Üzerimde ki deri elbiseyi biraz aşağı çektim çok kısaydı ve deri olduğu için hep toparlanıyor ve bedenime
yapışıyordu."Emir, ablan da yani, başka elbisesi mi yokmuş?" Dedim sıkılarak. Emir'lere gelmiştik, ben eve gitmek istememiştim.
"Naz yapma hadi, bizimliler bekliyor." Demesi ile telefonumu ve kartımı elime aldım. Kartı kılıfın arkasına soktum.
"Üzerine bir şey?" Dedi Emir göz kırparak, omuz silktim.
"Gerek yok, hayatım."
Beraber arabaya bindik. Kısa bir süre sonra bardaydık.
"Oo karşim!" Diye ayağa kalkan Mete ile güldüm. Direkt bana sarıldı. "Ateş ediyor benim ki." Dedi diğerlerine göz kırparak, gülüştük. "Buralar seni özlemiş bebek." Dediğinde kafamı aşağı yukarı salladım.
"Alalım tozunu dumanını, bebek." Dedim.
Masaya yerleştiğimizde bazılarını tanımıyordum, bazılarını tanıyordum. Hiç birisi ile samimiyet kurmadım.
"Ne içiyoruz o zaman?" Diye ortamı sesiyle şenlendirdi, Mete.
"Ben viski istiyorum." Dedim. Diğerlerini oyun oynayacakları için hafif şeyler tercih etmişti.
"Oyun başlasın o zaman!" Diye bağırdı aralarından bir kız. Ben sadece viskimi yudumluyor onları izliyordum.
Oynadıkları oyun tamamen cesaretliğe dayalıydı. Ve oyunun tamamen artı on sekiz barındıracağını tabii ki herkes biliyordu.
"Durun bizsiz olmaz." Diyen sesle gözlerim sonuna kadar acıdı.
Anıl ve Görkem!
Anıl hiç bir şey yok gibi sırıtıyordu ama Görkem elbiseme sinirle bakıyor ve burada ki insanları inceliyordu.
Bu durumdan gerçekten rahatsız oluyordum.
"Gelin, beyler." Diyerek yanında yer alan kıza baktım. Gözlerimi yumup sakince açtım.
"Başlıyorum o zaman." Dedi kız. "Naz Mete'ye kucak dansı yap." Dedi sırıtırken.
Mete'nin gay olması, ona kaldıramayacak olması dışında pek sorun yoktu.
Kız hiç bir şey demeden kalkıp Mete'nin kucağına yerleşti. Mete öylece sürenin bitmesini bekliyordu, oyun şartları gerek.
Mert'in kucağında deli gibi kendini ona sürterken herkes onları izliyordu. Mete ise göz devirip bunun artık bitmesi gerektiğini düşünüyordu.
Kız birden havalanıp kendini sertçe geri bıraktı. Mete yine tepki vermemişti. "Ya, o kadar uğraşıyorum, kalkmıyor resmen." Dedi Mete'yi omuzundan itip ayağa kalkarken.
Aralarından bir kız Görkem'e baktı. "Pşt!" Dedi bakışlar ona dönmüştü. Elbisesinden dolayı zaten patlamak üzere olan önünde ki düğmeleri açtı. "Buradan birimizle beş dakika tuvalete gitmeye ne dersin?" Dediğinde Görkem ona kısa bir bakış yolladı.
Ayağa kalktığında kız yerinde dikleşti. Kız benim iki sagimdaydi. Görkem elini bana uzattığında herkesin şaşkın olduğunu kestiriyordum. Başka bir kıza bırakmak istemezdim. Elini tutup ayaklandım.
Beraber barın en sessiz, unutulmuş köşesinde ki tuvalete gittik. Öylece duvara yaslandım o da tam karşımda ki duvara yaslandı.
"Neden bu kadar karşısın, Gece?" Dedi sanki içi yanıyor gibi.
"Üçlü bir ilişki, bir kalpte iki kişi. Kolay mı?" Dedim sakin bir sesle.
"Değil, biliyorum... Ama ne bileyim, bizle iyi geçinsen, bizle kalsan, alışsan bize. Belki devamı gelecek." Dediğinde hafifçe gülümsedim.
"Ben Anıl'ı seviyorum. Ama lafta." Dedim içim acıyorken. "Yani şöyle, bir insan hissedemediği sevgiyi veremez, Görkem. Anıl kalbimdeydi, seninle öpüştüm. Bu sorun, Görkem. Büyük bir sorun." Derin bir nefes aldım.
"Anlık gelen bir çekim denmez. Çünkü sen birisini seviyorsan, o çekimi asla yakalayamazsın. Bu bana göre böyle." Yutkundum.
"Ben birini sevmeyi başaramıyorken, üçlü bir ilişki nasıl yapayım?"
"Korkularını anlıyorum," dedi gözlerini kaçırarak. "Ama bize bir şans ver, Gece." Dediğinde gelen adım sesleri ile kapıya döndüm.
Anıl gelmişti.
İkisi de gözüne gerçekten bunu kabul etmemi ister gibi bakıyordu.
Gerçekten.
Derin bir nefes aldım. Anıl'ı yakasından tutup ikimize yaklaştırdım.
Gözlerim ikisi arasında gidip gelirken derince yuktundum.
Ellerimi omuzlarından usul hareketle enselerine doğru getirdim ve ikisinide kendime çektim.
Üçümüz dudakları birleşti.
Kalbim deli gibi çarpmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sar-Hoş (BxBxG)
Short StoryHomofobikler girmesin. Bu hikayede onların sonu gelirken, 𝐺𝑒𝑐𝑒'nin zifiri karanlığında 𝐷𝑒𝑛𝑖𝑧'den esen sert bir 𝑅ü𝑧𝑔𝑎𝑟 sayesinde ben, o sondan yeniden yazılmaya başladım.