Hermione ders için sınıfa girdi. Neyseki Draco yoktu. Onun varlığı sadece sinirlerinin gerilmesine neden olurdu. Hermione onu affetmeyi de düşünmüyordu. Boş bir sıraya oturdu. O sırada Minerva Mcgonagall içeri girmişti.
“ Herkes ödev eşlerinin yanına geçsin. “
Öğrenciler hayıflanarak gruplarına dağılırken Hermione Narcissa ve Severus’un yanına yürüdü. Gülümsemeye çalışarak yanlarına gelmişti. Sessizliği Minerva bozdu.
“Evet. Sizden sahte felç otları hakkında bir araştırma yapmanızı istiyorum.”
Tüm sınıf olamazlar mırıldanırken Minevra öksürdü. Herkes sessizleşince devam etti.
“Tüm sınıf kütüphaneye gidecek.”
Sirius gülerek mırıldandı.
“Eziyet daha fazla olamaz diye düşünüyordum. Kütüphane mi! Yapma ama. ”
“Bir şey mi dediniz bay Black?”
Sirius başını iki yana sallayarak önüne döndü. Minerva devam etti.
“Tüm sınıf kütüphaneye gidecek bu konu hakkında 10 kitap var. Yani bazı gruplar ödevi yapamayacak. Sizin yerinizde olsam acele ederdim. Bu ödev notlarınıza yansıyacak.”
Herkes kapıya doluşurken Hermione yavaşça kitaplarını topluyordu. O sırada başında birinin dikildiğini farkedip başını kaldırdı. Yine Draco’ydu.
“Granger, Bir dakika dinler misin?”
Hermione kitapları elinde koridorda hızlıca ilerlemeye devam ediyordu. Draco koşar adımlarla yanına geldi.
“Bilmiyordum tamam mı? Sadece sinirlendim ve aptalca bir şey yaptım. “
Hermione kütüphane kapısını açıp içeri girerken Draco arkasından gelmeye devam ediyordu. Kütüphaneye girdiklerini bile farketmemişti.
“Bak bu konu beklediğimden daha fazla canımı sıkıyor. Sadece olmamış gibi yapamaz mısın? Seni incitmek istememiştim.”
Draco ağzından çıkan cümleyle hızla kendini toparlarken tekrar konuştu.
“Yani tabi o anlamda değil. Sadece üzülünce sinirimi bozduğun için.”
Hermione en sonunda sabrı taşarak ona döndü.
“Kapa çeneni.”
Draco kaşlar çatık ona baktı.
“Ne?Çenemi kapayayım mı!”
“Şuan rezil oluyorsun.”
Hermione onu orada bırakarak Narcissa’yı aramaya koyuldu. O sırada Draco etrafına baktı.Tüm öğrenciler onları mı izlemişti? Sinirle sandalyelerden birine çöktü.***********
Draco sandalyeye çökmüş ödevi takmayarak oturuyordu. Lucıus ve Lola denen kızda kitabı aramakla meşguldü. Stresle iç çekti. Bu konu ona çok sıkıntı veriyordu. Granger neden ondan intikam almıyordu ki! O zaman herşey yoluna girerdi. Böylece Draco da suçluluk hissetmezdi. O sırada Lucıus elindeki kitapla Draco’nun yanına çöktü.
“Kitabı aldım. Sen oturuyor muydun!”
Draco omuz silkti. O sırada Lola ona doğru gülerek ilerliyordu.
“Draco! Kitabı buldun mu?”
Lucıus iç çekerek Draco’ya baktı.
“Bu yarımakıllıyı gruba almak zorunda mıydık?”
“Gryfindordan başka kimse Lucıus Malfoyla eş olmak ister mi acaba? “
Lola tam o an yanlarına geldi. Draco’nun tepesinde dikiliyordu. Draco yalandan gülümseyerek ona baktı.
“Bana sıcak çikolata getirebilir misin?”
Lola hızla başını sallayarak uzaklaştı. Lucıus Draco’ya baktı.
“Artık satılmıyor.”
“Biliyorum. Arar o asalak.”
Lucıus sırıtarak kitabı açtı.
“Hadi dün hakkında konuşalım. O kızı ders vermek için öptüğünü anladım ama hiç miden bulanmadı mı? Yani o bir bulanık.”
Draco kaşlarını çatarak ona baktı.
“Şu bulanık olaylarını çok fazla abartıyorsun. “
Lucıus iç çekerek ona döndü.
“Pişmanlık kokusu alıyorum.”
Draco gözleri iri iri açılarak ona baktı.
