36

18.5K 568 276
                                    

"Gece, bak yemin ederim seni çok özledim, Gece. Gece, lütfen bize bir şans ver, lütfen." Anıl'ın konuşmalarına karşı derin bir nefes aldım.

Hep beraber salona geçtiğimizde Rüzgar ve Deniz'den her hangi bir ses çıkmamıştı. Üçlü koltukta yan yana oturuyorduk. Anıl ve Görkem ise karşımızdaydı.

"Anıl, yeter artık." Dedim sakin bir sesle. "Bittiğini anlaman gerekmiyor mu? Neden hâlâ üsteliyorsun? Yaptıklarının, yaşattığın acıların farkında değil misin sen?"

"Gece, biliyorum. Biliyorum sevgilim."  Yanımda ki Deniz'in rahatsızca kıpırdandığını hissettim.

"Öncelikle; bana bir daha sevgilim dersen sana karşı tavrım sert olacak. Ve bir daha beni affet gibi yalvarırsan da aynısı olacaktır." Diye konuştum. Bunu kabul etmez gibi başını iki yana salladı.

"Çok seviyorum seni. Yemin ederim çok seviyorum, Gece. Ben sensiz yapamam. Yapamıyorum." Dediğinde Görkem sesli bir nefes verdi.

"Ben neyine yetmiyorum senin?" Diye sitem eder gibi konuştu. "Baksana Gece yanına iki tane daha dallama bulmuş." Dediğinde ayağa kalkmak üzere olan Deniz'i Rüzgar tutmuştu.

"Görkem kez sesini artık." Dedi Anıl sitemle. "Sen ilişkiyi neye bağlıyorsun benim kafam almıyor." Dediğinde ellerini saçlarına geçirdi.

"Ben seni seviyorum, sende beni!" Diye bağırdı Görkem. "Neyin derdindesin anlamıyorum, yetiyorum işte sana. Ruhen de, bedenen de yetiyorum! Gece, Gece diye tutturman niye?!" Diye bağırması ile elimi saçlarıma geçirdim.

"İstemiyorum seni." Diyen Anıl ile Görkem hayatının en büyük şokunu yaşamış gibi afalladı. "İstemiyorum seni. Bencilin tekisin." Görkem bir süre tepki vermezken ikisi de susmuştu.

"İstiyorsun." Dedi Görkem bir süre sonra net çıkan sesiyle. "İstiyorsun. Sen beni istiyorsun. En çok beni anladın mı?" Dediğinde Anıl'ın kolunu sertçe tutmuştu.

"İstemiyorum. Seni istemiyorum, Görkem." Diye konuştu Anıl Görkem'in elleri arasından kolunu çekiştirmeye çalışırken.

"Neden? Seni bir kaç gündür sikmedim diye mi? Kız gibi triplere mi giriyorsun?" Dediğinde Anıl'ın yerin dibine girdiği yüz ifadesine şahit oldum. Daha fazla duramazken ayağa kalktım.

Anıl'ın kolunu Görkem'in elinden kurtarıp suratına bir tane tokatı çarptığımda, başını yana doğru yatırmış bir süre beklemişti.

"Gece, sınırı aşma." Dediğinde yakasını tuttum.

"Ne sınırı lan pezevenk? Sen ne hakla Anıl ile böyle konuşabilirsin? Ağzını toplayacaksın, Görkem. Görkem ölümün ellerimden olur." Yakasını sertçe tutan ellerim titriyordu.

"İğrenç bir insansın." Dedim sesim titrerken. "Ben." Dedim zorlanır gibi. "Ben bebeğimi kaybettim." Görkem'in cümlem ile dudakları aralandı. "O bebek ya senden di. Ya Anıl'dan." Yakasını tutan elimi serbest bıraktım.

"Her ne olursa olsun, o bebeğin senden olmaması adına canımı verirdim, Görkem. Canımı verirdim." Gözlerim dolmuştu. Camdan bir tabaka olan gözlerimin farkındaydım ama yüzümde üzüntüye dair hiç bir şey yoktu.

"O kadar nefret ettin bizden." Dedi Görkem ukala bir tavırla. "Birde bebeği aldırdın öyle mi? Bizim bile haberimiz olmadan bebeği aldırdın? Asıl iğrenç olan sensin, Gece." Dediğinde sinirle dişlerimiz sıktım. Gözlerimde ki cam bir parça yanaklarıma doğru süzüldü.

"Düştü." Dedim dudaklarım titrerken. "Sizin yüzünüzden oldu. Sizin bana çektirdikleriniz yüzünden oldu. Siz katilsiniz." Net sesimle konuştuğumda Anıl'ın dudaklarından kaçan bir hıçkırık sesi kulağıma dolmuştu.

"Ben ne yaptım?!" Diye bağırdı Görkem. "Ben bir şey yapmadım. Hepsi Anıl'ın oyunuydu farkında mısın? Ben seni sevmeyi denedim sırf onun için. Sana kötülük falan yapmadım!" Başımı iki yana salladım acıyla.

"Neden acıttığının farkına varmıyorsun, Görkem? Görkem neden acıları görmüyorsun?" Öylece durdu. "Git. Gidin." Dedim elimle kapıyı gösterirken. "Daha fazla kabuk tutmuş bir yarayla oynamayın."

"İstemiyorum." Diyen Anıl'a döndüm. "Özür dilerim, Gece." Dediğinde ayağa kalkıp yere çekti. Bir elini bacağına sardığında afalladım. "Gece, üzgünüm. Gece, ölüyorum. Özür dilerim. Gece, yanında kalayım, konuşalım biraz lütfen. Lütfen, Gece. Affet beni."

"Ben gidiyorum." Dedi Görkem. "Anıl ya benimle gelirsin, ya da bir daha yüzümü göremezsin." Dediğinde Anıl onun yüzüne bile bakmadı. Görkem'ın Anıl'a bakan gözlerinin titrediğini gördüm. "Amına koyayım." Diye dişlerinin arasından konuşurken evden ayrılmıştı.

Hâlâ kolları bacaklarıma sarılı olan Anıl'dan zoraki ayrıldım. "Anıl, tamam. Konuşacağız sakin olur musun?" Dediğimde koltuğa oturmuştu.

"Özür dilerim, Gece. Geçmeyecek biliyorum, ama ben özür dilerim. Ben aptalım, sen haklısın. Ama olan oldu, açıklamalar yapmaya gerek yok. Ne olursa olsun biz bir zamanlar arkadaştık. çok şey yaşadık seninle biz. Güldük, ağladık. Acı çektirdim sana, Gece sen." Hıçkırık. "Gece, bebeğini, bebeğimizi kaybetmişsin." Ellerini saçlarına geçirdi.

"Yanında olamadım. Oyunlar oynadım bir çocuk gibi ve yanında olamadım. Üzgünüm." Diye gerçekten pişman bir ses tonunda konuştuğunda hiç bir şey demeden arkama yaslandım.

Karşımda sevdiğim iki insan duruyordu. Her şeyiyle güvendiğin iki insan. Karşımda olsalar bile yanımda olduklarını hissettiren, iki insan.

"Anıl, seni affetmeyeceğim." Dediğimde yutkunuş sesi kulaklarıma doldu. "Ama tamam affettim gibi hissedebilirsin." Dediğimde yüzünde ki aptal bir gülümseme, gözlerinde ki yaşlarla kafasını iki yana salladı.

"Canın çok acıdı mı?" Dediğinde bir süre bekledim. Daha sonra bebeğimden bahsettiğini anladım.

"Karnım çok ağrıdı." Dedim o an gözümün önünde canlanırken. "Çok ağrıdı ama geçti sonra. Sonra geçtiği yerde yeniden ağrıdı." Derin bir nefes aldım.

"Daha sonra geçmedi. Ama o ağrıyı geçiren kişiler oldu." Dediğimde Deniz ve Rüzgar'a baktım. Dudaklarımda hafif bir gülümseme vardı. "Ağrıyı alıp götürdüler, bir daha karnımın ağrıyacağını düşünmüyorum." Anıl durmuş öylece beni dinliyordu. Gözleri Rüzgar ve Deniz'e değdi.

"Onlar mı?" Dediğinde korkak gibi sormuştu ama sanki benim ağrının geçmesinden, birilerinin o ağrıyı geçirmesinden mutlu olmuş gibi.

"Onlar evet. Deniz ve Rüzgar."

🕯️

Anıl'ı ara ara görürüz gibi. Ama Görkem'i tamamen sileceğim ortadan. O pezevenk beni deli ediyor.

Sar-Hoş (BxBxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin