BÖLÜM 41┃ENKAZ

31K 2K 975
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Sığınak 41. Bölüm • Enkaz

❄️

Genzimi yakan keskin ilaç kokularıyla yüzümü buruşturarak kirpiklerimi aralamaya çalıştım. Gözlerim karanlıktan aydınlığa zorlukla geçiş yaptığında ise gözlerim odağını bulmakta zorlanıyordu. Bulanık zihnimi toparlamaya çalıştım ancak her şey birbirine girmiş, görüntüler sağa sola savruluyordu.

Kuruyan boğazımı yutkunarak temizlemeye çalışırken boğazımda oluşan gıcıkla öksürmeye başladım. Fakat karnıma saplanan ağrı ile öksürüğüm yarıda kesildi. Az önce zorlukla araladığım gözlerim şimdi fal taşı gibi açılmıştı. Buraya nasıl geldiğimi bilmiyordum. Bir hastane odasındaydım!

Göğsümden kopan bir inilti dudaklarımdan dışarı firar ederken, depo canlandı gözlerimin önünde. Ardından karnıma ve sırtıma ardı ardına inen darbeler... Beynime üşüşen düşüncelerle kalbim daraldı, boğuluyormuş gibi hissettiğimde elimi kaldırıp panikle karnımın üzerine koydum. Bebeğim!

İçime bir ateş düştü, burnumun ucu sızladı. Onu kaybetmek istemiyordum. Telaşla başımı sağa sola çevirerek etrafa bakınmaya başladım. Geriye çekmek istediğim bedenim acıyla kasılıyor, karnım ve belim şiddetli bir ağrıyla sancıyordu.

Gözlerimden yavaşça süzülen yaşlar kulağıma doğru akarken, elimin tersiyle gözlerini sildim ve yatağın kenarında asılı, üzerinde 'Acil Yardım' yazan uyarı butonuna bastım.

Elim tekrar karnımın üzerine gittiğinde, "Lütfen gitmemiş ol." diye yakardım sessizce. "Beni bırakma bebeğim."

Sessizce ağlamaya devam ederken kapı sadece birkaç dakika sonra açıldı ve hemşire gülen bir yüzle içeriye girdi. "Geçmiş olsun, uyanmışsınız." dedi, yanıma yaklaşıp serumu kontrol ederken. "Ağrınız var mı?"

Burnumu çekip pürüzlü sesime aldırmadan, "Ben hamileydim, bebeğim yaşıyor mu?" diye sordum bir çırpıda, hâlâ ağlamaya devam ederken. Çektiğim ağrı umurumda bile değildi.

Hemşirenin gülen yüzü yavaş yavaş soldu. Yanımdan ayrılarak  ayak ucumda duran dosyadaki kağıda bir şeyler yazarken gözlerini tekrar bana çevirdi. "Doktor Bey birazdan burada olur, istediğiniz bilgileri sorabilirsiniz."

İçi yaşlarla dolu olan gözlerimi kapadım ve başımı yastığa bastırıp içimden dualar etmeye başladım. İri damlalar kulağımın ardına akıp, oradan saç diplerime karışıyordu.

Biraz sonra açılan kapı ile buğulanan gözlerimi araladım. Orta yaşlı, kır saçlı bir erkek doktor ve yanında bir hemşire gelmişti. "Geçmiş olsun." dedi doktor, ciddi bir ifadeyle. "Nasıl hissediyorsun kendini?"

SIĞINAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin