Draco bahçeye çıktığında yalnız başına çimlere uzanmış Hermione'yi gördü. Ona doğru bir adım attı. Gidip gitmemekte kararsızdı ama kafasını kurcalayan bu mevzunun daha fazla uzamasını istemiyordu. Daha fazla dayanamadan Hermione'nin yanına oturdu.
"Çalışıyorsun sanıyordum Granger.Ama yine aylaklık ediyorsun." dedi şakaya vurmaya çalışırken ortamın ciddiyetini.
Hermione ise ona boş bir şekilde baktı.
" Yine neden geldin?"
Draco omuz silkip arkasındaki ağaca yaslandı.
" Bir nedeni yok. Kütüphanede canım sıkıldı ve dışarı çıktım."
Hermione yattığı yerden doğruldu. Sevimsiz bir şekilde gülümsedikten sonra yerdeki kitabı da eline almıştı. Gerçekten ona dediklerinden sonra genç kızın onunla konuşacağını mı zannediyordu?"Sana iyi eğlenceler o zaman."
Draco yürümeye başlayan kıza baktı."Yine yok saymaya falan mı başlıyorsun? Tanrım gerçekten çok sinir bozucusun!"
Hermione cevap vermeden yürümeye devam etti. Draco kaşlarını çatarak ayağa kalktı.
"Ben de sana çok meraklı değilim. Sadece beraber çalışırsak daha çabuk biter!"
Hermione ona döndü."Ben senin kadar çıkarcı bir insan görmedim. Cidden benden bu kadar mı nefret ediyorsun! Önce canıma okuyorsun sonra da sana mecbur olduğumu mu söylüyorsun?"
Draco sustu. Hermione devam etti."Şu düşmanlık işini istediğin kadar sürdürebilirsin. Umurumda değil."
Hermione sinirle yürümeye devam etti. Draco da arkasından kaskatı bir şekilde bakıyordu. Bu kadar çok tepki vereceğini düşünmemişti. Görünüşe göre bu sefer biraz daha uzun sürecekti. Draco tekrar yere çöktü. Artık gerçekten geri dönmek istiyordu.
**********************************
Sirius Amy Vane'i baloya davet ettikten sonra bahçeye çıktı. Hermione'yi hiçbir yerde bulamamıştı. Kahvaltıya da inmemişti. O sırada çimlere uzanmış olduğunu gördü.
Tam yanına ilerliyordu ki Hermione'nin yanına Draco oturdu.
Sirius ikisinin kavgasını izlerken ne yapacağını bilemiyordu. Hermione 'yi gerçekten sinirlendirmiş olmalıydı. O kadar sözü söyletebildiğine göre..
Hiç düşünmeden Hermione'nin peşinden okula girdi.
***************************
Hermione dans çalışması için sınıfa girdi. Kitapları bir kenara bıraktı. Sıkıntıyla yere çöktü. Artık geri dönmek istiyordu. O sırada Mcgonall ona doğru yürüdü.
"Eşiniz nerde bayan Granger?"
"O-o birazdan gelir heralde."
O sırada içeri Sirius girmişti. Bir süre Hermione'ye baktıktan sonra Amy Vane'e yöneldi. Hermione de Draco'nun hala gelmemiş olmasının mutluluğuyla test kitabını açtı. Neden buraya Malfoy'la gelmek zorundaydı ki! Bu durumda Pansy'yle bile gelmeyi tercih ederdi.
***************************
Lucıus Narcissa'nın Bella'nın odasından çıkmasını bekliyordu. Sıkıntıyla kollarını birbirine kenetledi. Bellatrix'in neden bu kadar büyüttüğünü anlamamıştı. O sırada Narcissa dışarı çıktı. Lucıus ona doğru yürüdü.
"Şimdi söyler misin?"
Narcissa derin bir nefes aldı.
"Bunu söylemek kolay değil Lucıus."
Lucıus kaşlarını çattı.
"Rodolphus'la falan mı sözlendi! Derdi ne bunun!"
Narcissa başını iki yana salladı.
"Aslında o ..."
"Konuşur musun artık Black!."
"Seninle sözlendi Malfoy."
******************************
Herkes dans ederken içeri Draco girdi. Mcgonall ona döndü.
"Bay Menson, Dans çalışmasının zorunlu olduğunu biliyorsunuz değil mi? Bir daha bu kadar geç kalmayın."
Draco o sırada Hermione'ye bakıyordu. Hermione yavaşça ayağa kalktı. Draco da ona doğru yürüdü.
Hermione onu zayıf biri mi sanıyordu? Draco sırf o kızdı diye üzülecek değildi. Elini ona doğru uzattı.Diğerinide beline sardı. Ne zamandır Granger'ın beli bu kadar inceydi? Yinede aralarındaki mesafe oldukça fazlaydı. Draco mırıldandı.
"Özür dileyeceğimi falan mı sanıyorsun?"
Hermione gözlerini onun omzuna dikmişti. Konuşmaya niyeti yoktu. Draco devam etti.
"Abartıyorsun.Ne sanıyordun ki? Senden güzel bir şey isteyeceğimi mi? Beni haksızmışım gibi suçlayamazsın Granger."
Hermione omuz silkti.
" İstediğin gibi düşünebilirsin Malfoy. Artık seninle uğraşmayacağım."
Mcgonall konuştu.
"Eşlerinizi itin ve kendinize çekerek kolunuzda döndürün."
Draco belini bırakı onu kendinden uzaklaştırdı. Bu sefer Hermione gözlerini onunkilere dikmişti. Draco onu kendine çekti.
"Sanki yapabilirmişsin gibi."
