Zavallı

14.3K 793 624
                                        

Slytherinli olmalıymışsın Granger. Bu...gerçekten acımasıcaydı. Daha önce kimseye söylemedim ve söylemeyeceğim. seni seviyorum....Burada kalabiliriz.Hislerinden korkuyorsun! Seni seviyorum....seni seviyorum...seni seviyorum.

Hermione beyninde yankılanan sözleri kovmak istercesine derin bir nefes almak için durdu. Hala kendinde değil gibiydi. Saatlerdir bu tanıdık sokaklarda yürüyordu. Yanağına düşen kar tanesiyle düşüncelerinden sıyrıldı. Oldukça yorulmuştu. Oturacak bir yer bulma umuduyla erafına bakındı. Evet biraz uzağındaydı. Üzerini kar kaplamış olan o eski bank. Yavaşça anıları canlanıyordu.

Hermione uykusunda titrerken birden etrafındaki hareketi hissetti. "Uykum yok Harry. Ders çalışcağım."
Mırıldandığı bu bir kaç kelimeden sonra birinin onu kaldırdığını hissettiğinde bilinci hala tam yerinde değildi. Mırıldanarak onu taşayan gövdeye biraz daha yaslandı. Vücut aniden durduğunda irkildi. Şimdi biraz uykudan arınmış gibiydi. Gözlerini hafifçe araladığında draco'nun tam karşısına dimdik baktığını gördü. Yavaşça durumu anlıyor gibiydi. Aniden çocuğun suratı ona döndüğünde gözlerini hızla kapadı. Hala gözleri üzerinde hissediyordu. Belki de dakikalar geçmişti. Sonunda genç adam onu çok daha rahat olan o banka bıraktığında Hermione ne olduğunu anlayarak istemesede minnet duymuştu.. Gözlerini açmamak için çok büyük bir mücadele veriyordu. Draco'nun hala orada olup olmadığından emin değildi. Ve üzerini yumuşak bir kumaş kaplanırken oluşan sıcaklıkla hafifçe gülümsedi. Adım seslerini duyduğunda yavaşça gözlerini açıp Hermione'nin eskiden uzandığı yere giden Malfoy'u izledi. Genç adam rahatsız bir pozisyonda gözlerini yıldızlara çevirmişti. Dudaklarından dökülen sözcükler anlaşılabilir nitelikteydi.
"Delirmiş olmalıyım."
Hermione düşünceli gözlerle ona bakmayı sürdürdü. Ve Draco'nun nefesleri düzenli hale geldiğinde yavaşça yerinden kalktı. Üzerindeki pelerini eline alarak o tarafa doğru ilerledi. Pelerini genç adamın üzerine  örttükten sonra onun duyamayacağını bilerek fısıldadı.
"Teşekkür ederim."

Ve tekrar geri dönüp banka uzandığında bunu yapmasının nedeninin onu sıcak tutmak olmaktan çok gurur olduğunu bilmenin suçluluğuyla uykuya daldı.

Hermione ertesi günü de hatırlıyordu. Ona onu banka Draco'nun taşıdığını ima etsede Draco bunu yalanlamıştı. Ve belki de Hermione o zaman anlamıştı ilk defa. Ama salak ayağına yatmak çok daha kolaydı. Ve Hermione'nin yaptığı da onca zaman içinde hep buydu. Yerde sürüklediği çantasını tekrar omzuna takıp o tarafa yürüdü. Etraftaki insanları yeni farkediyordu. Adımlarını hızlandırarak ilerlediği banka yaklaşık 1 metre kaldığında el ele olan çiftin birden banka yerleşmesiyle kaşlarını çattı. Ne yani? Hogwarts'a bir saat kala oturacak yer de mi kalmamıştı? Önündeki çift el ele birbirlerine bir şeyler fısıldaşıyorlardı.
"Evet mi? Ailenle konuştun mu yani? İzin verdiler mi?"
Genç kız iç çekti.
"Evlenmeden önce okulu bitirmem gerektiğini düşünyolarlar hala. Ama daha ne diye bekleyelim ki sonuçta?"
Karşısındaki adam şaşkınlıkla kıza bakmayı sürdürdü.
"Yani?.."
Genç kızın bakışlarından her şey belli olmuş olmalıydı ki devam etti.
"Kaçacak mısın?"
Kız heyecanla başını sallarken Hermione bu hikayenin ona oldukçta tanıdık gelmesiyle gülümsedi. Bir dakika . Yoksa? Hermione birden yüzünü kızdan ayıran adamı gördüğünde şaşkınlığını gizleyemedi.
"Baba?"
Onu ikiside duymamıştı. Görünmez gibiydi. Hafifçe gülümeyerek ikisini izlemeye devam etti. Yavaşça gözyaşlarını silerken mırıldandı.
"Sizi çok özledim."
*****

Draco elindeki valizle yavaşça karlı yolda ilerlerken caddenin nedensiz kalabalığına şaşıyordu. Kar topu oynayan mugglelar ele ele gezen çiftlerle doluydu bütün sokak. Dikkatini bunlar üzerine yoğunlaştırmak kısa bir süre iyi hissettirmişti. Bir dakika. O zaten iyi hissediyordu. Hatta uzun zamandır hissettiğinden çok daha iyi. Üzerinden büyük bir yük kalkmış gibiydi. Hislerini kabullenmenin getirdiği rahatlıktı belki de bu. Hayır mutluydu. Gerçekten mutluydu. Sonunda ipleri tekrar elinde hissediyordu.
Açıkçası Hermione'nin ona değer verdiğini biliyordu. Belki bir arkadaş ya da daha fazlası. Bir şekilde aralarında bir bağ vardı. Ama artık üzerine sünger çekilmiş bir geçmişten farkı yoktu. Ne olursa olsun Draco o sözleri yutmayacaktı. Ya da yüzsüz bir şekilde aşk dilenmeyecekti. Trenin birazdan kalkacağını bilerek adımlarını hızlandırdı.

SENSELESS  / DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin