"Gece, seni anlamakta güçlük çekiyorum." Dedi Görkem arabayı sürerken.
"Evime gitmek istiyorum, kendi evime. Bunu söylüyorum size ve sen bana seni anlamakta güçlük çekiyorum diyorsun. Manyak mısın be adam?"
"Aşkım," dediğinde gözlerimiz dikiz aynasında buluştu. "Benim evimde kalalım." Kafamı iki yana salladım.
"Evimi istiyorum."
"Tamam, Gece kızım, tamam." Dedi Anıl beni susturmak ister gibi. Omuz silkerek önüme döndüm.
Telefonumu çıkartıp gelen mesajlara girdim.
Bilmem kaçıncı grup.
Emir: Benimki berede lan?
Tuna: Buradayım ya.
Emir: Geceden bahsediyorum oğlum.
Emir: Sen benimki misin?
Tuna: Gece seninki mi?
Emir: Evet?
Tuna: Kes sesini.
Emir: Kessene.
Eylül: Öpüşmezseniz ağlarım.
Tuna: Daha çok ağlarsın be yavrum.
Emir: Tuna...
Emir: Kızı ağlatmasak mı...
Emir: Yazık...
Tuna: Bu bir öpüşme teklifi mi?
Eylül: Evet!
Tuna: Eylül siktir git sana soran olmadı.
Emir: Tuna haklı.
Eylül: Tamam.
Gece: Eylül, mesajını gören cennetlik!
Emir: Seninde öyle amına koyayım! Neredesin?
Gece: İşlerim vardı.
Eylül: Gece hanım, sizin mesajı gören de cennetlik.
Gece: İşlerim vardı.
Emir: Sabır.
Tuna: Moment.
Gece: Akşam takılsak mı?
Eylül: Olur, çok güzel olur.
Gece: Eylül kendine gel... Sen Almanya'dasın.
Eylül: Ne?
Eylül: Ablan döndü bebeğim!
Gece: Siktir şakasın sen!
Gece: O zaman akşam bizdesiniz.
Eylül: Tamam bebek.
Emir: Tamam.
Tuna: Tamam.
Eve girmeden önce market alışverişi yapmıştık. Şimdi evdeyken mutfakta ki büyük masayı onlar için ayarlamıştım.
"Biz çıksak mı?" Diye soran Anıl ile başımı iki yana salladım.
"Saçmalama, tanıyorsun sen zaten. Görkem de az çok tanıyor, hep beraber takılırız." Derin bir nefes aldım. "Ama onlara bu ilişkiden bahsetmeyeceğim. Şimdilik."
"Neden?" Dedi Görkem sandalyeyi çekip otururken.
"Hazır değilim." Dedim net olarak.
"Peki." Dedi, sesinde her hangi bir tını yakalamadım.
Çalan kapı sesiyle ayaklandım. Büyük bir neşeyle kapıyı açtığımda Eylül'ü görmemle kollarımı ona doladım.
"Bebek, nasılsın?" Dedi benden ayrılırken.
"İyi aşkım, ne olsun. Senden?" Dediğinde göz kırptı.
"Konuşuruz sonra." Dediğinde kapıyı tamamen açarak onu içeriye davet ettim. Emir ve Tuna bana göz devirerek içeriye girdiklerinde bende onlara göz devirdim.
"Mutfağı ayarladım. Geçin oraya." Diye seslendim.
Herkes masaya yerleştiğinde Görkem yoktu, sanırım banyoya gitmişti.
"Eylül, sen ne ara geldin kızım?" Dedi Anıl atlatamadığı şaşkınlıkla.
"Ya ben birisi için geldim aslında." Dediğinde kaçamak bakışlar attı etrafa.
"Bizim için değil yani?" Dedi Anıl ayıplar gibi.
"Yani sizin içinde tabii ki, yanlış anlamayın be." Dediğinde önünde ki birasını açtı.