Hermione kaşlarını çattı.
"Ne demeye çalışıyorsun?"
"Benimle uğraşmadan duramazsın Granger. "
Hermione birden gülmeye başladı.
"Hayır Malfoy, Asıl duramayan sensin.Resmen hobi olarak hemde."
Draco kaşlarını çattı.Hermione devam etti.
"Benimle uğraşmak istemeseydin sende benim gibi davranırdın. Beni takmazdın."
Draco da gülmeye başladı.
"Saçmalama Granger. Seni görmeye bile dayanamıyorum."
Hermione omuz silkti.
" Sanki ben seni görmeye bayılıyorum."
"Şu geleceğe geri dönme işi olmasa senile aynı ortamda bile bulunmam."
"Seninle dansa gideceğime inanamıyorum."
"Yalvaran sendin Granger hatırladın mı?"
"Konu buraya nasıl geldi?"
"Ben nerden bileyim? Sen bir şeyler zırvalıyordun."
O sırada dans müziği sona erdi. Draco ve Hermione hala inatla birbirine bakıyorlardı. Herkes teker teker sınıftan çıkarken Hermione kitaplarını yerden alıp dışarı çıktı. Draco gülmeden edemedi. Kavga ettiklerine göre barışmışlar sayılırdı. Draco hızla bu düşünceyi kafasından attı.
********************************
Hermione akşam yemeği için Salon'a girdiğinde refleks olarak Sirius'un yanına oturdu. Sirius hızla ona döndü.
"Selam."
"Selam."
Bir süre sustuktan sonra Sirius ona doğru eğildi.
"İyi misin?"
Hermione kaşlarını çattı.
"Ne demek istiyorsun? Bir şey mi oldu?"
Sirius gözlerini onunkilere dikti.
"Bak, ben bahçedeydim ve-"
"Bizi mi dinledin! Duydun mu!"
"Ha-hayır sadece gördüm. Bilerek olmadı."
Hermione yutkundu. Acaba kavgada ona Malfoy diye hitap etmiş miydi? Ama heralde yapmamıştı. Yoksa Sirius bu kadar sakin olmazdı. Hermione mırıldandı.
"Önemli değildi. Her çift kavga eder."
Sirius içinden küfretti.
"Ne yani? Barıştınız mı?"
Hermione başını aşağı yukarı salladı. Sonra konuyu değiştirmesi gerektiğini farketti.
"Sen baloya kimi götürüyorsun?"
Sirius gözlerini ondan ayırdı.
"Amy Vane'i."
Hermione aklından Romilda Vane'in akrabası olabileceğni geçirdi. O sırada yemekte hiç konuşmayan Peter'ı farketti. Hermione umursamadı. Peter asosyal bir pislikti. O sırada diğer yanında oturan Lily'e döndü.
"Baloya kiminle gideceksin?"
Lily kızardı.
"A-aslında James sabah bana teklif etti."
Hermione gülümseyerek ona baktı.
"Bu çok iyi. Nasıl barıştınız?"
Lily anlatmaya başladı.
Sabah,
Lily koridorda yürürken kendi başına duran James'i farketti. Kararsız adımlarla yanına yürüdü. James hızla ona döndü.
"Bir şey mi var?"
"B-ben özür dilerim."
James birkaç saniye boyunca hiç bir şey söylemedi.
"Bende. Seni kıskandırak için saçma yollara başvurmamalıydım."
Lily bir süre sustuktan sonra gülmeye başladı.
"Barışmamızın daha zor olacağını sanmıştım."
James de güldü.
"İlk adımı atan sen olunca olmuyor."
"Sana bir şey söylemiştim. Yani şey hakkında..."
"Ne?"
"Benim için anlam ifade etmediğini söylediğimde. Bu tamamaen yanlıştı."
James gülümseyerek ona baktı.
"N-ne yani? Ne ifade ediyorum?"
Lily kızardı.
"S-seni s-"
"Bende seni seviyorum."
O sırada birbirlerine uzandılar.
Şimdi
Hermione gülümsyerek Lily'in omzuna vurdu.
"Bu müthiş. "
Lily sırıttıktan sonra hızla ona döndü.
"Yarından sonra balo var. Ne giyeceğini seçtin mi?"
Hermione sıkıntıyla yüzünü buruşturdu.
"Maalesef ."
"Bende birkaç elbise var ama baloya uygun olacağını sanmıyorum."
Hermione iç çekti. O sırada Lily heyecanla ona döndü.
"Ben berbat bir arkadaşım. Sana baloya kimle gideceğini bile sormadım."
Hermione hızla önüne döndü.
"Ah- önce kızmayacağına söz ver. Kendimce nedenlerim var."
Lily kıkırdadı.
" Ne? Baloya Malfoy'la mı gideceksin?"
Hermione ilk tahminde doğruyu söylemesine karşın yutkundu. Bir dakika. O Draco Malfoy'u kastetmiyordu. Lily'e döndü.
"Hayır ama yaklaştın."
"Yak-yaklaştım mı?"
Hermione ellerini birbirine kenetledi.
"Sirius'un size söyleyeceğini sanmıştım."
Lily konuşmaya devam etti.
"Regulus? Rodolphus? Menson?"
Hermione son söylediğine kafanı aşağı yukarı salladı. Lily ağzı bir karış açık ona bakıyordu.
"Bu-buna inanamıyorum Herm. Onunla mı!"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSELESS / Dramione
FanfictionÇapulcular döneminde düşmanlar birbirine sığındığında beklenmeyen gerçekleşir. Dostluk ve aşk. Draco/ Hermione/ Sirius