BÖLÜM 34┃ÖNÜNDE DİZ ÇÖKTÜM

27.9K 1.8K 619
                                    

Sığınak 34. Bölüm • Önünde Diz Çöktüm

❄️

Burnumdan soluyarak taburelerden birine oturduğumda barmen göz ucuyla baktı ve ardından bakışlarını içki doldurduğu kadehlere çevirdi. Tam da şu an sarhoş olmak, Demir'i delirtmek istiyordum. Aslında ne istediğimi bile bilmiyordum ama sakinleşmem gerekiyordu. Zihnim bulanmış, tüm duygularım ip yumağı gibi birbirine girmişti.

"Baksana." dedim, çenemle doldurduğu kadehleri işaret ederek. "Ondan bir tane istiyorum."

Barmenin kaşları havalandı ve yüzünde belli belirsiz bir gülümseme oldu. "Yalnız bu sıkı içkidir, çarpar haberin olsun."

Yanağımın içini kemirirken başımı locaların olduğu kısma çevirdim ve Demir'le göz göze geldik. Yanında tanımadığım bir adam ona bir şeyler anlatırken, bana bakan gözleri bir atmacanın ki kadar keskindi. Sert çehresini saran kemikli hattının iyice sertleştiğini buradan bile fark edebiliyordum. Ona aynı şekilde bakış attığımda bakışlarımı tekrar barmene çevirdim. "Teşekkür ederim uyarın için." dedim sert bir sesle. "Uzatır mısın lütfen." Şu an hislerim asi bir kargaşa içindeydi ve nasıl davranacağımı düşünemiyordum.

Barmen omuz silktiğinde boş bir kadehi aynı içkiyle doldurdu ve önüme uzattı. Kehribar rengindeki sıvıya uzanıp bir yudum aldığımda, yüzümü buruşturmadan edemedim. Tepkimi bekleyen barmen 'dediğime geldin mi' der gibi hafiften sırıttı ve hazırladığı kadehleri, yanına gelen garsona uzattı.

Genzim içkinin tadıyla yanarken onu umursamadan kadehi avucumun içine alarak, yönümü piste çevirdim. Yıldız'ın hâlâ burada olup olmadığını merak ederken bu düşünceyi durdurmaya çalışıyordum fakat küçük böcekler çoktan beynimi kemirmeye başlamıştı.

Zihnimde patlak veren tüm hisler beni etkisi altına almasıyla, parmaklarımın arasındaki içkiden bir yudum daha aldım. Omuzumda hissettiğim el ile irkilerek arkamı döndüğümde ise Burçin'in gülün yüzüyle karşılaştım. Yaklaşıp yanağımı öptükten sonra barmenden bir içki istedi.

"Nasılsın güzellik?"

Yüksek bir sesle konuşarak yanımdaki sandalyeye oturduğunda, "Fena sayılmam." diye mırıldandım. Beni duymadığını biliyordum.

Başını uzayıp, "Bana bira verir misin?" diye seslendi barmene ve bakışları parmaklarımın sardığı kadehi bulduğunda, "Senin canın bir şeye mi sıkkın?" dedi. "Yüzün de asık gibi."

Gergin bir tavırla gülümseye çalıştığımda, "Yıldız denilen kadın buraya gelmiş." diye konuştum. Her ne kadar Demir'e hesabını sorsam da başka biriyle paylaşmaya, konuşmaya ihtiyacım vardı. Kendimi patlayacak gibi hissediyordum. "Gelmiş ve hâlâ bir ümitle Demir'in peşinde dolanıyor."

Güzel yüzü sinirli bir hâl alıp etrafına bakındığında, "Nerede?" diye sordu. Etrafa bakınıp onu aramaya çalıştı ve kalabalığın içinden Yıldız'ı seçip bana döndüğünde, "Ne kadar yüzsüz bir kadın bu ya!" dedi. "Onur olanları anlattı, hâlâ nasıl geliyor ki!"

Yıldız tam çaprazımızda, onu en son gördüğüm yerde oturuyordu. Burçin, gözlerini tekrar ona çevirdiği sırada bakışlarımı çekip sinirlere soludum. "Bakma şuna kendini bir şey sanacak." dedim öfkeli bir sesle. "Ama ben ondan çok Demir'e kızıyorum. İstese içeriye adım bile attırmaz, gelmesine niye izin veriyor, bilmiyorum."

Dudaklarını bilmem dercesine büktüğünde hoşnutsuz bir ifadeyle omuz silkti. "Önemsemiyordur onu. Hayatında önemli bir yer almadığı için ilgilenmemiştir bile."

SIĞINAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin