Öncelikle günün ikinci bölümü diğerini atlamayın.
Ve rica ediyorum şuan yapacağım açıklamayı okuyun.
!
28. Bölümde Rüzgar ve Deniz'in beraberliğini okuduk. Bunu yanlış bulanlarınız ne yaşıyor diye merak etmiyorum değil. Onların yıllar önceden bir ilişkisi var ve Gece'yi sevdiler diye birbirlerine olan hiç bir tavırları değişmedi. Onlar beraber oldular çünkü şuan zaten ilişkilerinin içinde Gece yok, bunun neyini yanlış buldunuz pardon da? Yetişkin insanlar bu karakterler arkadaşlar. Çocuk değiller. Ki; üçlü bir ilişkiye girdiklerinde bile bir bakarsınız; Deniz yok Gece ve Rüzgar bir şeyler yaşarken, bir bakarsınız Gece yok Rüzgar ve Deniz bir şeyler yaşarken.
Kısacası onlar şuan sadece Gece'yi seviyorlar diye birbirlerinden mahrum kalmak zorunda değiller.
Yanlış mı buluyorsunuz?
Kütüphaneden çıkarın.
🕯️
"Ne yaptın bize?" Diye konuştu Rüzgar Deniz'e yönelik mutfağa girdiğimizde.
Eve girdiğimde onlara seslenecektim ki duyduğum seslerle kulaklığımı takıp salona geçmiş ve oturmuştum.
Deniz'in bunun yüzünden benden utanması beni güldürüyordu. Gerçekten yanakları kızarıyor ve çok tatlı gözüküyordu.
"Size yapmadım. Sadece Gece'ye yaptım." Diye Rüzgar'a cevap verdi. Karşımda ki sandalyeye yerleşen Rüzgar'ın ise kaşları çatıldı.
"Ama ben çok açıkmıştım." Diye hüzünlü bir şekilde konuştuğunda arkası dönük olan Deniz bize döndü.
Başında şef şapkası varken üzerine önlük vardı. Elinde ki kepçeyi bize doğru salladı. Bu görüntüye dayanamayıp kahkaha attım.
"Ne gülüyorsun güzellik? Aşık mı oldun bana? Tabii ki cazibeme kimse dayanamaz." Dediğinde kafamı gülerek iki yana salladım.
"Aşık oldum tabii ki, cazibene kim dayanabilir." Dediğimde tebessüm etti.
"Rüzgar görüyor musun aşkım? Tek aşık olan sen değilsin bana. Gece de aşık." Dediğinde Rüzgar yüzünde ki alayla baktı.
"Öyle mi?" Derken tek kaşını kaldırmış bana bakıyordu.
"Öyle tabii ki. Hatta artık ona aşık olduğum için ona; cazibeli Deniz diyeceğim." Rüzgar kahkaha atarken Deniz göz devirerek yaptığı yemekle ilgilenip tabak çıkardı.
Soslu makarnayı tabaklara koyduktan sonra önümüze bırakmıştı. "Yiyin de büyüyün köpecikler." Dediğinde güldüm.
Onlar gerçekten çok samimi insanlardı. Onlarla tamamen uyuşuyordu her şeyimiz.
"Gece, burada işe girmeyi düşünüyor musun?" Diyen Rüzgar'a baktım. Ağzımda ki lokmayı yutup konuştum.
"Kendime yetecek kadar birikimim var." Dediğimde kafasını aşağı yukarı salladı.
"Peki, daha önemlisi okul?"
"Dondurdum."
"Peki ne yapmayı düşünüyorsun?" Diye konuştu Deniz.
"Bilmiyorum. Şuanlık sadece hayat nereye sürüklerse." Diye yanıtladım.
"O zaman Gece bizi nereye sürüklerse diyoruz bizde." Dediğinde gülümsedim.
"Aşıksınız siz bana he." Dedim dalga geçerek.
"Çok." Diye ikisi de aynı anda konuştuğunda gülerek suyumdan bir yudum aldım.
"Gece bizim sana bir şey söylememiz gerek. Yani senden hiç bir şey saklamak istemiyoruz." Diye konuşan Deniz'i kafamla onayladım.
"Sen kürtaj odasındayken," diye başladığında dalgınlaşmıştım. "Görkem ve Anıl geldi." Dediğinde gözlerim kocaman oldu.
"Ne? Niye? Neden?" Dedim aniden ne diyeceğimi bilemeyerek.
"Neden gelmişler tam olarak bilmiyoruz. Ama, Deniz onları baya patakladı." Diye konuşan Rüzgar ile Deniz'e baktım.
"Hak etti orospu çocukları. Bir de gelmiş sana şeytan diyor. Onun götünü sikerim. Pezevenk." Diye sinirle patladığında tepkisiz kaldım. "Yani pardon." Dediğinde hafifçe tebessüm ettim.
Bir süre sessizlik olurken elimde ki çatalla oynadım.
"Onları seviyor musun?" Diyen Deniz'in sesini duyduğumda gözlerine baktım.
"Hayır." Diye net bir cevap verdim.
"Hmm... Güzel." Dediğinde makarnasından küçük bir çatal almıştı.
"Peki birini sevebilir misin bir daha? Belki birilerini?" Diyen Rüzgar'a baktığımda gözlerinde gördüğüm yoğun duygularla gözlerim kaçırdım.
"Bilmiyorum. Severim yani, neden sevmeyeyim ki." Diye yutkunarak konuştum.
"Hmm... Güzel."
Deniz ayağa kalktığında ona baktım. "Mutfağı toplamak sizde köpecikler." Dediğinde hızlı adımlarla mutfaktan çıkmıştı.
"Çok şapşal değil mi?" Diyen Rüzgar ile onu onayladım.
"Öyle." Bir süre aramızda sessiz bir bakışma geçtiğinde gözlerimi kaçırdım.
Rüzgar bulaşıkları makineye yerleştirirken bende masayı siliyordum. Çok büyük bir görev. Yorulmazsın umarım, Gece.
Kendime su almak için bardağa uzanmaya çalıştım ama yetişemedim. Ben; bir altmış yedi kızdım? Sanırım ülkeler değişince mutfak şeyleri değişiyordu. Benle alakalı değil yani. Ya sende bi.
Arkama geçen Rüzgar'ı hissettiğimde duraksadım. "Dur güzellik yardım edeyim." Kulağımın dibinde ki boğuk sesiyle derin bir nefes aldım.
Bardağı aldığında dudaklarının, doğru düzgün hissedilmeyen bir şekilde saçlarıma bıraktığı hafif öpücüğü hissettim. Bununla afallarken aklım içinde binlerce şey dönmeye başlamıştı.
"Al bakalım." Dediğinde bardağı bana vermişti.
"Teşekkür ederim." Diye konuştum belki de ne dediğimin bile farkında değilken.
Suyumu içtiğim de bardağımı bulaşık makinesine yerleştirdim. "Hadi gel içeriye geçelim." Diyen Rüzgar'ı kafamla onayladığımda salona geçtik.
"Film gecesi!" Diye bağıran Deniz havaya iki yastık fırlattığında salonu tam bir sinema ortamına çevirdiğini gördüm.
Onlarla gerçekten güzel anılarım olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sar-Hoş (BxBxG)
Short StoryHomofobikler girmesin. Bu hikayede onların sonu gelirken, 𝐺𝑒𝑐𝑒'nin zifiri karanlığında 𝐷𝑒𝑛𝑖𝑧'den esen sert bir 𝑅ü𝑧𝑔𝑎𝑟 sayesinde ben, o sondan yeniden yazılmaya başladım.