Draco rahatça yatağına uzandı. Neyseki kendisine koruma büyüsü yapmıştı. Yani canı yanmamıştı bile. Ama yaraları olduğu gibi duruyordu. Draco gülümsemesini silerek açılan revir kapısına döndü. Kız ona yaklaştı.
"İyi misin Draco? Çok endişelendim. "
Genç kız birden gözyaşlarına boğulmaya başlayınca Draco stresle başını arkaya yasladı.
"Bak Lola, şu an dinlenmek istiyorum. Bu yüzden lütfen beni yalnız bırakır-"
"Hermione Granger ziyarete geldi ."
Draco hemşireye baktı.
"İçeri alın."
Hemşire dışarı çıkarken Lola sorgulayıcı bakışlarını ona çevirdi.
"Yalnız kalmak istiyordun hani?"
Draco iç çekti. O sırada içeri Hermione girmişti. Draco Lola'ya bir bakış attı. Lola isteksizce kapıya doğru yürüdü. Odada Draco ve Hermione kaldıktan sonra Hermione öfkeyle yatağın yanına geldi.
"Hastalıklı mısın? Mazoşist falan!"
Draco bir süre kızı inceledikten sonra sırıttı.
"Merak mı ettin?"
Hermione kaşlarını çattı.
"Ne demezsin! Sorun bu değil gerizekalı. Eğer bir şey olsaydı-"
"Beni çok mu özlerdin?"
Hermione daha fazla dayanamayarak diğer yataktan aldığı yastığı Draco'nun kafasını geçirdi. Draco yastığı yere ittikten sonra Hermione'ye döndü.
"Yaralı birine böyle davranılmaz Granger. "
Hermione sinirle iç çekti.
"Bak, anlamadığın konu şu, eğer sana bir şey olursa geri döndüğümde nasıl aklanmamı bekliyorsun?! Malfoylar peşime düşer. "
Draco gülümsemesini silerek Hermione'ye baktı.
"Demek sorun buydu."
Hermione sonunda anladın dercesine ona bir bakış attı.
"Ne sandın? Kendini süpürgeden fırlattın diye seni affedeceğimi mi? Hem sana ne oluyor? Benle konuşmaktan nefret eden sensin. Bende senin istediğin gibi davranıyorum-"
Draco sesini yükseltti.
"Ne de olsa biz düşmanız değil mi!"
Hermione bir süre sessiz durduktan sonra onaylarcasına başını salladı. Draco yatağın diğer tarafına döndü.
"İşin bittiyse git artık."
Hermione sırtını ona dönen Draco'ya baktı. Neden bu kadar tuhaf davranıyordu ki?
*******
"Tam 8 yıl geçtiğine inanamıyorum."
Bella gülerek David'e döndü.
"Bende öyle. Ama hiç değişmemişsin. Fiziki olarak hariç. Kas mı yaptın sen?"
David eski günlerdeki gibi gülerek onun saçlarını karıştırırken bahçedeki çimenlere çöktü. Bellatrix de yanına oturdu. David devam etti.
"Saçların iyice süpürgeye benzemiş."
Bellatrix heyleyerek onun omzuna vururken David bir süre sonra gülümsemesini silerek ona döndü.
"Bana mektup yazmayı bırakmasaydın bu kadar uzak kalmazdık."
Bellatrix anlayamarak ona döndü.
"Ne demeye çalışıyorsun? Tüm mektuplarımı cevapsız bırakan sendin."
David kaşlarını çattı.
"Her ay en az on mektup yolladım Bell."
Bellatrix sinirle iç çekti.
"Tabi ya. Tüm mektuplar önce cadının elinden geçiyor. Bana vermemiş olmalı."
David Druella 'dan konu açılınca sıkıntıyla çimenleri yolmaya başladı.
"Ben bir şey duydum, Tabi inanmadım. Bilirsin..sen böyle şeyler yapmazsın ve..-
"Kekelemyi kes ve direkt söyle Dave."
Bellatrix ona eskiden taktığı lakaba sırıtırken David gözlerini ciddiyetle ona çevirdi.
"Dediler ki ..Sen intihar etmeye kalkmışsın ve anneni de-"
Bellatrix'in gülümsemesi silindi.
"Ne?"
