51

11.9K 471 284
                                    

Bir ay sonra.

Zaman çok hızlı akıp gidiyordu. Daha dün gibi hatırlıyordum ilk hamile olduğumu öğrendiğim günü. O an hissettiklerimi. 

Benden anne olmaz düşüncesine kapılmıştım o zaman, bunun çok yanlış olduğunu iki çocuk ruhlu insanın yanında büyüyerek fark etmiştim, belki de biraz onları büyüterek.

Deniz'in bebeklerimiz ile her bir yeni bilgi edindiğinde heyecanla havaya uçmasını seyrediyordum. Rüzgar'ın donup kalan ifadesinde gözlerinden boşalan yaşları seyrediyordum. Bebeklerimiz daha doğmadan onlar için en iyi baba rollerine girmelerini seyrediyordum.

"Gece, orada ne işin var güzelim?" Diyen Rüzgar'ın sesiyle çıktığım incir ağacının dallarından gözlerimi ona indirdim. 

"Kolay oldu." Dedim göz kırparak. O bana endişeyle bakıyordu. 

"Hamilesin be güzelim," dedi yüzünü hafifçe asarak. "Lütfen hemen iner misin oradan?"

"İnemem ki."

"Neden?"

"Tutunmaya ihtiyacım  var." Sonra bir süre yüzüme baktı. Baktı. Baktı. Yüzünde aptal bir gülümseme oluştu. Aynı şekilde benimde dudağımın kenarı kıvrıldı.

Türkiye'ye daha dönmemiştik. Mahallede Deniz, Rüzgar ve ben top oynuyorduk ve yorulduğumuz için Deniz bize su almaya gitmişti.

Rüzgar gördüğü bir incir ağacına doğru ileriediğinde bir kaç saniye sonra dalına çıkmıştı. "Rüzgar, yapma." Dediğimde gözlerime baktı.

"Neden?"

"Çıkması kolaydır, ama inmesi zor." Yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu.

"Tutarsın sen beni, güzellik." Dudağım usulca iki yana kıvrıldı.

"Tutarım." 

"Tutarım." Dedi yüzünde ki hislerimi gülümseten ifadeyle. "Her zaman."

 Onun yardımıyla indiğimde ter içinde kalmıştım. "Duş almam gerekiyor." Dediğimde saçlarıma sıkı bir öpücük kondurdu.

"İncir ağaçları için çiçek açmaz derler," Dediğinde sarılı bir şekildeydik. Gözlerinin içine baktm. "Ama ben az önce bie incir ağacının dalında, bu evrenin en güzel çiçeklerinden birisini gördüm." Yüzümde aptal bir gülümsemeyle ona doğru uzanıp burnunun ucuna bir öpücük kondurdum.

Akşam olduğunda topladığım incileri yemiştim. Kapı çaldığında Deniz ve Gediz'in geldiğini anladım.

Salına giren Deniz direkt yanım otururken afalladım. Yanaklarıma sıkı bir öpücük kondurup çekildi. İçeriye Gediz ve yanında bir kız girdiğinde kaşlarım havalandı.

"Gece," diyen Deniz'e döndüm. "Gediz şuan tuttuğu kızı Gül sanıyor." Dediğinde kaşlarımı çattım. "Gediz'in ölen sevgilisi. İçti, sarhoş ve kızı Gül sanıyor işte." Gözlerim yine Gediz'i buldu. Kız bıkkın görünürken Gediz sadece kıza bakıyordu.

"Gül, biraz konuşalım mı?" Dediğinde sesi çok boğuktu. "Birazcık, lütfen. Zaten biz hiç konuşamadık, lütfen." Dediğinde kız bize baktı. Ben ne diyeceğimi bilemezken sadece gözlerimi yumup açtım.

Köşede ki tekli koltuğa oturan kız ile Gediz hemen yerde çöküp onun ellerini tuttu. "Biliyordum zaten, peri kızları hiç ölmez." Diyen Gediz ile yutkundum. "Ama sanırım bilmediğim bir şey var Gül, peri kızları konuşmaz da sanırım, ve sanırım görmezler de." Diye konuşurken çocuk gibiydi.

Sar-Hoş (BxBxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin