13

38K 725 271
                                    

Görkem'in ağzından.

Siktiğimin kuzeni yüzünden Eylül ile uğraşmak zorundaydım. Şuan tek merak ettiğim Gece ve Anıl'dı.

Kuzenim, Ada aylar önce anonim bir şekilde Eylül ile konuşmaya başlamış ama Eylül'ün sadece erkeklerden hoşlandığını öğrendiğinde ona benim fotoğraflarımı yollamaya ve bu şekilde konuşmaya devam etmeye başlamıştı.

Daha sonra bana bunu deli gibi ağlayarak anlatıp, bir süre Eylül ile görüntülü konuşmalar yapmamı istemişti. Onun bu hâline dayanamayıp bir kaç kez görüntülü konuşmuştuk.

Ama şimdi her şey ciddi anlamda boka sarmıştı. Eylül'ü bu şekilde kandırmak hiç doğru bir şey değildi tabii ki, ama olan olduktan sonra başını duvarlara vursan da fayda etmezdi.

"Burayı çok özlemişim." Dedi Eylül omzuma yaslanırken. Dudaklarımı dişledim.

"Tabii özlersin." Dedim sadece. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Ada'ya mesaj atmıştım ama dönmemişti.

"Seninle gerçekten bir arada olmak güzel hissettirdi." Dediğinde vicdan azabı yaşıyordum.

"Eylül, sana bir şey söylemem gerekiyor." Dediğimde kafasını kaldırdı, yüz yüze geldik.

"Söyle bakalım." Dedi güler yüzüyle. Zoraki gülümsedim. Nasıl diyecektim ki?

"Seni seviyorum." Dedim o an. Hata yapmaya devam ediyordum ama işin içinden nasıl çıkacağını bilmediğim içindi.

"Bende seni seviyorum. İyi ki yazdın bana, iyi ki." Dediğinde dudaklarıma bıraktığı kısa öpücük sonrası geri çekildi.

Hareketiyle afallarken öylece bakakaldım. Gece ve Anıl aklıma dolarken dişlerimi sıktım.

"Seni eve bırakayım." Dedim ayağa kalkarken.

"Bu gece beraber olmayacak mıydık?" Dediğinde sıkıntılı bir nefes verdim.

"İşim çıktı. Yarın beraberiz." Dedim hızlı bir cevapla.

"Tamam o zaman." Derken o da ayağa kalktı.

Onu bırakacağım yere geldiğimizde yanağıma bir öpücük kondurarak hızla arabadan indi. O indiği an başımı direksiyona yasladım.

Telefonumu çıkarıp Ada'yı aradım.

"Ada, neredesin amına koyayım?!" Diye bağırdım telefonu açtığı an. "Aptal seni! Eylül bura-"

"Görkem kafayı mı yedin?" Diyen abisinin sesini duymamla sustum. "Ada şuan ameliyatta. Ne boş konuşuyorsun? Sikme beynimi!" Dudaklarım aralanırken her şeyin üst üste binmesiyle içim daraldı.

"Hangi hastane şöyle geliyorum." Dediğimde arabayı çalıştırıp yola koyuldum.

Hastaneye girdiğimde abisi, Arda'yı gördüm. O da hızlı bir şekilde yanıma adımladı.

"İntihar." Dediğinde donakaldım. "O intihar etti. Ve sana bir mektup bıraktı." Ellerim titremeye başlarken elinde ki kağıt parçasını bana verdi.
"O kurtulmayacak, Görkem. O ölecek." Dediğinde beni beklemeden arkasını dönüp gitti.

Elimde ki mektupla kalırken köşede ki oturaklardan birisine oturdum.

Görkem, biliyorum ki bana kızacaksın. Sana belki de çok ağır bir yük bırakıyorum ama senden tek istediğim; Eylül ile beraber olup onu mutlu etmen. Çok söze gerek yok. Sen bilmen gerekeni bilsen yeter.

Özür dilerim. Ve seni seviyorum.

Eylül'ü de.

Kendine iyi bak, ona da.

Elimde ki mektubu hırsla parçalara böldüm. Ben kimsenin sözü altında kalmazdım.

Gece ve Anıl'ı, sevdiğim insanları böyle bir durum yüzünden de parçalayamazdım.

Telefonu çıkarıp Eylül'ü aradım. "Gece'lere gel." Dedim telefonu açtığında ve direkt telefonu kapattım.
Arabaya binip hızlı bir şekilde yola koyuldum.

Gece kapıyı açtığında bana duygusuz gözlerle bakması içimi acıtmıştı.

"Gel, gel. Sevgilin de geldi." Sahte bir gülümseme ile konuşmasıyla kafamı önüme eğip içeriye girdim.

Eylül beni gördüğünde kocaman gülümserken Anıl'ın kinle baktığını görmüştüm.

"Bir şey konuşacağım." Diyerek konuşmaya girdim.

Hepsi anlattıklarını şaşkınlıkla dinlediklerinde Eylül'e döndüm. Gözlerinde gördüğüm hayal kırıklığına gerçekten fazlasıyla üzüldüm.

"Eylül, durum bu... Ne diyeceğimi bilmiyorum sana. Senden özür dilemem bile bir fayda etmez." Yutkundum ve derin bir nefes aldım.

"Ben, Gece ve Anıl üçümüz sevgiliyiz. Daha fazla ne denir bilmiyorum, üzgünüm." Dedim çaresiz bir sesle.

"Ada peki? Öldü mü?" Dediğinde yutkundum.

"Bilgim yok, gerçekten. Sadece kesin ölecek gibi konuştu abisi ve bana bıraktığı o kağıtta da o şekilde yazıyordu." Eylül ayağa kalktı.

"Hangi hastane? Gideceğim." Dediğinde kaşlarım çatıldı.

"Gitme, bence." Dediğimde inatla söylememi istedi. Hastane adını verdiğimde kimseyle doğru düzgün bir şekilde konuşmadan evden çıktı.

Gece ve Anıl'a döndüğümde ikisi de sessizdi.

"Tamam," diyen Gece'ye döndüm. "Sen bize bir yanlış yapmadın. İnsanlık hâli, bazen böyle şeyler oluyor. İnsan bir anda teklifi kabul ediyor ve devamı gelince eli ayağına dolanıyor."

"Ama, Görkem... Eylül ne olacak? Kız yıllardır Almanya'daydı, geldi ve böyle bir durumla karşılaştı. Üstelik bize karşı da mahcup olacak." Dediğinde başımı usulca aşağı yukarı salladım.

"Biliyorum ama işte..." Dedim. Devamı gelmedi. Ortam bir süre sessizliğini korumaya devam etti.

Anıl oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi. Gözlerinin içine bir süre baktıktan sonra dizlerime yattı, bedenim gerilirken derin bir nefes aldım.

Gece de yanımıza gelip koltuğun yanına çöktü ve bir elini dizime koyarken başını koltuğa yaslayıp gözlerini kapattı. Anıl'ın saçlarını yavaş yavaş okşamaya başladım.

"Sarhoş musun?" Dedim Anıl'a yönelik. Yamuk bir şekilde gülümsedi.

"Hmm... Hmm... Sarhoş'um."

Sar-Hoş (BxBxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin