Flashback Bellatrix
Bellatrix acıyla yatağına oturdu. Hıçkırıklara boğuluyordu. Yarı sürüklenrek çalışma masasına ilerledi. Eline bir kağıt aldı.
Andreomeda,lütfen eve geri dön. Annem sana yardım ettiğimi öğrendi ve adresini bildiğimden şüpheleniyo. Sana ihtiyacım var.
Kapının açılmasıyla korkuyla elindeki kağıdı arkasına sakladı. Druella içeri girdi.
“Sen yine ne işler çeviriyorsun!”
Bellatrix korkuyla yutkundu.
“A-anne ben..oturuyordum.”
Druella’nın gözleri parladı.
“Arkanda ne var?”
“Hiçbirşey.”
Druella sinirlneerek ona doğru yürüdü.
“Ver şunu!”
Bellatrix kağıdı ondan kaçırmaya çalışıyordu. Druella onu kolundan sıkmaya başladı.
“Ver şunu. Eğer başka curciolar istemiyorsan hemen ver.”
Bellatrix gözyaşları içinde başını iki yana salladı. Eğer Druella adresi bildiğini öğrenirse sonuçları asla iyi olmazdı.Druella ona uzanıp kağıdı arkasından çekip aldı. Bellatrix yutkunarak kaçacak yer alıyordu. Babası ve Narcissa evde yoktu. Druella kağıdı tekrardan okuduktan sonra gözleri nefretle parlayarak ona bir tokat attı.
“Biliyordum! Seni sıçan! Bana yalan mı söyledin!”
Bellatrix yere çöktü. Druella devam etti.
“Sana Veritaserum içirmiştim!”
Bellatrix hıçkırıkları arasına mırıldandı.
“Andreomeda giderken bana bir iksir verdi. Eğer içersem Veriteserum’un etkisi kalkarmış.”
Druell kızı nefretle süzdü. Bellatrix devam etti.
“Ö-zür dilerim anne.”
“Bana anne demeyi kes. En başında seni yetiştirmeyi hiç göze almamalıydım zaten!”
Bellatrix ıslak gözlerini ona kaldırdı.
“Ne?”
“Duydun işte. Baban seni dul Longbottom’dan peydahladı.”
Bellatrix anlayamıyordu. Druella devam etti.
“Söyleyince rahatladım. Şuna bak. O kadar zavallısın ki zaten benim kızım olma ihtimalin yok.”
Bellatrix başını iki yana salladı.
“Sana inanmıyorum. Beni sevmediğin için böyle diyorsun.”
Druella gözlerini devirdi.
“İster inan ister inanma. Sana söylediklerimden babana bahsedersen kendini ölmüş bil.”
Bellatrix yutkunarak kendini bıraktı. Druella dışarı çıktı.
Flashback sonu
Bellatrix başını Rodolphus’un omzundan kaldırdı. Nefretle ikiz kardeşi Frank Longbottom’a bakmaya başladı.
¬_______________________________________
Hermione dans pistinden uzaklaşıp kenara geçti. Draco da onu takip ediyordu. Hermione Draco’ya döndü.
“Demek istediğin şey… Sirius’un beni arkadaştan öte gördüğü mü? Değil de lütfen.”
Draco gözlerini devirdi.
“Vay canına Granger . Sonunda anladın. Eh diyebilirim ki, kapasiteni baya zorlaman gerekti.”
Hermione sinirle Draco’nun omzuna vurdu. Draco kaşlarını çattı.
“Hey ! Sinirini benden çıkarma. Adama yüz veren sensin..”
“Değilim!”
“Öylesin! Her yere onunla gitmeler yanına oturmalar falan. Ve sana sürekli asılıyor. Nasıl farkında olmazsın?”
“İyi de o bütün kızlara asılıyor. Ben sadece bunu o şekilde algılama-mayı seçtim.”
Draco iç çekti.
“ Hata sende Granger.”
Hermione tırnaklarını kemirmeye başladı.
______________________________
Lucıus gülerek Narcissa’yı tekrar döndürdü. Narcissa kahkaha atarken zar zor konuştu.
“Bir daha dönersem kusacağım.”
Lucıus onu döndürmeyi bıraktı. Narcissa başı dönmüş bir şekilde onun koluna tutundu.
Bir süre ikisi öyle kaldılar.
__________________________
Draco stresle saatine baktı. Gece yarısına 10 dk kalmıştı.
“Granger sıkıldım. Herkes dans ediyor ve biz ayakta öylece dikiliyoruz.”
Hermione ona baktı.