"Ben öyle duydum. Delirdiğini söylediler ve-"
"İnandın mı yani? Bunu yapabileceğime? "
Bellatrix öfekeyle ayağa kalkarken David arkasından onu takip etmeye başladı.
"Tabi ki inanmadım Bell. Üzgünüm."
Bellatrix yumruklarını sıkarak ona döndü.
"Kendine yeni arkadaşlar kazansan iyi olacak. Yoksa bu okulda yalnız kalacaksın."
*****
Bellatrix bir duvarın dibine çökerken kollarını dizlerine sardı.
1974
"Her şeyi anlattın değil mi ! "
Bellatrix ardı ardına crucio yerken bilinçsizce yere yuvarlandı. Druella ona doğru ilerledi.
"Sana ona anlatmayacaksın demedim mi! Beni ne hale soktuğunun farkında mısın?"
Bellatrix acıyla başını ona kaldırdı.
"S-sana kızaması için söylememiştim."
Druela çıldırmış bir şekilde sinirle güldü.
" Tabi ya. Kesin öyledir! Cygnus'a gidip gerçek annenin yanına gitmek istiğini söylemişsin!"
Bellatrix doğrulmayı başaramarak dizleri üzerine çöktü.
"Ü-üzgünüm."
"Hayır. Daha yeterince üzgün değilsin. Ama olacaksın. Seni pişman edeceğim."
Bellatrix acı içinde diğer crucio beklerken bir ses duydu. Yoksa babası mı gelmişt! Hafiften tebessüm ederek ses çıkarmaya çalıştı. O sırada Druella korkuyla Bellatrix'e baktı. Bir süre sonra korkulu yüz ifadesi yerini gülümsemeye bıraktı. Druella asasını kendine çevirdi ve fısıldadı.
"Crucio!"
Drulla acı içinde bağırarak kendini duvara fırlatırken Cygnus ve Narcissa onu gördü. Narcissa bir çığlık attı. Cygnus ikisine doğru ilerledi. Bellatrix'in önündeki asayı görünce artık emin olmuştu.********
Hermione kafası karışık bir şekilde kütüphaneye girdi. Severus ve Narcissa gülüşüyorlardı. İç çekerek onlara yaklaştı.Narcissa ona döndü.
"Menson'u ziyarete mi gittin?"
Hermione başıyla onayladı. Narcissa devam etti.
"O çocuk hastalıklı! Kendini bile bile attığından eminim."
Severus gözlerini kitabından ayırarak onlara baktı.
" Kızlar... Hala anlamıyor musunuz? Af bekliyor."
Hermione iç çekrek yanlarına oturdu.
"Daha çok bekler."
Narcissa yan gözle biraz uzaklarındaki masaya baktı. Lucıus yine kızlarla konuşuyordu.
"En azından o af bekliyor. Bazı kişiler onu bile yapamıyor."
Hermione onun baktığı yere kafasını çevirince Lucıus Malfoy'u gördü. Srıttı.
"Şaka yapıyor olmalısın. Ona aşık mısın?"
Narcissa onun omzuna vururken Hermione sırıtmaya devam etti. Onların zorla evlendiklerini düşünmüştü. Ama görünüşe göre öyle değildi. Severus'un elinden kitabını çekti. Severus heyledi.
"Bir şey araştırıyordum."
Hermione güldü.
"Sürekli bir şey araştırıyorsun Severus.Şuna bir baksana Cissy, ne güzel bir araştırma.!"
Severus kitabı onadan almaya çalışırken Narcissa da kitabı inceledi.
"Şaka yapıyor olmalısın! Sen şiir mi yazıyorsun!"
Kızlar kahkahalara boğulup satırları okurken Severus uzanıp kitabı onların elinden aldı.
"Siz özel ne demek biliyor musunuz?"
Hermione ve Narcissa gülüşmeye devam ederken Severus kaşlarını çatarak onları izliyordu. Bir süre sonra o da dayanamayıp gülmeye başladı.
"Bu kadar komik olan ne?"
Narcissa tanıdık sesle arkasını döndü.
"O-olamaz! D-David! "
Narcissa birden çocuğun üzerine atladı. David bir süre sonra gülerek konuştu.
"Beni boğarken özlem gidermemiz ne güzel."
Narcissa ondan ayrılırken konuştu.