“y-Yok öyle bir şey. S-saçmalama!”
Lucıus sırıttı.
“Belki özür bile dilemişsindir.”
Draco sinirle, sırıtan Lucıus’un omzuna bir yumruk attı.
“Kes şunu. Biri duyacak.”
Lucıus omzunu ovuşturduktan sonra önündeki kitabı açtı.
“Herneyse. Biliyor musun? Bu konuda senle tartışmayacağım bile . Kendi dertlerim bana yeter.”
“Ne oldu?”
“Akşam anlatırım. İşte burada. Sahte felç büyüsü. Kitabı ben bulduğuma göre ödevi sen yazacaksın.”
Draco iç çekerek kitabı elinden aldı.*************
Hermione Narcissa ile beraber ödevi yazıyordu. Severus da gülerek onları izliyordu. Ne de olsa kitabı bulan oydu. Narcissa Hermione’ye döndü.
“Herm dün olanlar için ona dersini verdin mi?”
Severus da kulak kesilmişti. Hermione rahatsızaca elindeki kalemi bırakarak onlara baktı.
“Hayır. Onunla muhattap olmamaya karar verdim. Hatta onunla konuşmayacağım bile.”
Narcissa dudaklarını büzdü.
“Bu çok sıkıcı. Bence onu okulun duvarına yapıştırıp üzerine bir şeyler fırlatabilirsin.”
Hermione kahkaha atarak bunu gözünde canlandırırken karşısında oturan Severus Hermione’nin elindeki kitabı çketi
“Konuşmaya devam ederseniz bu ödev hiç bitmeyecek.”
Narcissa ve Hermione gülerek Severus’a bir bakış attılar. Seveus ödevi yapmaya başladı. Naricssa elindeki elmadan bir ısırık aldı.
“Ciddi söylüyorum. Bence onu yaptığına pişman etmelisin. Bugün quıddıtch maçı var. Süpürgesine büyü yapmaya ne dersn?”
Hermione Narcissa’nın düşüncelerine gülerken Severus onlara döndü.
“Hayır Cissy, Yanlış düşünüyorsun. Bildiğim kadarıyla bu ikisi sürekli yan yana gelmek zorunda kalıyor. Bu yüzden Herm’in onu takmaması onu sinir edecektir.”
Narcissa gözlerini devirerek Severus’a baktı.
“Erkeklerin beyni çok garip işliyor.”
Hermione sırıttı.
“O haklı. Kesinlikle.”
Severus ben demiştimler mırıldanırken Hermione göz ucuyla uzaktaki masaya baktı. Draco hala gözlerini ondan ayırmadan ona bakıyordu. Rahatsızca kıpırdandıktan sonra Narcissa’ya döndü.
**********
Bellatrix kitapları teker teker incelerken sıkıntıyla başını raflara dayadı. Etrafta kimse yoktu. Yere çöktü. Neden böyle bir şey yapmıştı ki? Rodolhus’a aşık mıydı? Hayır bu olamazdı.
“Merhaba.”
Bellatrix hızla gelen sese döndü.
“Sen de kimsin?”
Genç adam onun yanına otururken Bella rahatsızca kıpırdandı.
“Şuan kimseyi çekecek halim yok. Yani kısacası kaybol.”
Çocuk gülümsemesini daha da genişletirken elindeki şişe meyve suyunu ona uzattı.
“İster misin?”
Bella kaşlarını çatarak çocuğa döndü.
“Beni tanımıyorsun değil mi? Ben Bellatrix Black. Şimdi hadi git.”
Çocuk omuz silkti.
“Blackler ve Parkinsonlar oldukça yakın. Ailem seninle arkadaşlık etmeme kızmazlar.”
Bellatrix birden şokla ona döndü.
“D-David Parkinson? Olamaz. Sen dumstrangda değil miydin?”
Çocuk gülerek ayağa kalkarken ona elini uzattı. Bella onun elini tutarak ayağa kalktı.
“Burada olduğuna inanamıyorum.”
“Ben de beni tanıyamadığına inanamıyorum. Tabi zamanla şirinliğim yakışıklılığa dönüştü ama-“
Bella daha fazla dayanamayarak ona sarıldı.
“Kesinlikle bu sensin.”
David de karşılık verirken Bella en sonunda ondan arıldı.
“Gerçekten değişmişsin. Eskiden benden kısaydın ve yüzün çillerle doluydu. “
David gülerek onu inceledi.
“Sende değişmişsin. İnkar edilemeyecek derecede güzelleşmişsin.”
