BÖLÜM 30┃KARANLIĞA YOL ALIRKEN

30.7K 1.8K 3K
                                    



Sığınak 30. Bölüm • Karanlığa Yol Alırken

❄️

Kararmaya başlayan gökyüzüyle başa baş giden ruhumun karartısı, içimi çöreklenen sıkıntıyı sürekli uyarıyordu. Yol boyunca sessiz sedasız ilerlerken ne Demir ne de ben tek kelime etmemiştik. Bakışlarının yoğunluğunu üzerimde hissedebiliyordum ancak içimde ayrık otu gibi beliren sıkıntıyla oralı bile olmuyordum.

Atıştırmaya başlayan kar tanelerinin aracın camına düşüşünü izlerken, arkama biraz daha yaslanarak rahat oturmaya çalıştım. Göz kapaklarımın üstü ağrıyor, genzim yanıyordu.

"Arabaya bindiğinden bu yana çok durgunsun." ,

İçerideki sessizliği bozan kelimeleri ile gözlerimi yoldan ayırdım. Sakin bir hareketle, başımı Demir'e çevirdiğimde ise boş gözlerle bakmakla yetindim. Bakışlarımı yola çevirdiğimde, "Yok bir şey." diye mırıldandım, renksiz bir tonla. "Sadece biraz ağrım var. Biraz da üşüyorum."

Parmakları ısıtıcının düğmesine uzandı, ayarını biraz daha attırdı. "Sessizliğinin sebebi sadece bunlar mı?" Ses tonu gergindi ve gizlemeye gerek bile görmemişti.

"Evet." dedim. Beni tanıyordu, nasıl davranacağımı biliyordu ve şimdi bunu sorguluyordu.

Kırıklığımı görmedi ya da umursamadı. "Eczaneye uğrayalım ağrı kesici alırız." dediğinde, sanki ona soğuk davrandığım için sesi sert ve buz gibi çıkıyordu. "Bir de şu korunma yöntemleri hakkında konuşuruz."

Yönümü ona çevirmeden derin bir nefes alıp sakin kalmaya çalışırken, "Bence doğum kontrol hapı kullanmak en mantıklı olanı." dedim. "Hem ilacı bıraktığım da kolayca hamile kalabilirim." Allah'ım onunla bir gelecek arzulamam bencillik miydi?

Başını bana çevirdiğinde defalarca aşinası olduğum, kasırgayı andıran bakışları kalbimin ritmini bozmaya yetti. Keskin bakışlarla gözlerimin içine bakarken, beklenti içinde olan ifadem kendini anında gergin bir hâle bıraktı. "Ne bebeği, Efsun?" dedi. "Daha dün bir bugün iki, nereden çıktı bu bebek meselesi?"

İçimden yükselen sızı ile dişlerini sıktığımda, "Ben şimdi olsun diye bir cümle mi kurdum?" dedim kendimi ifade etmek için. "Sadece lafı açıldı, ben de düşüncelerimi söyledim."

Başını iki yana sallarken camını hafifçe araladı. "Erken ya da geç değil benim anlatmak istediğim." dedi. Bana değil yola bakıyordu. "Çocuk istemiyorum."

Onun direksiyonu sıkıca kavramış parmaklarına baktım. Belli etmemeye çalıştığı öfkesi bir nesne gibi görünür olacaktı neredeyse. İncinmişliğim artık hiç olmadığı kadar belli olurken, içimde daha önce hiç yaşamadığım kadar büyük bir yıkım hissediyordum. Dişlerimi birbirine bastırdığımda ise yönümü sağ tarafa çevirdim. Etrafı izlemeye başladım ancak ne gördüğümden bile emin değildim.

Gerçekler keskin bir neşter gibi yüreğime derin kesikler atmaya başlarken onun bana olan sevgisinin, aşkının tamamen tutkudan ileri geldiğini bilmek üzüyordu. Ben onun geleceği değildim.

"Şerefsize bak!" diye bağırdığında ardı ardına kornaya bastı. "Beni solluyor tekerine soktuğum!"

Kalbim panikle çarpmaya başladığında yönümü hızla ona çevirdim. Hızını artırdığı yetmiyormuş gibi resmen önümüzdeki aracın peşine düşmüştü.

"Ne yapıyorsun, Demir!" diye bağırdım. "Kaza yapacaksın, sakin ol biraz!" Emniyet kemeri takılı olduğu hâlde, hızını arttırdıkça endişem boyut değiştiriyordu.

SIĞINAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin