"Herkes adını söylediğim partnerinin yanına geçsin."
Yine sıkıcı bir dersin ortasındalardı. Genç adam düşünceliydi. O odadaki herkesten çok daha uzaklarda, arkadaşları ve ailesiyle huzurlu olabileceği bir gelecek düşlüyordu.
"Blaise Zabini, Harry Potter."
Harry adını duyduğunda kendine gelerek kafasını sırasından kaldırdı. Şimdi Severus Snape'in öümcül bakışlarıyla karşılamıştı. Sıkıntılı bir nefes vererek Ron'a döndü.
"Sen kiminlesin?"
Çok fazla umrunda olduğundan değildi sorması. Ama birileriyle normal bir konuşma yapmazsa artık delirecek gibi hissediyordu. Ron olmasa ne yapardı bilmemesi bir yana, Hermione olmadan hiçbir şey iyi gitmiyordu.
Hogwarts her zamankinden daha karışıktı. Tüm dersleri sanki özellikle denk getirircesine Slyhterinlerle beraber işliyorlardı. Sanki bu onları daha iyi birine dönüştürebilecekmiş gibi.
Bu sene öncekilerden çok farklıydı. Sadece Hermione'nin yokluğu değildi bunu yaratan. Tüm Slyhterinler önlerine birer duvar örmüş, çocuksu atışmaların yerini, saldırgan tavırlar ve düellolardaki acımasız darbeler almıştı.
Bu sene alınan bir başka önlem ise Malfoy ve Hermione'nin sınıf başkanları olmasıydı. Dumbledore böylesine zıt örnekleri bir araya getirerek belki de buzları eritebileceğini düşünmüştü. Ama yaşanan o kaza sonucu ikisi de ortadan yok olduğundan şimdi Ginny ve Blaise Zabini üstlenmişti bu görevi.
Ginny bu durumdan oldukça hoşnutsuzdu. Odaları arasında büyük bir salon olsa da Blaise Zabini'ye katlanmak onu çok yoruyordu. Harry ne kadar saklamaya çalışsa da Ginny'nin her zamanki gibi güçlü görünmediğini farkediyordu yavaş yavaş.
Ama kim hala güçlü durabiliyordu ki zaten? Gününü çoğunlukla büyü kitaplarıyla geçirip yine de yeterli kadar Hermione olamayan Lavender mı? , yoksa gördüğü her slyhterinliyle yolunu değiştiren korkusuz Ginny mi?, yoksa herkes biraz gülebilsin diye şebeklik yapmaktan yorulmuş Ron mu?
"Her zamanki gibi Pansy Parkinsonlayım. Neden her ders bu işkenceye katlanmak zorundayız ki?" diye cevap verdi Ron sıkıntıyla. Yeni sistemden hoşnut olduğu söylenemezdi.
"Hermione geldiğinde kafayı yiyecek Harry."
Harry gülümsedi. Ron'dan sır saklamaktan nefret ediyordu. O sırada gözeüne takılan Lavender'la gülümsedi.
"Bence asıl sırf ona benzemek için saçlarını kahverengine boyatan Lavender'i görünce delirir."
Ron buna karşılık içten bir kahkaha attı. Lavender son bir kaç aydır altın üçlünün bir parçası olmak için çıldırıyordu. Çoğu zaman kütüphanede sabahlardı ama Harry oraya sadece kestirmek için gittiğinden emindi.
Sırasından kakıp Blasie Zabini'nin yanına yerleştiğinde üzerindeki bakışla rahatsız olmuştu. Ters bir şekilde yanındaki gence döndü.
"Ne var Zabini?" dedi kendinden emin bir şekilde. Bugün de onun kışkırtmalarıyla uğraşamazdı. Esmer genç adam omuz silkti bir yandan sırıtırken. Açıkçası Draco Malfoy'un eksikliğini hiç hissettirmiyordu.
"Kız arkadaşın dün biraz kötü görünüyordu. Ona oda ziyareti yapmak zorunda bile kaldım." diye cevap verdi imayla. Harry derin bir nefes alırken yumruklarını sıktı.
"Kapa çeneni Zabini. Palavralarınla ilgilenecek zamanım yok."
"Sen bilirsin. Ama iş çenemi kapamaya gelirse buna Weasley'nin oldukça yardımcı olabileceğini düşünüyorum. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSELESS / Dramione
FanfictionÇapulcular döneminde düşmanlar birbirine sığındığında beklenmeyen gerçekleşir. Dostluk ve aşk. Draco/ Hermione/ Sirius