle kitabı kapadı. Neden içini suçluluk kaplamıştı ki? Ne de olsa o Malfoy’du. Onun söylediklerini takmazdı bile.
Ama çok sert davranmıştı. Neden asasını çekmişti? Hem de onu yapmadığı bir şey yüzünden suçlamış-
“Herm?”
Hermione yatakta oturur pozisyona geçen Sirius’a baktı.
“Demek uyandın.”
Sirius sırıttı.
“Başımda mı bekledin?”
Hermione gözlerini devirmemek için kendini zor tuttu. Sirius böyle konuştuğunda gerçekten çekici bir hal alıyor olmalıydı. En azından başkaları için. Hermione derin bir nefes aldı.
“Diğerleri derse girdiler. Ben konuları daha önce çalışmıştım. Senle de konuşacağım önemli bir şey vardı ve yanında kaldım. “
Sirius gülümsedi. Hermione heralde yanında bu ciddiyetini koruyabilen tek sevgilisiydi. Ve üzerindeki siyah kazak ona çok yakışmıştı. Bu kız mükemmeldi. Hermione Sirius’un bakışlarından rahatsız olarak gözlerini kaçırdı.
“Senle ilişkimiz hakkında konuşmak istiyorum.”
Sirius’un gülümsemesi yayıldı. Uzanarak Hermione’nin elini yakaladı. Hermione kıpkırmızı olarak eline baktı. Sonra gözlerini Sirius delici bakışlarına kaldırdı. Fazlasıyla yakışıklı genç adam yüzünde her zamankinden farklı bir gülümseme ile ona bakıyordu. Bakışlarında herhangi bir çapkınlık veya etkileme çabası yoktu.
“Hermione eğer korktuğun şey başka bir kızla görüşmem ihtimaliyse unut bunu. Öyle bir şey olmayacak. Senden ayrılmadan başka biriyle birlikte olmam. Merak etme.”
Hermione kaşlarını çatarak elini onun elinden çekti.
“Sen? Ah tanrım şaka yapıyor olmalısın.Benim sana demek istediği-“
Kapının açılmasıyla sustu. İçeri giren güzel kız konuştu.
“S-sirius tatlım iyi misin? Sonunda zil çaldı . Yanına gelebildim. Seni ne kadar merak ettim bilemezsin. Çok endişelendim.”
Sirius gözleri ağlamaktan kızardığı belli olan kıza baktı. Bir süre ismini hatırlmaya çalıştı.
“Selam ….Elena. Merak etme iyiyim.”
Kızın yüzü birden düştü. Sonra yeniden gülümsedi.
“Ben Rosalinda tatlım. Hastalığın seni çok etkilemiş olmalı.”
Yanlarında oturan Hermione’ye ters bir bakış attı.
“İlişkimiz ciddi yani. Unutması imkansız.”
Hermione tabiliyerek kitabını tekrar eline alıp okumaya başlarken Roselinda Sirius’a bakıp gözleriyle Hermione’yi işaret etti. Hermione neden kimsenin konuşmadığını anlamak için kafasını kaldırdığında bunu görmüştü. Rahatsızca doğruldu.
“Neyse ben çıkayım. Sizin konuşacaklarınız vardır.”
Sirius kaşlarını çatarak o kalkmadan önce bileğinden yakaladı.
“Bunu nerden çıkardın? Roselinda yalnızca beni merak ettiğinden geldi. Sana söylediğim gibi ben sadece seninle birlikteyim. “
Roselinda kaşlarını çatarak Hermione’ye baktı.
“Ciddi olamazsın. Bu kız mı? Herkesin dedikodusunu yaptığı kız bu mu? Şaka mı bu? “
Kız ufak bir kahkaha atarken Hermione kaşlarını çattı.
“Ne demek istiyorsun?”
Hermione yavaşça yerinden doğrulurken Sirius merakla ne yapacağını bekliyordu. Roselinda konuşmaya devam etti.
“90-60-90 falan değilsin. Hatta yanına bile yaklaşamazsın. Bir dakika seni şimdi hatırladım. Sen şu balodaki çocukla öpüşen kızsın değil mi? Ne oldu bir de şansını Sirius da mı denemeye karar verdin? Belki seninle birkaç gün oyalanır ihtimaliyle.”
Sirius araya girmek için ayağa kalkarken Hermione’nin sabrı çoktan taşmıştı. Rose devam etti.
“Hoş o çocuk da sana göre fazlaydı. Sana tavsiyem alamayacağın şeylerden uzak durman."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSELESS / Dramione
FanfictionÇapulcular döneminde düşmanlar birbirine sığındığında beklenmeyen gerçekleşir. Dostluk ve aşk. Draco/ Hermione/ Sirius