Hermione oraya nasıl geldiğini düşünerek doğruldu. Etrafına şaşkınca bakınmaya devam ediyordu. Herhalde üzerine dökülen bir tür cisimlenme iksiriydi. Bahçede birkaç öğrencinin gezinip sohbet ettiğini görebiliyordu. Arkasından huysuz bir ses duyduğunda iç çekerek konuşan kişiye döndü.
"Buraya bizi sen mi getirdin Granger?" Diyen kişi Draco Malfoy'dan başkası değildi. Soğuk grilerini ona dikmişken bir yandan da üzerini düzeltiyordu.
"Evet Malfoy. Özellikle seninle gelmek istedim. Aynı yerde nefes almak bile zorken dedim ki bir bahçeye de çıkalım yürüyüş yaparız."Draco alaycı bir şekilde gülerek ayağa kalktı. Genç kızın ironik şakaları ona komik geliyordu tabi. O sırada yanlarındaki ağacın arkasından bir ses duymuşlardı. İkisi de kulak kesilmişlerdi şimdi.
"Senden nefret ediyorum Potter."
Hermione Harry'i görme umuduyla o tarafa baktığında Potter denen kişinin Harry olmadığını gördü. Bu kafasını oldukça karıştırmıştı. Onun yaşlarında gözlüklü yakışıklı bir çocuktu.Draco'ya döndü kafasıyla çifti işaret ettikten sonra. Genç adam da neler olduğunu anlamaya çalışıyor gibiydi.
Draco en sonunda dayanamayıp o tarafa yürüdü. Hermione sadece arkasından bakmakla yetinmişti. Çünkü aklına gelen ihtimaller onu oldukça geriyırdu.
Sonra çocuğun yanındaki kızıl kızı gördü.Dayanamayıp Draco'yu takip etmesine yol açmıştk bu.
Draco ikisinin arasında durduğunda dikkatlerini oldukça çekmişti. İki genç ona anlamaz birşekilde bakıyordu şimdi. Kendini oldukça açık ifade etmek isterken sorabileceği en düz soruyla başladı."Neden sana Potter diyor?"
"Ben bir Potter'ım çünkü? Ve sen kimsin? Lily onu tanıyor musun?" Çocuk bu sefer kızıla yönlendirmişti sorularını.
"Bir de bununla uğraşamam. Benden uzak dur Potter. Duydun mu! Bir daha sakın arkadaşıma bulaşma!"
Kız hızla orayı terk etti. Gitmeden önce hemen aralarında duran Draco'ya ve bana kaşlarını çatarak bakmıştı.
Hermione gerçekle yüzleşiyordu şimdi. Lily Evans ve James Potter. Draco'nun önüne geçerek James'e baktı.
"Kaç yılındayız?" Dedi hararetli bir şekilde adamın önüne çıktığında.
" Siz ne yapmaya çalışıyorsunuz
bilmiyorum ama acilen gitmem gerekiyor."James yanlarından ayrılırken oldukça aceleciydi. Bakışları uzaklaşmakta olan kızıldaydı hala.
Draco'nun yüzü kasılmıştı. Çapulcular zamanındalardı. Aynı zamanda Lucius Malfoy döneminde tabi. Donakalmış Draco'ya hiç bakmadan Hermione hızla okuldan içeri koştu. Bir süre yerinde bekledikten sonra Draco da adımlarını hızlandırıp onu takip etmeye başlamıştı.
"Yavaşla Granger. Nereye gidiyorsun?"
"Kütüphaneye Malfoy. Nereye olabilir?" Diye cevap verdi kız paniklemil bir şekilde koşarken. Bu Draco'nun bıkkınlıkla iç geçirmesine sebep oldu.💎💎💎
Yanlarından geçen öğrenciler sürekli onlara bakıyordu. İlk defa gördükleri bu yüzleri yabancıladıkları fısıldaşmalarından belliydi.Hermione bir sürü kitap incelemesine rağmen henüz bir şey bulamamıştı. Draco hiçbir şey yapmadan sandalyede oturmuş, onu izlemişti. En sonunda kızın son açtığı kitabı eliyle sertçe kapatıp konuştu.
"Bizi geri getirecekler Granger. Kaybolduğumuzu farkederler." Dedi onun panik hala canını sıkarken. Genç kız ise yüzünü elleriyle ovalamış, gelen uykusunu gidermek istiyordu.
Sonunda onaylayarak başını salladı. Aklına gelen ikinci planı uygulayacaktı.
"Dumbledore'u bulmalıyız."Draco ile beraber aralarında iki metre mesafeyle merdivenleri çıkmaya başlamışlardı. İkisi de gereksiz bir muhabbet etmekten uzak durmaya çalışıyor gibiydiler. Hermione gergin bir şekilde kapıyı tıklattı. Ofisin yeri aynıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSELESS / Dramione
FanfictionÇapulcular döneminde düşmanlar birbirine sığındığında beklenmeyen gerçekleşir. Dostluk ve aşk. Draco/ Hermione/ Sirius