Gözlerimi açtığımda aklıma direkt dolan yaşananlarla bir süre gerçekliği sorguladım. Derin bir nefes aldığımda karnımın üzerine başını koymuş belime doğru kollarını sarmış Deniz'in saçlarını okşadım. Rüzgar yoktu.
Deniz kıpırdandığında hafifçe başımı kaldırdım. Kafasını kaldırıp bana uykulu gözlerle baktığında yüzünde aptal bir gülümseme yer edinmişti.
Karnımın üstüne hızlı bir öpücük kondurup hızlı bir hareketle yüz hizama girdi. "Günaydın, güzellik." Dediğinde burnumun ucuna bir öpücük kondurmuştu.
"Günaydın, yakışıklı."
Açılan kapı ile ikimizin de gözleri oraya döndü. Rüzgar elinde ki kepçe ile bize bakıyordu. Deniz ile rolleri mi değiştirmişlerdi?
"Sonunda uyandınız, uykucular. Kalkın duş alın, yemek hazırladım." Bu sırada yanımıza gelmiş ikimizin de saçına öpücük kondurmuş ve odadan çıkmıştı.
Deniz ile ılık bir duş aldıktan sonra üzerimizi giymiş mutfağa gelmiştik. Saat kaçtı bilmiyorum ama sanırım çokta geç değildi ki; Rüzgar bize kahvaltı hazırlamıştı.
Direkt sandalyesine oturan Deniz ağzına bir dilim kaşar atmıştı. Rüzgar hâlâ tezgahta bir şeyler yaparken arkasından ellerimi beline doladım. Kafamı da sırtına gömdüm.
Bedeninin ellerim altında donduğunu hissettim, hemen sonrasında elleri benim ellerimi, elleri içine hapis etti.
"Nasıl hissediyorsun?" Dediğinde derin bir nefes aldım.
"Güzel hissediyorum. Ya sen?" Arkasını döndüğünde ellerim onun belinden kaymıştı. Koca ellerini belime doğru dolayıp beni kendine yasladı.
"Bende güzel hissediyorum, Gece'm. Belki her şey senin için hızlı gelişmiştir. Öyle hissediyor musun?" Dediğinde çenesine bir öpücük kondurdum.
"Hayır, Rüzgar." Dediğimde gülümsedi.
Hep beraber masaya geçtiğimizde Deniz önündeki tabağın yarısını çoktan midesine indirmişti.
"Yavaş yesene, sevgilim. Önünden almıyoruz." Diyen Rüzgar ile göz devirdi.
"Dışarı çıkacağım o yüzden." Dediğinde Rüzgar'ın kasları çatıldı.
"Nereye?"
"İşim var, Rüzgar ya." Diye sızlandı Rüzgar onu çok sıkıyormuş gibi. "Bir saatimi almaz zaten." Dediğinde Rüzgar eyvallah der gibi başını yana eğdi.
"Bizde Gece ile yolunu gözleriz." Dediğinde sırıttım.
"Gözleyin tabii. Ölün aşkımdan." Dediğinde saçlarını savurmuştu. Onun bu tavrına güldüm.
"Leyla ablayı aramam gerek." Dediğimde Rüzgar bana kindar bir şekilde baktı baktı.
"Çok fenasın." Burnumdan hafifçe nefes vererek güldüm.
"Öyleyimdir."
"Şey," diyen Rüzgar ile çatalımdaki bir dilim peyniri ağzıma atıp onu dinlemeye koyuldum. "Ağrın var mı?" Diye ensesini kaşıyarak sordu.
"Hayır." Diye net bir şekilde cevap verdim. Ağrım olmuyordu sex sonrası. Ya da buna alıştığımı söyleyebilirdim.
Çalan kapı ile ayaklanacaktım ki Deniz ayağa kalkmıştı. Çayımdan bir yudum aldığımda Rüzgar'ın da beni izlediğini gördüm. Bununla beraber gözlerimi kaçırdım.
"Kaçırma gözlerini, kurban olurum o gözlerine." Dediğinde yüzümde aptal bir sırıtma yer ediniyordu.
Mutluydum.
"Gece!" Diye bağıran sesle afalladım. "Neredesin?!"
Mutluluğum dumura uğradı.
"Siktirin gidin orospu çocukları!" Diye bağıran Deniz'in sesini duydum.
Onlar gelmişti. Bir karşılaşma olacaktı. Rüzgar ile göz göze geldiğimde gözlerinin ateş etmekten farklı bir bakış attığını görmedim.
Sandalyesini iterek ayağa kalktı ve hızlı adımlarla mutfaktan çıktı.
Bir kaç saniye öylece oturmaya devam ettim. Sakin olacaktım. Güzel bir dil kullanacaktım ve gitmelerini isteyecektim. Sakin olacaktım.
Ayağa kalktım ve kendimden emin adımlarla yanlarına doğru ilerledim. Deniz'in küfürleri kulağıma oraya gitmeden daha önce doluyordu.
Hepsi ile yüz yüze geldiğimde, gözlerim sadece Görkem ve Anıl'ın üzerindeydi.
Bu bir son karşılaşma olacaktı.
🕯️
Şunların işini bir bitirelim artık.
Ve fikirlerinizi alayım.
Öncelikle; Anıl ve Görkem için neler yaşanmalı?
Sonrası ise; Finale bence az kaldı, içimde öyle hissediyorum, nasıl bir final olmalı? Beklentiniz ne?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sar-Hoş (BxBxG)
Short StoryHomofobikler girmesin. Bu hikayede onların sonu gelirken, 𝐺𝑒𝑐𝑒'nin zifiri karanlığında 𝐷𝑒𝑛𝑖𝑧'den esen sert bir 𝑅ü𝑧𝑔𝑎𝑟 sayesinde ben, o sondan yeniden yazılmaya başladım.