49

12.5K 469 328
                                    

Deniz vurulmuştu.

Deniz ayı sanıldığı için vurulmuştu daha doğrusu.

Bizim evimiz çoğu eve uzak ve orman, plaj arasında tek kalıyordu. Bize yarım saat uzaklıkta bir hayvanat bahçesi varmış ve oradan bir ayı kaçmış. Deniz de bizi bulmak için evin plaj tarafına bakmış ama bulamadığında orman tarafına doğru ilerlemiş, ara ara ağaçlar olduğu için hareketlilik gören bir görevli de Deniz'i vurmuş.

Kolundan vurulduğu ve zaten sadece etkisiz hale getiren bir silah ile vurulduğundan bir şey olmamıştı. Kolunda ki kurşunu çıkarmışlardı ve Deniz bir saat kadar sonra ayılmıştı.

Şimdi burada ki bisiklet tarzı taksilerden birisi ile eve dönüyorduk. Deniz'e baktığımda hep gülesim geliyordu ama kendimi tutuyordum. Rüzgar ile göz göze geldiğimizde o dayanamayarak kısık sesli güldüğünde Deniz onun koluna hafifçe vurdu.

"Güzel ayım, gel buraya." Dediğimde vurulmayan kolunun yanında olduğum için omzuna yaslandım ve ellerimi koluna sardım.

"Ayı sandılar, hamileyim diyemedim." Dediğinde dayanamayıp büyük bir kahkaha attım. Hep beraber buna gülerken, benim gözümden gülmekten yaş gelmişti.

İki hafta sonra.

"Gediz, hoş geldin." Diyerek ayağa kalktım. Gediz ile görüntülü konuşurken tatil yapmak istediğini söylemişti, bizde zaten burada sıkıldığımız için onu davet etmiştik.

"Hoş buldum, yengelerin gülü. Ne kadar güzel burası, çıkar içinde ki bebeleri de ortalığı yakalım yeğenlerimle." Dediğinde bu akıllanmaz gibisinden başımı iki yana salladım.

"Hadi yemek hazır, gelin." Diye seslenen Rüzgar ile sevinçle mutfağa ilerledim.

Rüzgar bir tabağa bir kaç tane midye koymuş güzelce ayarlamıştı, soslu makarna yanına tavuk ve salata yapmıştı. Midyelerin hepsini önüme çektiğimde yemeğe başladım.

"Yenge bana da verir misin midye?" Diyen Gediz ile kafamı iki yana salladım.

"Bebeklerime de yediriyorum, iki tane gebeyim, Gediz. Malesef bebeklerimin rızkını paylaşamam." Dediğimde Gediz sırıtıyordu.

"Yenge sen çok kilo almışsın ama, bence doydu onlar." Dediğinde ağzıma attığım midye ile dondum.

Mutfakta ölüm sessizliği oluşurken elimde ki midyeyi bırakıp ayağa kalktım. Arkamdan seslenen Rüzgar ve Deniz'i önemsemezken yatak odasına gidip yatağa oturdum.

Deniz içeriye girdiğinde göz devirdim. "Aşkım, şaka yaptı o sana." Dediğinde yanağıma bir öpücük kondurdu.

Rüzgar elinde ki midyelerle içeriye girmişti. "Bebeklerim ne isterse onu yiyecek. Hem kilo ne alaka? Bence ben biraz kilo aldım, zayıf bir annemiz var o yesin benim yerime." Dediğinde yatağın ucuna oturup midyeyi ağzıma verdi. Midyeyi çiğnedikten sonra konuştum.

"Bana kilolu dedi." Dediğimde Rüzgar kaşlarını çattı.

"Döveceğim onu ben, güzelim." Dediğinde elinde ki başka bir midyeyi de bana yedirdi.

İki hafta sonra.

"Vur, Rüzgar. Evet! Aslan yelesi saçlım. Vur, vur. Evet, evet." Hep beraber plaja gelmiştik. Gediz benimle dalga geçtiği için Rüzgar onu dövüyordu.

"Yenge, affet." Dediğinde sırıtarak sodamdan bir yudum aldım. "Yenge!" Diye cırladığında kahkaha attım.

Ayağa kalktığımda Rüzgar onu bıraktı. Rüzgar'ın sırtına sıkıca sarıldım. "Kocamın eli acımasın diye affettim." Dediğimde Rüzgar'ın gerildiğini hissettim. Sırıttım.

Sar-Hoş (BxBxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin