Süprayz, sarhoşlar ve mayhoşlar:)
🕯️
"Efendim güzelim?" Rüzgar'ın sesi kulağıma dolarken telefonu daha sıkı kavradım, kucağımda ki Arjin'i indirdim.
"Ne zaman geliyorsunuz canım?" Arjin sinirle bana bakarken ona dil çıkardım.
"Baba! Annem eve erkek attı!" Gözlerim büyürken Arjin diğer odaya doğru kaçmıştı.
"Kimi attın eve, Gece? Çok ayıp." Rüzgar Arjin'in bu tavırlarına alıştığı için artık ne olduğunu anlıyordu. "Gece," diyen Deniz'in sesini duydum. "Çocukları Gediz ve Cenk'e bırakalım akşam işimiz var. Birkaç saate gelip direkt seni alacağız." Dudaklarımda bir gülümseme oluşurken onu onaylayıp telefonu kapattım.
"Arjin neredesin anneciğim?!" Diye seslenirken dolabımı açtım. Arjin dolabın içinden çıktığında ürkerek bir adım geriledim.
"Korkak, korkak." Göz devirirken kolunu tutup onu kucağıma aldım.
"Eşek sıpası, geldin altı yaşına uslu ol birazcık. Büyüdün artık."
"Anne, sen geçen gün Güneş teyzemlere diyordun, onlar daha gözümde el kadar bebek diye. Ne oldu şimdi? Büyüdüm mü ben?" Ukala tavrı ile hafifçe gülüp onu omzuna yasladım.
"Uyuyalım istersen biraz. Akşam seni Gediz amcan ve Cenk dayına bırakacağız."
"Rüya da gelecek mi?" Diye gözlerimin içine istekle baktığında gülümsedim. İki kardeş gerçekten çok iyi geçiniyordu.
"Tabii ki. Kardeşinde seninle gelecek anneciğim." Başına bir öpücük kondurduğumda kendi başına bizim yatağımızın pikesini açıp yattı. Ona gülümsedim.
Yanına yattığımda üzerime doğru çıkıp kafasını göğüslerim arasına koydu ve gözlerini yumdu. Ellerimle saçlarını usulca okşamaya başladım. Deniz'e çok benziyordu aslında, huyları, hareketleri, bu beni gülümsetirken gözlerimi yumdum.
Deniz'in ağzından.
"Baba, ben acıktım." Rüya yaptığı resmi bırakıp bana doğru gelmeye başladığında bilgisayarı kapattım.
"Ne yemek istersin aşkım?" Onu kucağıma aldığımda bir süre düşündü.
"Midye!" Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Aynı annesi.
"Midyeyi de alırız aşkım ama, ana bir yemek seç ki karnın doysun." Yeniden bir süre düşünmeye başladığında yanağına sıkı bir öpücük kondurdum.
"Döner! Ama tavuklu olsun." Kafamı hay hay anlamında sakladığımda Rüya kafasını omzuma yaslamıştı. Yemek siparişini verdikten sonra Rüzgar'ı odama çağırmıştım.
"Ne yapıyor benim bebeklerim?" Diyerek odaya girdiğinde gülümsedim. Rüya ayağa kalkıp onun kucağına koştuğunda gözlerimi kıstım. Hemen satmıştı beni!
"Beni kimse sevmesin zaten. Nerede benim canım oğlum? Ve birtanecik Gece güzelim? Gidiyorum ben." Sitemle konuştuğumda Rüya bu hâlime kıkırdamıştı, ona dayanamayıp gülümsediğimde ayağa kalktım.
Rüzgar kalçasını masaya yaslamış dururken Rüya kucağından inmişti. "Su alıp geleceğim." Ofis güvenli ve o da yolu bildiği için bunu sorun etmemiştik, kapıyı usulca açıp yavaş adımlarla paytak paytak gittiğinde gülümseyerek izledim onu.
Rüzgar'a kollarımı sıkıca sardığımda belimi kavradı. Dudaklarımla boynuna küçük küçük öpücükler kondururken elini kalçama atıp sıktığında hafifçe inledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sar-Hoş (BxBxG)
Short StoryHomofobikler girmesin. Bu hikayede onların sonu gelirken, 𝐺𝑒𝑐𝑒'nin zifiri karanlığında 𝐷𝑒𝑛𝑖𝑧'den esen sert bir 𝑅ü𝑧𝑔𝑎𝑟 sayesinde ben, o sondan yeniden yazılmaya başladım.