BÖLÜM 1┃KAÇIŞ

85.2K 3.1K 3.9K
                                    


Sığınak 1. Bölüm • KAÇIŞ

❄️

Pencereden gelen Rüzgar ocağın altındaki ateşi söndürmeye çalışırken, içeride sadece ateşin çıkardı kesik sesler vardı. Elimde tuttuğum cezveye dalıp giderken yokluğuna dalıp gidemediğim tek varlık ise annemdi.

Kurşun yarası gibiydi acılarım, ilk anda pek bir şey hissedemediğim sonrasında delip geçen büyük bir acı...

O yara ilk açıldığında, belki de içeri giren havadan dolayı olsa gerekti bu ferahlama hissi, bilmiyorum. Ancak ne zaman ki yara sahiden o hava ile buluştu, ne zaman ki gerçeğin farkına vardım, işte o zaman belli etmeye başladı sinsi ağrısını. Artık sadece kurşunun geldiği yerde değil tüm vücudunda hissediyordum dalga dalga yayılan acıyı...

Acım geçmiyordu.

Cezveden yükselen cızırtı ile dalgınlığımdan kurtulunca kahveye yoğunlaştım. İçim daralıyor, sebebini bilmediğim bir sıkıntı karnımda kol geziyordu.

Karamsar hâlimden kurtulmaya çalışarak derin bir nefes aldım ve kahveleri fincanları koyup salona yöneldim. Tam kapının dibine geldiğimde ise içeriden gelen sesler çivilenmiş gibi olduğum yerde kalmamı sağladı.

"Efsun yirmi iki yaşında evlilik çağı işte, abi." dedi amcam. "Hem söz vermiştin. Şimdi başın dardan kurtulunca yan mı çiziyorsun?"

"Cevdet, illaki evlenecek ama Ulaş'la kardeş gibiler kabul eder mi? Bilmiyorum." dedi babam. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. "Söz namustur tamam sözümün arkasındayım ama işte nasıl karşılar onu bilmiyorum."

Ulaş abimle beni evlendirmeyi mi düşünüyorlardı? Elimdeki tepsi titremeye başlarken başımın döndüğünü hissettim.

"Darda kaldın yardım ettik. Kimse yapmaz bunu, tecrübe ettin gördün bak yine yanında biz vardık. Şimdi kızını ikna etmek senin görevin."

"Biliyorum ama önce Ulaş konuşup yerini yapsa daha iyi olmaz mı?" dedi babam. "Böyle pat diye olmaz ki, kesinlikle istemez."

"Şimdi isteyelim de olmadı Ulaş birkaç gün sizde kalır kendine alıştırır. Sen de elleme onları, sonuçta evlenecekler, bırak aynı odada kalsınlar. Ulaş onu bu gece ikna eder zaten."

Babam bunun üstüne sıkıntılı bir nefes verirken amcam keyifle güldü. Bense işittiklerimi hâlâ hazmedememiş, anın gerçekliğini sorguluyordum. Çünkü bu gaddarlık sahici olmayacak kadar ürkütücüydü.

"Aralarında bir şey geçer de sonradan nişanı atarlarsa ben ne yaparım, Cevdet?" diye sordu, babam. "Belki Ulaş vazgeçecek, belli mi olur? Daha söz, nişan olmadan aynı odada kalmaları uygun mu?"

"Ulaş vazgeçmez! Zaten Efsun'da kabul etsin diye kalacak, Ulaş. Sen çekil aradan payını aldın, Efsun artık benim gelinim. Oğlum onu bu gece ikna edecek tasalanma. Hem belki kızın da gönlü olacak nereden biliyorsun?"

Enseme biriken ter tabakasının usulca aşağı kaydığını hissediyordum. Nefesim sıklaşmış, kalbim bir kuş gibi çırpınırken kapı usulca açıldı. Kırptığımdan bile emin olamadığım gözlerim Ulaş abiyi bulduğunda ise o da şimdi bana bakıyordu.

SIĞINAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin