Narcissa ve Hermione hızla arkalarını döndüler. İki takım ağızları bir karış açık onlara bakıyordu. Lucis ise gözlerini Narcissa’nın elbisesine dikmişti. Çok güzel görünüyordu. Narcissa eski kıyafetlerine geri dönerken konuştu.
“Burası sanırım doldu. Hadi gidelim.”
Hermione onaylayarak kalktı. Birkaç büyü mırıldanarak kumaşları sepete doldurdu. O sırada gözü Draco’ya takıldı. Omuz silkip sepeti taşımaya devam etti.
***
Hermione giysisini tamamlamanın mutluluğuyla Gryffindor salonuna girdi. Her yer toplanmıştı. Herkes muhabbet ediyordu. Hermione bu duruma şaşırdı. Bugün parti yapılır sanmıştı. O sırada yanına koşar adımlarla gelen Lily’i gördü. Lily onun yanına geldiğinde hızla konuştu.
“Narcissa Black’le mi konuşuyorsun?”
“Önce barışsaydık iyi olurdu.”
Lily gülerek onun omzunu dürttü.
“Sana hiç küsmedim ki. Sadece tüm zamanımı James’ le geçirmeye odaklandım. Bu yüzden yanına fazla gelemiyorum. Onunla çıktığın için tabiki kızdım. Ama kızgınlığım çabuk geçer.“
Hermione rahatlayarak güldü.
“Buna sevindim. “
O sırada birkaç kız Lily’i yanına çağırıyordu. Lily gözlerini devirerek Hermione’ye döndü.
“Gece konuşuruz. Şimdi gitmem lazım.”
Lily diğerlerinin yanına doğru koştu. O sırada Hermione iki elin gözlerini kapadığını hissetti.
“Bil bakalım ben kimim?”
Hermione güldü.
“Sirius seni sesinden tanıyabiliyorum.”
Sirius omuz silkip ellerini gözlerinden çekti.
“Birbirimizi çok iyi tanıyoruz . Sanırım diğer aşamaya geçebiliriz.”
“Bir şey ima etmeden duramıyorsun değil mi?”
“Kesinlikle.”
Hermione gülerek koltuklardan birine çöktü. Sirius da yanına oturdu. Bir süre konuşacak şey bulmadıklarından sonra Sirius merakla ona döndü.
“Menson’la nasıl gidiyor?”
Hermione omuz silkti.
“Normal.”
Sirius kaşlarını çattı.
“Nasıl yani ‘normal’?”
Hermione bir süre bir şey demeden durduktan sonra aklına gelen fikirle gülümsedi.
“Aslında balodan sonra ondan ayrılmayı planlıyorum. “
Sirius bir anlık şaşkınlıktan sonra gülmeye başladı.
“ Ci-ciddi misin? “
Hermione başıyla onayladı. O sırada yanlarındaki koltuklara James , Peter ve Remus oturdu. James kendi kendine sırıtıyordu. Remus ‘un elinde de bir kitap vardı. Peter boş boş duvara bakıyordu. Sirius gözlerini devirdi.
“Aranızda bir normal ben kaldım. Neler çektiğimi görüyor musun Herm? James’in aşktan gözü kamaşmış Peter’in derdini kimse bilmiyor ve Remus ise son günlerde iyice inekleşti. “
Remus adını duyunca başını kitaptan kaldırıp Hermione’ye baktı.
“Selam Herm.”
“Selam Remus.”
James gülümsemesini silerek konuştu.
“Yarın ders işleyecekmişiz. Bu sırada Rawenclaw ve Hufflepuff eğlenecek.”
Hermione omuz silkti.
“Ben derslere girmiyorum.”
Peter ona döndü.
“Sahi neden girmiyorsun? Bu kadar zamandır burada kalıyorsun. Gitmeye de niyetin yok gibi görünüyor.”
Hermione yukundu.
“Şey, bir şey araştırıyorum da. Ölü bitkiler üzerine .Sadece Hogwarts çevresinde bulunurmuş..”
Araştrma kelimesini duyunce herkes önüne döndü. Hermione yalan söyleyebilmenin ne kadar önemli bir yetenek olduğunu farkedip güldü.
***
Hermione kapının vurulmasıyla uyandı. Küçük sınıflardan biri kapıda duruyordu.
“Profesör Dumbledore sizin derslere gireceğinizi söylüyor.”
Hermione iç çekti.
“Tamam. Sağol.”
Kız dışarı çıkarken üzerini giyinip kahvaltıya indi.
***
Narcissa sabah uyandığında ilk iş olarak Bellatrix’in odasını kapısını çaldı. Dün Bellatrrix onu odadan atmıştı. Bu yüzden başka birileriyle kalmıştı.
“Bella, Sana yiyecek getireceğim. Akşam ki balo için de tam seveceğin türde bir elbise de.”
Bellatrix bağırdı.
“Kes sesini ve Defol! ”
Narcissa gözlerini devirdi.
“Eş bulmana gerek yok. Elbiseni kapıya bırakacağım. Oradan alırsın. Gelmezsen profesörler merak eder.”
Bellatrix cırlarcasına konuştu.
“Eğer biraz daha konuşursan laneti kafana yiyeceksin.”
Narcissa iç çekerek arkasını döndü. O sırada aklına gelen düşünceyle donakaldı. Lucıus baloya biriyle gelirse onu öpecek miydi? Narcissa istemsizce yumruklarını sıktı.
***
Hermione kahvaltı için salona girecekken arkadan gelen Narcissa’yı gördü. Gülümseyerek selam verdi.
“ İyi misin? Pek iyi görünmüyorsun.”
Narcissa omuz silkti.
“Bugün bir elbise daha tasarlamanı isteyeceğim. Bedeni benimkiyle aynı olsun. Transparan,o uzun, siyah ve biraz ürkütücü de olmasın unutma.”
Hermione kaşlarını çattı.
“Bunu giymeyi mi planlıyorsun? Diğeri gayet güzeldi.”
Narcissa gülmeye başladı.
“Öyle bir şeyi öldürseler giymem. Bella için.”
“B-bellatrix için mi?”
Narcissa onaylarcasına başını sallayıp salona girdi. Ne yani? Hermione Granger Bellatrix Black’e kıyafet mi tasarlayacaktı? Bu iş düşündüğünden daha eğlenceliydi.
***
Hermione derse girdiğinde içeri Slytherinler dolmaya başlamıştı. Minevra Mcgonagall içeri girdi.
“Herkes farklı sınıftan biriyle otursun.”
Hermione gülerek ona doğru ilerleyen Narcissa’yı gördü. O sırada yanına başka biri otumuştu bile.
“Benim eşim var Malfoy. Kısacası kaybol.”
Draco kaşlarını çattı.
“Annem mi?! Ailemden uzak dur Granger.”
“Onlar senin ailen değil. Daha 16 yaşındaki gençler. Hem bundan sanane.”
“Bana ne öyle mi? Herkes balodan sonra beni terkedeceğini konuşuyor.”
Hermione sırıtarak başını başka tarafa çevirdi. O sırada Minevra iç çekerek onlara döndü.
“Biraz sessiz durabilir misinz Bayan Granger ve Bay Menson.”
Draco önündeki kağıda eğildi. O sırada Minevra konuştu.
“Şimdi ödeviniz için 3 kişilik gruplara ayrılın grupta başka sınıftan en az bir kişi olmak zorunda.”
Draco hermione’ye döndü.
“Sen ,ben Lucıus. Çok eğleniriz.”
Hermione gözlerini devirdi.
“Yeni işkence yöntemleri mi buldunuz baba oğul?”
Draco sırıttı. Hermione Lily ile oturan Narcissa’ya döndü. El işaretleri ile anlatmaya çalıştı. Narcissa onaylarcasına başını salladı. Hermione Draco’ya dödnü.
“Sanırım annen daha iyi bir seçenek.”
***
Hermione Sirius’la birlikte sınıftan çıkarken bir el Hermione’yi kolundan yakladı. Sirius kaşlarını çatarak Draco’ya baktı.
“Yine ne yapıyorsun?!”
Draco omuz silkerek Hermione’yi kendi tarafına çekti.
“Sevgilimle konuışmak isteiğim bir şey var.”
Hermione gözlerini devirdi. Sirius yavaşça kolunu bıraktı. Draco Hermione’yi bir kenara çekti.
“Saat 7 ‘de seni almak zorunluluğundan dolayı kapıda bekleyeceğim. Eğer geç kalırsan ölürsün.”
“Iggh. Çok sinir bozucusun. Sirius’u neden sinirlendirmeye çalışıyorsun ki. Sana bir şey yapmadı.”
“Çünkü eğlenceli. Herneyse gitmem gerekiyor.”
***
Hermione Narcissa’ya tasarladığı kıyafeti verdikten sonra odaya hazırlanmaya çıkmıştı. Lily kendi arkadaş çevresinde oldukça popülerdi. Diğer kızlarla birlikte büyük bir odada giyinecekti. Hermione’yi davet etse de Hermione kabul etmemişti. Altın renkli elbisesini üzerine geçirdi. Aynaya baktı.
Güzel görünmüyordu. Harikaydı. Saçlarını su dalgası modeli yaptıktan sonra göz altına atın renkli göz kalemi çekti. Dudaklarının rengi ise açık tondu. Periye benzemişti. Altına topuklu ayakkabılarını giydikten sonra aynaya baktı. Elbisenin sırtında ve göğsündeki dekoltesi dışında rahatsız bir tarafı yoktu. Daha fazla makyaja ihtiyaç duymadan kapıyı araladı.
***
Draco bakışları üzerinde hissederek Hermione’nin odasının önüne geldi. Kızlar ona bakıp fısıldaşıyordu. İç çekip saatine baktı. O sırada bir kız onun yanına geldi.
“Selam.”
Draco ona bir bakış atıp tekrar önüne döndü. Kız devam etti.
“Tanışmıştık. Ben Lola. Yanımda da Rose vardı hatta.”
Draco unutkan değildi. Aklına yapışkan kızlar geldi.
“Demek osun.”
Kızı inceledi. Sarı saçları omzuna dökülüyordu. Kıpkırmızı dar bir elbise ve yine kırmızı ruju vardı. Onu başından savmak için kafasın başka bir tarafa çevirdi. Lola devam etti.
“Eğer eşe ihtiyacın varsa-“
“Sana söylemiştim. Zaten bir eşim var. Yoksa Gryffindor yatakhanesinin önüne nasıl gelebilirim?”
Kız dudaklarını büzdü. O sırada Draco’nun beklediği kapı açıldı.Ama içinden hiç beklemediği gibi biri çıktı .
“G-Granger!?”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSELESS / Dramione
FanficÇapulcular döneminde düşmanlar birbirine sığındığında beklenmeyen gerçekleşir. Dostluk ve aşk. Draco/ Hermione/ Sirius