"Şerefsiz Gece, bizi bıraktın gittin o gün?" Dedi Emir göz kırparak.
"Öyle gerekti, Emir." Dedim gözlerimi pörtleterek.
"Boş konuşma yapmayın ya." Diyen Tuna'ya göz devirdim.
"Kasıntı orospu çocuğu." Diye mırıldandı Emir.
"Bu kasıntıyı seviyorsun kabul et, kabul et." Dedi Tuna ona yaklaşırken. Emir ondan uzaklaştı.
"Seviyorum, kardeşim tabii." Dediğinde Tuna dişlerini sıktı ve önüne döndü.
"Eylül, seninkinden bahset biraz." Dedim ona yönelik, ardından biramı yudumladım.
"Anlatılmaz ki... Yani, nasıl anlatırım bilmiyorum çok özel birisi." Dediğinde yüzüm buruştu. Eylül aşk insanı değildi.
"Ya bırak ya." Dedi Anıl. "Bizi kekliyor."
"Kalpsiz miyim oğlum ben?" Dedi Eylül ciddi bir sesle ama ardından kahkaha attı. "Öyleyim."
"Kendine böyle demeni sevmiyorum." Dedi Tuna derin bir nefes vererek. Eylül onun omzuna iki kere vurdu.
"Olsun be kardeşim, bizim de Allah'ımız var." Dediğinde göz devirdim.
"Ya," dedi Emir ciddi bir sesle. Bütün bakışlar ona dönmüştü. "Iğdır'a mı gitsek?"
"Ne alaka?" Dedi Anıl anlamayarak. Hiç birimiz anlamamıştık zaten.
"Bilmem ki. Iğdır güzeldir. Hem; Iğdır'ın baş harfi ı'ğdır." O kahkaha atarken hepimiz göz devirmiştik.
"Ankara'ya gidelim." Dedi Eylül ciddiyetle. "Abi, şu Mükremin sanırım orasa yaşıyormuş. Gidelim bir bulalım onu amına koyayım! Oturduk ülkede onun doğumunu bekliyoruz." Dediğinde hafifçe bir kahkaha attım.
"Bende merak ediyorum ya." Dedim. "Belki gerçekten doğurur, o zaman millet pişman olur adama yaptıklarına."
"Ya sik sık davranıyor." Dedi Tuna. "Tamam benim saygım var, kadın olmak istiyorsa o şekilde davransın falan ama ne bileyim, hareketleri saçma." Kafamı salladım.
"Aynı zamanda bu konu üzerinden bu şekilde dalga geçmesi hoş değil. Bir sürü anne olmak isteyen kadın var mesela, hani bu şekilde videolar falan, yani bana saçma geliyor ya." Diyerek cümlesini bitirdi.
"Yani..."
"Hoş geldiniz." Diye içeriye giren Görkem ile derin bir nefes verdim. Sonunda.
Görkem'in gözleri bir noktaya takılı kaldığında baktığı yere baktım. Eylül ve ikisi birbirine bakmış öylece durmuşlardı.
İkisine garip bakışlar attığında Eylül ayağa kalktı ve hızlı adımlarla Görkem'in yanına ulaştı. Kollarını sıkıca ona doladığında Görkem hâlâ şokta gibiydi.
"Sevgilim!" Dedi Eylül neşeli sesiyle. "Bu çok güzel bir sürprizdi."
🕯️
Her kurguda Eylül olmazsa olmaz.
Bu arada; Anıl Gece'ye, Gece kızım diyor ama bu fantazi değil, bu bir iltifat.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sar-Hoş (BxBxG)
Short StoryHomofobikler girmesin. Bu hikayede onların sonu gelirken, 𝐺𝑒𝑐𝑒'nin zifiri karanlığında 𝐷𝑒𝑛𝑖𝑧'den esen sert bir 𝑅ü𝑧𝑔𝑎𝑟 sayesinde ben, o sondan yeniden yazılmaya başladım.