BÖLÜM 8┃EMANET

45.4K 2.5K 2.7K
                                    

Sığınak 8. Bölüm • Emanet

❄️

Demir'in beni odaya çekmesi ve anlamsız öfkesini yüzüme kusmasının ardından üzerinden iki gün geçmişti. İki gündür onu doğru düzgün hiç görmemiştim. Geceleri eve geç saatlerde geliyor, sabahları ise ben kalkmadan gidiyordu. Eve geldiğini de ancak salondaki boş içki bardaklarından anlıyordum. Bu süre içinde Burçin birkaç kez buraya gelip nasıl olduğumu kontrol etmiş, bir de temizlik için gelen kadınla tanışmıştım. Onun dışında kimseyi gördüğüm falan yoktu.

Mutfakta kendime kahve yaparken kapının açılma sesiyle irkildim. Kimin geldiğini bildiğim hâlde oturduğum yerde başımı usulca kaldırıp baktığımda Demir'le göz göze geldik. Kalp seyrim sadece bir bakış ile değişmiş, onu son gördüğüm anlar zihnime zehir gibi sızmıştı.

Sadece kısa bir anlık bakışmada, göz altlarının morarmış olduğunu, gözlerinin akının kıpkırmızı olduğunu fark ettim. Üzerine giydiği beyaz gömleği de hafif buruşmuştu. Bakışlarını benden çevirip koridora yöneldiği sırada, "Üzerine bir şey al." diye seslendi ifadesi bir tutumla. "Dışarı çıkacağız, işimiz var."

Cevap alamayacağımı bildiğim için nereye diye sormaya gerek duymadan bana verdiği odaya geçtim. Önem vermeden topladığım saçlarımı gelişi güzel ensemin biraz üzerinde topuz yaparken birkaç tutam kendiliğinden salınmıştı fakat rahatsız etmiyordu. Siyah hırkamı da üzerime geçirip odadan çıktığımda ise Demir'in de üzerini değiştirdiğini fark ettim. Üzerine boğazlı, siyah bir kazakla, altına koyu mavi bir kot pantolon giyinmiş, çelik kapının önünde beni bekliyordu.

Üzerine siyah deri montunu geçirip benim çıkmamı bekledikten sonra beraber asansöre ilerledik. Aramızda mesafe yok denecek kadar azdı ve bu yakınlık bende garip duygulara yol açıyordu. Demir'e bakmıyordum fakat onun delici bakışlarının da benim üzerimde olduğunu hissediyordum.

Kapı açılıp asansörden çıkınca, alamadığım oksijeni ciğerlerime doldururken onu arkamda bıraktım ve doğrudan jeepin yanına geçtim. Uzaktan kumanda ile açılan kapıdan içeri girdiğimde ise az sonra Demir, sürücü koltuğuna yerleşip kontağı çalıştırdı. Garajdan çıkıp yola koyulduğunda ise dikkatini sadece trafiğe vermiş gibi görünüyordu. İkimiz de tek kelime etmiyorduk. Demir'in suskunluğu benim sessizliğime karışıyor, aracın içini sadece nefesimizin sesi dolduruyordu. Sanki o günden sonra aramıza şeffaf bir duvar örülmüştü.

Dakikalar sonra büyük bir mağazanın önüne aracını park ettiğinde hiçbir şey demeden indi. Peşinden ben de indiğimde ise birlikte ilerleyip mağazanın içine girdik. İçerisi oldukça geniş, ferah bir yapıya sahipti ve göz dolduran kıyafetlerin gayet şık, pahalı olduğu her hâlinden belliydi.

Demir, önce etrafına bakındı ve daha sonra kendinden emin adımlarla gece kıyafetlerinin olduğu askılığa doğru ilerlemeye başladı. Yanına gelen yetkili genç bir kızın, ona yardım etmesine gerek görmeden gece kıyafetlerinin bulunduğu elbise askılarını karıştırırken, dikildiğim yerde sessizce onu izliyordum.

Sonunda aradığı şeyi bulmuş olacak ki, askılardan bir gece kıyafeti alıp bana getirdiğinde karşıma geçti. Bakışları mesafeli olsa da gözlerini kaçırmadan, "Dene şunu." dedi, buyurgan bir tınıyla.

Tek bir açıklama bile yapmadan sergilediği tavır karşısında, kaşlarımı çatıp uzattığı elbiseye baktım. "Açılış için mi alıyoruz bunu?"

SIĞINAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin