İki koca beden beni arasına sıkıştırmışlardı. İkisi de uyanmıyordu mübarek.
Dirseklerimle bedenlerine vurmaya başladım. "Uyanın be! Oha sabah olmuş! Nasıl ya!" Dedim yalandan. Uyansınlar diye ama ne fayda. Sabah olması ne kadar garip bir yalan, Gece...
"Oha lan o ne?! Yatak odamızda inek var!" Diye son sesle bağırdığımda ikisi de irkilerek uyanmıştı. Onların kolları arasından hızla sıyrılıp derin bir nefes aldım.
İkisi bana anlamaz bir şokla bakarken göz devirdim. "Hadi kalkın. Sizi birileriyle tanıştıracağım bugün." Dedim neşeyle. İkisinin de yanağına sıkı öpücükler kondurdum.
"Kimle ya?" Dedi Anıl uykulu sesiyle. Görkem ses çıkarmamıştı sanırım çekiniyordu yaşananlardan.
"Kalkın hadi." Dedim Anıl'ı duymazdan gelerek. "Kahvaltıyı onlarda yapacağız."
"Beleşe kahvaltı." Diyerek ayaklandı Anıl. Göz devirerek güldüm. Ayağa kalkıp hazırlandılar ve hep beraber evden çıktık.
Araba sürmeyi özlediğimi fark ettim. Adresi onlara tarif etmek zorunda kalmamak için arabayı kendim kullanmak istemiştim.
Arabayı Cenk'lerin evinin önünde durdurdum. Cenk ve yanında ki Cem bahçeye kahvaltı masasını kurmuşlardı. Arabanın korkmasın üç kez çalarak geldiğimi belli ettim.
Arabadan indiğimizde anahtarı Görkem'e fırlattım. Onlara doğru hızla koştuğumda ikisinin de boynuna doladım kollarımı.
"Beybilerim benim!" Dedim sıkıca sarılırken.
"Beni özlemedin mi?" Diyen sesi duymamla gülerek arkama döndüm.
"Ya Arın!" Dedim duygulu bir sesle. Kollarımı onun iri bedenine doladım. "Çocuğum benim ya." Dedim sıkıca sarılırken.
"Hoş geldiniz." Dediğinde ona kocaman bir gülümseme sundum.
Görkem ve Anıl'a az çok onlardan bahsetmiştim.
Hepsi tanıştıklarında derin bir nefes aldım. Görkem ve Anıl'ın sorun çıkaracağını düşünmüştüm aslında ama üçünün sevgili olduğunu öğrendiklerinde ikisi de büyük bir ilgi duymuşlar ve konuşma konuşmayı açmıştı.
Kimseye ilişkimizden bahsetmemiştim çünkü daha ne kadar oluyordu ki. Ama onlarda üçlü bir ilişki içinde oldukları için onlarla rahat bir şekilde konuşmabilmeştim.
Arın Cem ile ilgileniyor, Cenk Anıl ile hararetli şekilde konuşurken arada bir onlara bakıyor gülümsüyor ve anıl'a dönüp birşeyler anlatıyordu. Bakışlarım görkeme kaydı. gülmemeye çalışırken kendini sıkıyor anıl ve Cenk'i dinliyordu.
"İlişki durumunuz nasıl?" Diye sordu Cem yanında ki Arın ile beraber tamamen Görkem ile bana yönelmiştiler. "Yani sadece yapabiliyor musunuz merak ettim. Biz bu konuda başlarsa fazla sıkıntı çekmiştik."
"Anıl ve benim için bir sorun yoktu, zaten biz onu seviyorduk ve ikimiz bir ilişki içerisindeydik." Diyerek lafa girdi Görkem. "Gece için biraz zor oldu sanırım." Dedi bana yan bakışla bakarak.
"Ben Anıl'a karşı hisler besliyordum..." Diyerek söze girdim. "Sonrasında Görkem birden beni öpmüştü ve... Ay her neyse." Dedim ağzıma bir zeytin attım. Bunu konuşmak istemiyordum.
"Düşünsenize Kahvaltı yapıyorsunuz ve arkadan köpek gelip sandalyede otururken götünüzü kıtlıyor." Anıl'a anlamadığımı belli ederek bakarken Cenk'in çığlığını duydum.
