BÖLÜM 25┃ GİRDAP

37.8K 1.8K 2.1K
                                    

Sığınak 25. Bölüm • Girdap

Uykunun içinde bir rüya,

Rüyamda bir gece,

Gecede ben.

Bir yere gidiyorum, delice.

Aklımda sen.

Ben seni seviyorum, gizlice..

El-pençe duruyorum,

Yüzüne bakıyorum,

Söylemeden,

Tek hece.

'Özdemir Asaf'

❄️

Demir, hayata bir sıfır yenik başladığını düşünse de her zorluğun üstesinden bir şekilde gelmişti. Şu an içinde bulunduğu durumsa yıllarca yaşadığı sınavların en çetiniydi.

İçine yerleşen ve bir türlü çıkmak bilmeyen sıkıntıyla çelik kapıyı açıp içeriye girdi, Demir. Karanlık eve adımını atar atmaz yüreğini kaplayan sıkıntı katlanarak arttı. Efsun'u evde bulma ümidiyle bir an dolup taşsa da yokluğu fark ediliyordu. Kokusu yoktu ve boşluk, Demir'in yüzüne tokat gibi çarpıyordu.

Burçin onu telaşla aradığında beyni etkisiz hâle gelmiş aradığı telefondan cevap alamadığı için ofisi birbirine katmış ve çevresinde bulunan canlı cansız her şeyi parçalara ayırmak için saldırmıştı. Pes etmeden Efsun'u defalarca ararken mekândan nasıl çıktığını bile hatırlamıyordu. Sonuç ise aynıydı, lanet telefon hep kapalıydı. Efsun'un bu şehirde tanıdığı kimse yoktu. Gidebileceği hiçbir arkadaşı yoktu. Elinde ulaşabileceği aptal bir telefondan fazlası yoktu ve çıldırmanın nasıl bir duygu olduğunu ilk kez o an ilkelerine kadar hissetmişti.

Eli kolu bağlıydı. Nereye gideceğini onu nerede arayacağını bilmiyordu. Koray'ın bağlantılı olduğu tüm adamları bulup konuşturmuş ve hiçbir sonuç alamamıştı. Yorgun düşen zihnini çalıştırmak için uğraştığında ise endişesi ağır bastıkça beyni kara bir örtüyle kaplanmaya başladı.

Ümitsizlik, yanında karamsarlığı da doğururken reddettiği ve kabullenemediği o ihtimal kalbine sirayet ederek Demir'in düşüncelerini parçalara ayırdı. Bir anda beynine akın eden düşüncelerle buz gibi bir his sırtına yapışıp kaldığında ise bedeni kaskatı kesilip, nefesini inler gibi bıraktı. Kendi isteğiyle gitmiş olabilir miydi?

Yutkundu ve damağında yapışan dehşet verici histen kurtulmaya çalıştı. Sürekli gitmekten bahsetmiyor muydu? Boğazında biriken acı tat damağına zehir gibi yayıldı. Aynı anda Efsun'la yaptığı konuşmalar zihnine sızmaya başladı ve onu serbest bırakmasını istediği günü hatırladı. Her dara düştüğünde gitmek isteyişi geldi aklına. Ardından yaptığı kıskançlıkları ve gözünün önünde işlediği vahşeti anımsadı.

Nefes almakta zorluk çekiyordu. İnanmak ve görmek istemediği gerçekler ortada dururken başka seçeneklere gözleri kör mü olmuştu? Vesveseler, kalbini zehirli bir yılan gibi sokup zehirlerken bu düşünceyi kafasından atmaya çalıştı ama olmuyordu.

Gömleğinin bir düğmesini açıp dolaptan bir viski çıkardı ve bir kadeh alarak salona ilerledi. Kendisine bir kadeh içki koyup, artık onu taşıyamayan bedenini külçe gibi L koltuğun üzerine bıraktı. Gözleri elindeki bardağın koyu sıvısını izlerken baktığı nokta bardak gibi görünse de gözlerinin önündeki tek hayal Efsun'du.

SIĞINAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin