Sar-Hoş (BxBxG)

38

Yaptığım nadir açıklamalardan bir tane daha yapacağım lütfen okuyun.

Deniz, Rüzgar ve Gece'nin ilişkisi sağlıklı değil? Bu yorumu yaparken kitabı tam okuduğunuzdan emin misiniz?

Gece'yi sevdiler. Bazen uzaktan izleyerek ama takıntı halinde değil onlar Gece'nin varlığını bile sevdiler. Gece'nin varlığı bile onlara yetti. İkisinin bir ilişkisi vardı ve birbirine olan ilişkilerini bile Gece'ye olan sevgileri etkilemedi, hepsi birbirini eşit bir fazlalıkla seviyorlar.

Hayır, Anıl'ı hâlâ seviyor olabilirsiniz. Bende ona karşı bir sempati besliyorum ve bölümlerle açık açık Gece'den yazarken bile aslında düşüncelerimi ortaya döküyorum. Anıl'ı savunmak istemeniz, Deniz, Rüzgar ve Gece'nin ilişkisine sağlıksız diyeceğiniz anlamına gelmez.

Dedirtmem.

Eleştiri kabul etmeyen birisi değilim yanlış anlamayın, ama ben doğru eleştiriyi kabul ederim, ki. Bunu zatem yorumlarda chatte aktif olan kişilerle konuşuyoruz, sizin fikrinizi alıyorum ben. Ama Deniz ve Rüzgar'ın bu kadar güzel, naif sevmesine, hatta uzunca bir süre içlerinde bu sevgiyi saklamalarına, Gece'nin hazır oluşunu beklemelerine, Gece'nin bunu zorla resmen onlara söylemesine de bir baksanıza.

Siz bu ilişkiyi nasıl hastalıklı görürsünüz? Bu ilişki nasıl sağlıksız olur arkadaşlar? Kitabı nerenizle okudunuz hani sert çıkış yapmak istemiyorum ama.

Lütfen benim kurgumu okuyorsanız benim o paragrafların içine yazdığım her detayı okuyun. Zaten bölümleri max bir buçuk bin kelime yazıyorum fazlası olmuyor. O yüzden lütfen doğru düzgün okuyun.

Artı olarak bir şey diyecek olursam. Anıl'ı ne kadar seversek sevelim, sempati duyarsak duyalım. Bu oyunu kuran Anıl'dı. Hatta bir bakımdan Görkem o pis cümleleri kurmasa çoğunluk onu severdi. Çünkü Görkem Anıl'ı sevdiği için katlanmış Gece'ye? Başrolü Gece olarak görmeyin, her açıdan bakın. Ona da yazık değil mi? Yazık. Ama ettiği pis kelimeler yüzünden onu kötü bir karakter ilan ettik.

Her neyse bu kadardı teşekkür ederim. Giden gider, kalan kalır. Hepinizi çok seviyorum, keyifli okumalar bebeler.

🕯️

"Gece, bebeğim aşağı insene." Diyen Rüzgar ile aynada kendime baktım.

"Hemen inemem, üzerimi falan giyinmem gerek." Dediğimde direkt dolabı açmıştım bir şeyler giymek için.

"Bebeğim, sokakta olacağız zaten. Eşofman giyin gel, rahat ol. Aşağıda bekliyoruz." Dediğinde telefonu kapattım.

Üzerime rahat bir eşofman takımı giydiğimde saçlarını topladım. Evin anahtarı Rüzgar da olduğunda direkt evden çıktım. Telefonumu almamıştım çünkü Rüzgar ve Deniz yanımda olduktan sonra zaten kimseyle iletişim kurmuyordum.

Aşağı indiğimde Rüzgar ve elinde top olan Deniz'i gördüm. İkisi de kocaman gülümsemelerini sunuyorlardı.

"Hayırdır?" Deyip sırıtarak göz kırptım.

"Maç yapacağız." Diye büyük bir heves ile konuştu Deniz.

"Ama ben anlamam ki." Dediğimde omuz silkti.

"Bende anlamıyorum." Dediğinde gülmüştü.

"Ne yalan söyleyeyim bende anlamıyorum. Ama öyle biraz top peşinde koşalım, eğlenelim dedik. Şu ara sokakta bir saha var." Diye göz kırptı.