Resim : sripinia hazel pedigree
"Ye yemeğini . Abartma Cissy. "
Narcissa karnının gurultusunu umursamamaya çalışarak Hermione'ye baktı.
"Yemeyeceğim. O kadar sabrettim.Dayanırım."
Hermione gözlerini devirdi.İki hafta boyunca Cissy kendini sıkı bir diyete sokmuştu. Günde yalnızca 3 meyve bir kaç bisküvi ve bir kahve tüketiyordu. Hermione kaşlarını çattı.
"Böyle devam edersen bir yerde bayılıp kalacaksın. Dediğimi dinle. "
Narcissa omuz silkip kitaba odaklanmış numarası yapmaya devam etti. Hermione iç çekti. Şu an herkes kahvaltı ediyor olmalıydı. Cissy'nin yemeyeceğini bildiği için ona tepsi hazırlayıp kütüphaneye getirmek zorunda kalmıştı. Narcissa tepsideki poğaçalara saldırma isteğini bastırdı ve tepsiyi Hermione'ye doğru itti.
"Yarına kadar ne kadar kilo versem kardır. Yoksa annem canıma okur."
Hermione kaşlarını çattı.
"Ne yani? Annen kilo alınca sana kızıyor mu?"
Narcissa başıyla onayladı.
"Sana yazın diyete girip durduğumu söylemiştim. Bu yüzden Hogwarts'da kalmayı Black malikanesine bin kere tercih ederim. Biliyor musun? Bizim eve çikolata hiç girmez. Annem 56 kiloya çıktığımı görürse kıyameti koparırdı.Geçen haftadan itibaren 2 kilo verdim. "
Hermione anlamsız bakışlarla Cissy'i süzdü.
"iyi de senin boyun 1.70 var. 54 kilo az değil mi?"
Narcissa olmayan belini tuttu.
"Güzelik Black kadınlarının en belirgin özelliğidir der annem. Ve maalesef kafayı da bu düşünceye takmış. Mesala Bella çok az yemek yer. "
Hermione ellerini kabarık saçlarından geçirdi.
"Kendimi obez gibi hissettim şu an."
O sırada kütüphaneye birinin daha girdiğini gördüler. Lucıus Malfoy onlara doğru ilerliyordu. Gözlerini Narcissa'ninkilere dikti.
"Konuşmalıyız."
Narcissa boğazını temizledi. Gözlerini kitaba yeniden odakladı. Hermione de eline kitaplarını almakla meşgüldü.
"Ben de gidiyordum zaten. Görüşürüz Cissy."
Narcissa dur demek için ağzını açmıştı ki Hermione hızlıca dışarı çıktı. Lucıus ani bir hareketle Narcissa'nın yanındaki sandalyeye oturdu.
"Cissy? Dinle beni lütfen."
Narcissa gözlerini kaçırdı.
"Konuşacak birşeyimiz yok. Sen bu hafta içinde Bella ile nişanlanacaksın. Hepsi bu."
Lucıus kaşlarını çattı.
"Sen ne saçmalıyorsun? Bella ile evlenmek istemiyorum. O da aynı şekilde düşünüyor. "
Narcissa ayağa kalkmak için hareket etse de Lucıus onu bileğinden çekerek tekrar yerine oturturdu.
"Neden korkuyorsun? Eğer nişanı bozabilirsek..... "
Narcissa gözlerini nihayet ona kaldırdı.
"Evet? Bozabilirsek? Anlamıyor musun Malfoy? Gerisi gelmiyor. Bizim aramızdaki bu saçma şey aşk değil. Bunu kafana sok. Ve ne olursa olsun ablamın eski nişanlısıyla evlenerek Black ailesinin saygınlığını yitiremem."
Lucıus yutkundu.
"Haklısın. Belki de vazgeçmeliyiz. Hiçbirşey hissetmediğini bildiğim iyi oldu. Umarım pişman olmazsın Cissy. Çünkü bu hafta geçtikten sonra bizi birbirimize bağlayan hiçbirşey kalmayacak."
Lucıus yumruklarını sıkarak kütüphaneden dışarı fırlarken Narcissa ise kaskatı olmuş bir şekilde onun arkasından baktı.
***Rodolphus Lestrange acıyla yatağa oturdu. Eski yataktan gıcırtı sesleri yükseldi. Tek eliyle kolundaki bıçak yarasını bezle sarmaya çalışıyordu. Asasını kaçarken düşürmüştü. Karşısındaki kırık aynaya baktı. Yüzü kir doluydu. Omzuna kadar uzanan saçları yüzünün çevresine dağılmıştı. Sağlam eliyle pelerininin cebine uzandı. Ve yıpranmış fotoğrafı çıkardı.
Fotoğrafta; Lucıus ,o ve Bella Malfoy malikanesinin bahçesinde ayakta fotoğraf çekiliyorlardı. En fazla 8 yaşındaydılar. Bella'nın kıvırcık saçları iyice kabarmıştı. Gülerek Lucıus'a tavşan kulağı yapıyordu. Rodolphus ise ciddi bir tavırla yanlarında duruyordu.
Parmaklarını fotoğrafın üzerinde gezdirdi. Ve düşündü. Giderkenki halini.3 gün önce
Lucıus hızlı adımlarla Rodolphus'a doğru yürüdü.
"Gideceğine inanamıyorum. Neden bu kadar erken? "
Rodolphus bavulunu yere bırakarak omuz silkti.
"Babamın ölümü ani oldu. Lord yeni birini istedi. Görevlerin devam etmesi için."
Lucius iç çekerek arkadaşına baktı.
"Neden Bella'ya haber vermediğini şimdi anlamaya başlıyorum. Görevler tehlikeli olduğu için değil mi? Endişlenmesini istemedin."
Rodolhus boğazını temizledi. Elini ona uzattı.
"Peki. Görüşürüz öyleyse."
Lucıus bir ona bir de uzattığı ele baktı.
"Ah saçmalama."
Ve yıllardır en yakın arkadaşı olan genç adama sarıldı.
"Tekrar görüşeceğiz. Ne de olsa dostuz değil mi?"
Rodolphus ayrılırlarken gülümsedi.
"Hayır. Biz kardeş sayılırız. Hem ikimizin de bir taneye ihtiyacı var."
Lucıus güldü. Bir süre sessiz kaldıktan sonra Rodolphus konuştu.
"Bana bir söz vermeni istiyorum Lucıus...."
Bakışlarını girmsi mavilere dikti.
"Ne olursa olsun Bella ile evlenmeyeceğine söz ver. Sadece bunu bilmek istiyorum."
Lucıus bir süre sessiz kaldıktan sonra gülümsedi.
"Emin ol niyetim yok. ...."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSELESS / Dramione
FanfictionÇapulcular döneminde düşmanlar birbirine sığındığında beklenmeyen gerçekleşir. Dostluk ve aşk. Draco/ Hermione/ Sirius