“Ona mesafeli davranırsam böyle bir düşünceden kurtulacaktır.”
Draco iç çekti.
“O zaman seni daha çok istemesine yol açarsın.”
Hermione kaşlarını çattı.
“Siz erkeklerin beyni tersine mi çalışıyor? “
Draco sırıttı.
“Bunun üzerine bir dans fena olmaz. Tüm gece bu somurtuk suratla mı gezeceksin?”
Hermione derin bir nefes alarak yüzüne bir gülümseme yerleştirdi.
“Haklısın, bugünlük sorunları takmayacağım.”
Draco Hermione’ye referans yaparak elini uzattı. Hermione gülmekten kırılıyordu. Elini tutarken konuştu.
“Şaka mı yapıyorsun! Bugün sen de bir değişiklik var Malfoy. Bana tavsiyeler veriyorsun , beni güldürüyorsun ve ciddi ciddi bana dokununca yüzünü buruşturmuyorsun. Bugün ulusal bulanık günü falan mı?”
“Eğer biraz daha konuşursan vazgeçeceğim.”
“Tamam tamam sustum.”
Hermione yavaşça bir elini Draco’nun omzuna koydu. Diğer elinide onunkiyle birleştirdi. Draco yavaşça elini kızın beline koydu. Yavaş adımlarla dans etmeye başladılar. Hermione Draco’nun gözlerine bakarak konuştu.
“Malfoy, sence geri dönebilecek miyiz?”
Draco iç çekerek gözlerini çikolata kahvesi gözlere dikti.
“Umarım. Babamla kanka olma işi biraz garip.”
Hermione kıkırdadı.
“Acaba benimkiler ne durumdadır? Yarı dönem tatilde onları görmek için gidebilirim.”
Draco sırıttı.
“O kadar kalmaya niyetlisin yani?”
Draco Herm’i çevresinde bir tur döndürdü. Hermione güldü.
“Bilemiyorum. “
Bir süre sessice dans ettikten sonra Hermione konuştu.
“Aslında o kadar kötü değilsin Malfoy.”
Draco yalandan kaşlarını çattı.
“Yine sinirlerimi bozmaya başladın.”
Hermione sırıttı.
“Tamam. Sen kötü çocuk olmaya devam et. Bizimkiler şuan seninle dans ettiğimi görseydi ne tepki verirlerdi acaba?”
Draco güldü.
“Bir de Slyhterinlileri düşünsene.”
Draco Hermione’yi bir tur döndürdü.
“Bu gece ayrılıyoruz demek.”
Hermione gülümsedi.
“Evet sana tekmeyi basıyorum.”
“o konuya gelirsek , insanlara senin benden ayrıldığını söyleyeyim deme. “
“Hadi ya.”
Bir süre boyunca sessiz kalıp sadece birbirlerinin gözlerine baktılar. Granger’ın gözleri nefretle parlamıyorken güzel görünüyordu. Draco gözlerini başka bir yere çevirdi.
“Zaten ayrılır ayrılmaz Sirius dibinde bitecek. “
Hermione’nin kaşları çatıldı.
“Sana şu konuyu açma demiştim.”
____________________________________
Rodolphus Bellatrix’in yüzünü inceliyordu. Güzelliği bir Black olduğunu haykırıyor gibiydi. Ama kesinlikle çok fazla sır saklıyordu. 6 yılda bir insanın nasıl değişebileceğinin kanıtı gibiydi. 10 yaşlarındayken Lucıus ve Rodolphus’un onu sürekli koruması gerekiyordu. Zayıftı. Şimdi ise herkese karşı durabilrmiş gibi görünüyordu.
1975
Rodolphus rüzgara karşı tek başına oturan Bella’nın yanına yürüdü. Sır-tı ona dönüktü.
“Ceza almak mı istiyorsun! Bu yaptığın saçmalık da neydi?”
Bellatrix hala cevap vermiyordu. Rodolphus devam etti.
“Tehlikeli büyülerle uğraşmaya mı başladın Bella! Sana güçlü bir kız olmalısın derken bunu kastetmemiştim.”
Bri kaç saniye durdu.
“Longbottom’un bacağı kırılmış. Ama kafasında ciddi olarak yaralanma olabilirm-“
Sözleri duyduğu bir hıçkırıkla bölündü.
“B-bella?”
Bellatrix yüzünü kollarına gömdü.
“Git buradan.”
Rodolphus ona doğru yaklaştı.
“Bana ne olduğunu anlat. “
Bellatrix elinin tersiyle gözyaşlarını silerek onun yanından geçmeye çalıştı. Rodolphus onu bileğinden yakaladı.
“Sana neden böyle bir işe kalkıştığını sordu-“
“Seni ilgilendirmez.”
Rodolphus’un gülümsemesi soldu.
“Tabiki beni ilgilendirir. Ben-“
“Benim koruyucum değilsin Rodolphus! Benimle ilgilenmeyi bırak! Ben kendi başımın çaresine bakabilirim!”
Rodolphus iç çekti.
“Hayır, bakamazsın. Bugün yaptığın insanlara güçlü olduğunu kanıtlamadı. Hala onlar için zayıfsın.”
Bellatrix daha fazla dayanamayarak kollarını onun gövdesine sardı.
“Onlara güçlü olabildiğimi göstereceğim. Sen yanımda olmasan da benimle dalga geçemeyecekler Rodolphus.”
Rodolphus kollarını ona sardı.
“Evet.”
“Bana bir söz ver.”
“Ne?”
“Ne yaparsam yapayım her zaman beni korumak için yanımda ol.”
Flashback sonu
Rodolphus o günü hatırlayarak hafifçe gülümsedi. O sırada ışığın gittikçe loş ışığa dönüştüğünü gördü. Rodolphus mırıldandı.
“Şimdi vıcık vıcık öpücüklerin sırası-“
O sırada sözleri Bella’nın dudaklarıyla bölündü.
__________________________
“Niye gözlerime bakamıyorsun?”
“Kes sesini malfoy.”
“Etkilendin öyle değil mi? Hatta bana aşık olmaya başladın.”
Lucıus yine eski haline dönmüştü. Narcissa sinirle bakışlarını Lucıus’a sabitledi.
“Yumruk yemek mi istiyorsun?”
Işıklar gittikçe sönüyordu. Lucıus fısıldadı.
“Tekrar istediğini biliyorum.”
Tüm çiftler birbirine eğilirken Narcissa yutkundu. Lucıus hafifçe başını eğdi. Narcissa hızla onu itti.
“İsteyen sensin Malfoy. Benden uzak dur.”
Narcissa arkasını dönüp kenara geçerken doğru yaptığını umuyordu.
_________________________________
Hermione ne olduğunu anlamak için etrafına bakındı. Etrafı loş ışık kapladı. Gözlerini çiftlerde gezdirdiğinde hepsinin birbirine eğildiğini gördü. Gergin bir şekilde gözlerini Draco’ya çevirdi.
“Gece yarısı olmuş olmalı.”
Draco onaylarcasına başını sallayıp gözlerini etrafta gezdirdi. En sonunda Sirius’u gördü. Onlara bakıyordu. Kızı öpmeyi bırakmıştı. Draco Hermione’nin çenesini tuttu. Hermione gergince ona döndü.
“Ne yapıyorsun Malf-“
“Sirius buraya bakıyor.”
Draco kollarını Herm’ sardı. Beklediğinden daha fazla heyecanlamıştı. Hermione’nin dudağının birkaç santim ötesine uzun bir öpücük kondurdu. Dışarıdan bakan biri onların gerçeten öpüştüğünü söyleyebilirdi. Hermione bir süre kaskatı durduktan sonra ışıklar açıldı. Herkes birbirinden uzaklaştı. Hermione dişeri arasından tısladı.
“Bir daha böyle bir şeye kalkışırsan malfoy , yemin ederim sen, öl-“
“Sanki ben isteyerek yaptım.”
Aslında oldukça istekliydi. Düşünceleri kafasından hızla attı. O sırada Sirius onlara doğru ilerliyordu. Hermione gergince gülümsedi.
“Sirius-“
“Benimle de dans etmeyecek misin?”
Draco kaşlarını çatarak Sirius’a baktı. Hermione kabul edeceğe benzi-yordu. Draco Hermione’nin bir bileğini yakaladı.
“Aslında şimdi özel bir konu konuşuyorduk. Daha doğrusu sen gelen kadar.”
Sirius ona döndü.
“Geldiğime göre konuşmayı da bozdum sanırım.”
Sirius Hermione’ye elini uzattı. Hermione bir süre Draco’ya baktıktan sonra bileğini onun elinden çekti. Draco Sirius’a yumruk atma isteğiyle Hermione’ye bakmaya devam ediyordu. Hermione’nin aklında ise tek bir cümle vardı.
“Eğer mesafeli olursan seni daha çok ister.”
Gülümseyerek Sirius’la dans etmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSELESS / Dramione
FanficÇapulcular döneminde düşmanlar birbirine sığındığında beklenmeyen gerçekleşir. Dostluk ve aşk. Draco/ Hermione/ Sirius