Bellatrix kes şunu diyerek onun omzuna vurdu. O sırada Bellatrix 3-4 kızın onları izlediğini görünce kaşlarını çatarak onlara baktı.
“Durup izlemeye devam mı edeceksiniz? Hiç tavsiye etmem. Lanet yemeden önce kaybolun şuradan.”
Kızlar hızla uzaklaşırken Bellatrix tekrar gülümseyerek David’e döndü. David’in suratı ifadesizdi.
“Ş-şey değiştiğini duymuştum. Ama bu kadarını tahmin bile edemezdim. Bilirsin .Sen eskiden biraz sessizdin.”
Bellatrix gözlerini devirdi.
“O eskidendi. Kaç yıldır görüşmüyoruz?”
“Tam 8 yıldır en yakın arkadaşın değilim.”
Bellatrix gülerek onayladı. David devam etti.
“Bu okula kalıcı yerleşeceğim.”
Bellatrix gülümsemeye devam ederek ona baktı. David devam etti.
“Lestrange ve Malfoy nerede? Şimdiki hallerini görmek istiyorum.”
Bellatrix gözlerini devirdi.
“Boşver onları. Birde kavganızı çekemem. Onlarla iyi anlşmaya çalışır mısın? “
David başını iki yana sallarken Bellatrix yalandan kaşlarını çattı.
************
Severus Hermione ve Narcissa’ya Quıddıtch sahasına doğru ilerlerken Narcissa gülerek esnedi.
“Hava çok güzel. Keşke maçı izlemek zorunda olmasaydık. Bahçede oturur dedikodu yapardık.”
Severus mırıldandı.
“Yani bana işkence.”
Narcissa sırıtarak ona baktı.
“Kesinlikle. “
Hermione onlara döndü.
“ Nerdeyse kar yağacak kadar soğuk Cissy. Nasıl hava güzel olabilir ki? “
Narcissa sırıttı.
“Soğuğu daha çok severim.”
Hermione onlara döndü.
“Ben Gryffindor trübünlerine gidiyorum. Görüşürüz.”
İkisi ona el sallarken Hermione yürümeye başladı. O sırada önü Draco tarafından kesildi. Hermione yana döndü. Draco tekrar önüne geçti.
“Anlamak istemediğini biliyorum. Ama suçluluk duyuyorum.”
“Duymalısın da zaten .Çekil yolumdan.”
Draco bir süre kızı inceledikten sonra onu bileğinden yakaladı.
“Dediğim gibi. Anlamıyorsun. Sinirlenmiştim. Bak bunu ilk ve son defa söyleyeceğim. Özür dilerim.”
Hermione bir süre ona baktıktan sonra bileğini çekti.
“Özrünü kabul etmek istemiyorum. Sadece benden uzak dur.”
Hermione ellerini cebine sokarak ilerlerken Draco sinirle süpürgesini yere vurdu.
******
Hermione tribünlerde ilerlerken ona el sallayan Sirius’u gördü. Ona doğru ilerledi.
“Sen oynamıyordun değil mi?”
Sirius başıyla onayladıktan sonra sahaya bakmaya devam etti. Hermione onun da fanatik olduğunu anlamıştı. Yanında getirdiği kitabı açtı. Bir süre sonra maç başlamıştı.*****
Draco snitch’i kovalarken bir süre sonra yerinde durdu. Hermione’ye baktı. Kitabına gömülmüş gibi görünüyordu. Yine Sirius’un yanına otumuştu. Nedenini bilmeden kaşlarını çattı. Hermione başını kaldırdığında Draco ile göz göze geldi. Yerinde rahatsızca kıpırdandı. Sirius da ikisini inceliyordu. Hermione tekrar kitabına döndü. Draco da tekrar hareket etmeye başlamıştı.
Hermione kitabına tekrar gömüşmüşken yazıların yer değiştirdiğini gördü. Bir süre sonra sadece şu yazıyordu.
“ Bunu senin yüzünden yaptığım için suçlu sensin. Ödeştik.
D.M.”
Hermione anlamarak kafasını kaldırırken Draco olduğu yerde durmuş elini havaya kaldırmıştı. Hermione mırıldandı.
“Hayır , yapmaz, yapamaz..”
O sırada süpürgenin üstündeki çocuk kendini bırakırken kalabalıktan gelen gürültü artmıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSELESS / Dramione
FanfictionÇapulcular döneminde düşmanlar birbirine sığındığında beklenmeyen gerçekleşir. Dostluk ve aşk. Draco/ Hermione/ Sirius