Cenk "Ananı sikeyim, Ananı sikeyim!" diyerek sandalyenin üstüne çıktı Cenk.
Nereden geldiğini bilmediğim köpek sandalyenin kenarında ki sucukları yedi ve arkasını dönüp gitti. Biz Cenk'e kahkaha atarken aynı zamanda gerçekten içten içe çok mutluluk duyuyordum. Onların anlaşması beni sevindirmişti.
Cenk sandalyenin üzerinden uçan tekmesini Anıl'a savurduğunda Anıl sandalyeyle beraber geriye doğru düştü. Anıl acıyla inlediğinde Görkem yerinden kalkıp Anıl'ı kucağına aldı ve sandalyeye geri oturdu.
"Bebeğim, neden durmuyorsun?" Dedi Görkem kaşlarını çatarak. Ben tam yanlarında oturmuş kısık gözlerimle onları izliyordum.
Şuan ikisi gerçekten gözüme çok güzel gözüküyordu. Anıl bir çocuk gibi dudaklarımı büzerken, Görkem hem sinirli hem de büyük bir şefkatle bakıyordu Anıl'a.
"Şakalaşıyorduk." Dedi Anıl dudağını büzerek ve Görkem'in omzuna yaslandı. Onlara karşı gülümsedim.
Cenk hâlâ sandalyeden inmezken Arın büyük bir otorite ile ayağa kalktı. Cenk'in beline kollarını dolarken Cenk'de kollarını Arın'ın boynuna sardı.
Arın Cenk'in yüzüne doğru yaklaştığında; "Bunun cezasını alacaksın ama bebeğim." Dediğini duydum ve gözlerimi kaçırdım. Ceza alması gereken bence Anıl'dı bu konuyu Görkem ile konuşmalıydım.
Herkes masaya geri yerleştiğinde Anıl tam benim yanıma oturmuş başını omzuma koymuştu. Cem'e baktığımda biraz çekingen durduğunu fark ettim.
Onların arasında büyük sorunlar olduğunu biliyordum, ama her şey yoluna gitmişti. Nasıl güzel spoidir canım.
"Kahvaltı yaptığımıza göre herkes evlerine. Akşam içmeye gidelim." Dedi Görkem. Herkes onu onaylarken ayaklandık.
Arabaya yerleştiğimizde Görkem arabayı kullanıyordu Anıl ile ben arkada oturuyorduk. Anıl bacaklarıma uzadığında saçlarını okşamaya başladım.
"Görkem, Eylül ile konuştun mu?" Dedim dikiz aynasından onun profiline bakarken.
"Hayır. Ada'nın abisiyle konuştum. Oraya gitmiş, bugün de cenaze kalacakmış." Derin bir nefes aldım.
"Sevindim." Dediğimde anlamayarak gözlerini kıstı.
"Neye?"
"Yalan söylememene. Gelip direkt anlatmana." Dediğimde gülümsedi hafifçe.
"Size asla yalan söylemeyeceğim, küçük kızım." Dediğinde arkama yaslanıp gözlerimi yumdum.
"Seni seviyorum, Görkem." Dediğimde hafif aralanan gözlerim yeniden aynayı buldu. Aynada buluştu gözlerimiz.
Gözlerinin içinin güldüğünü gördüğümde kalbime bir ferahlık gelmişti.
"Bende, benim küçük kızım."
🕯️
Bu bölüm biraz geçiş bölümü gibi oldu, diğer bölümde içmeye gidecekler. Kafamda bir şeyler var ama tam da bilemedim, size sormak istiyorum; diğer bölümde ne olsun?
Bu arada yeni yayımladığım bu kurguya göz atarsanız sevinirim.
Sizi seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sar-Hoş (BxBxG)
Short StoryHomofobikler girmesin. Bu hikayede onların sonu gelirken, 𝐺𝑒𝑐𝑒'nin zifiri karanlığında 𝐷𝑒𝑛𝑖𝑧'den esen sert bir 𝑅ü𝑧𝑔𝑎𝑟 sayesinde ben, o sondan yeniden yazılmaya başladım.