"Bella'ya haber vermeliyim. Burada olduğuna inanamıyorum."
David iç çekti.
"Biz görüştük."
"Bir şey mi oldu?"
"Boşver. Sonra anlatırım. Bu arada beni nasıl ilk görüşte tanıyabildin?"
Narcissa gözlerini devirdi.
"Çocukken sana sırımsıklam aşıktım. Aşk mektuplarım hala sende duruyor mu?"
David başıyla onayladı.
"Onları hiç atar mıyım? Siz Black kızlarına ne oluyor böyle? Güzellik iksiri falan mı içtiniz?"
Cissy gülerek onları izleyen Hermione ve Severus'a döndü.
"Sizi Davy ile tanıştırayım. İlk aşkım."
Hermione ve Severus ona bakarken David rahat bri tavırla el salladı.O sırada arkasında birinin dikildiğini farketti.
"Parkinson? Görüşmeyeli bayağı oldu."
David sırıtarak arkasını döndü.
"Sana da merhaba Malfoy."
Lucıus gözlerindeki nefreti saklamaya çalışmayarak gözerini onunkilere dikti.
"Bakıyorum da Blacklerin dibinden yine ayrılmıyorsun?"
"Ben de bakıyorum da hala kendini beğenmiş bir ucubesin."
Lucıus yumruklarını hazırlamışken birinin elini sıktığını hissetti. Narcissa'ya döndü.
"Na yapıyorsun?"
"Kavga çıkarmanı engelliyorum. Lütfen defolur musun?"
David galibiyet dolu yüz ifadesiyle ona bakarken Lucıus arkasını dönüp kütüphanedenn hızla çıktı. David gülerek gruba döndü.
"Burada inekleşmeye devam mı edeceksiniz yoksa biraz eğlenelim mi?"
Severus ve Hermione başlarını iki yana salladı.Hrermione konuştu.
"Ben biraz daha inek takılacağım. Siz devam edin."
Severus da başıyla onaylarken David Narcissa ile beraber kütüphaneden çıktı.
********Çapulcular kütüphaneden içeri girerken Sirius Hermione ve Severus'u görünce iç çekti.
"Şaka yapıyor olmalısın!"
Diğerleri de o tarafa döndüler. Remus omuz silkti.
"Ne de olsa o kız hakkında dediklerimi takan yok. Ben şu masaya geçiyorum."
James ve Peter da onaylayarak onun peşine takılırken Sirius onlara baktı.
"Ben oraya gidiyorum."
Çapulcular iç çekerken Sirius ikisinn masasına yürümeye başladı.
"Selam Herm ."
Hermione gülümseyrek ona döndü.
"Naber sirius?"
Sirius iyi mırıldnırken Hermione'nin yanındaki sandalyeye otu-du.
"Ne konuşuyordunuz?"
Severus bakışlarını ona kaldırdı.
"Dediğin gibi 'konuşuyorduk'. Ama artık Konuşamıyoruz."
Sirius ona bi bakış atarken hermione ortamın gerildiğini hissetmişti. Sirius hermione'ye döndü.
" Menson'ı ziyaret ettiğini duydum."
Hermione nerden bildiğini soracakken vazgeçti.
"Ben.. sadece ...öylesine gittim işte."
Sirius gülümseyerek devam etti.
"Ödev mi yapıyordunuz? Narcissa nerde?"
Hermione konunun değiştirilmesinden memnundu.
"Bir arkadaşı geldi. Adı ...David. Evet bu."
Sirius inanamayarak ona baktı.
"Emin misin?"
Hermione onayladıktan sonra Sirius yüzüne bir gülümseme yerleştirdi.
"Ben bir gidip bakayım."
Sirius kütüphaneden çıkarken çapulcular arkasından baktılar. James konuştu.
"Sizce nereye gidiyor?"
Peter gülerek cevap verdi.
"Büyük ihtimalle birkaç kıza çıkma teklif etmeye ."
Üçü de en mantıklısının bu olduğuna karar vererek önlerindeki kitaplara döndüler.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSELESS / Dramione
FanfictionÇapulcular döneminde düşmanlar birbirine sığındığında beklenmeyen gerçekleşir. Dostluk ve aşk. Draco/ Hermione/ Sirius