BÖLÜM 36┃ İMKANSIZI İSTEMEK

32.1K 1.9K 871
                                    

Sığınak 36. Bölüm • İmkansızı İstemek"

❄️

Kalbimin sesi kulaklarımı sağır edecek gibi gümbürdemeye başladığında, karnımın üzerindeki elimi yavaşça hareket ettirdim. İçimi, anlam veremediğim bir duygu seli kaplamıştı. Orada Demir'e ait bir parça vardı. Bizim bebeğimiz.

Göğsümden yükselen bu hissin adını bilmesem de içimde bir canlının olduğunu düşünmek bambaşka bir duyguyu harekete geçirmiş tarifi zor duygularla sarmalandığımı hissediyordum.

Kulaklarımda Demir'in sözleri çınlayarak yüzüme tokat gibi çarpmaya başlarken, boğazıma takılan kocaman yumruyla yutkunamadım. Demir'in bu konu hakkındaki düşünceleri açık ve netti. Bu bebeği kesinlikle kabul etmeyecek, belki de benden içimdeki varlığını aldırmamı bile isteyecekti.

"Efsun sonucu merak ettiğimi biliyorsun değil mi? Hadi yap şunu artık."

İçine düşüğüm karanlık kuyudan Burçin'in sesiyle çıktığımda yanağımdan ne zaman süzüldüğünü bilmediğim gözyaşı elimin tersiyle silerek kapıyı açtım.

Burçin meraklı bakışlarla beni süzerken ifadesi değişti ve bakışları endişeli bir hâl aldı. "Ne oldu? Ne bu suratının hâli?" diye sordu ve bakışları elimdeki test çubuğuna düştü. "Hamile misin?"

Başımı olumlu anlamda salladığımda, parmaklarımın arasındaki testi görmesi için ona çevirdim. Teste kısa bir bakış atıp tekrar beni buldu gözlerinin odağı. "Daha çok yeni baksana." dedi alçak bir sesle, sanki ne diyeceğini bilemez gibi temkinli davranıyordu. "O yüzden pembe çıkmış."

Açıklamasının ardından dudaklarımdan kopan hıçkırıkla birden kollarımı boynuna dolayarak ağlamaya başladım. Neye uğradığını şaşırmış gibi bir an öyle kaldı fakat daha sonra anında kendini toparlayarak teselli eder gibi sarıldı. Sarsılan omuzlarıma hıçkırıklarımda eşlik ederken, Burçin'in şefkatli elleri sırtımın her yerindeydi.

"O istemiyor." diyebildim, sesim hıçkırıklarımın arasında kesik kesik çıkarken. "Ne yapacağım Burçin, eğer onu aldırmamı isterse benim buna gönlüm razı olmaz."

Burçin'in sırtımdaki elleri bir an için donup kaldığında afalladığını anlamam zor olmadı. "Sakin ol kuzum, çok hassassın şu an farkındayım." diye konuştu teselli etmek için. "Bazı erkekler her ne kadar istemiyorum diye konuşsa da içten içe isterler."

Boğazım yanarken sessiz kaldım. Nereden bilecekti ki onunla aramızda geçen konuşmaları? Demir'in bebek mevzusuna şiddetle karşı çıktığını anlatmak istedim fakat kendimi konuşamayacak kadar bitik hissediyordum. Zihnim ise düşünemeyecek kadar bulanıklaşmıştı.

Kendimi usulca geriye çektiğimde parmaklarımın arasındaki test çubuğunu eşofmanın cebine attım. Burçin üzgün gözlerle beni izliyor, psikolojimin ne kadar yara aldığının farkında olduğu için fazla üstüme gelmiyordu.

Dış kapı gürültüyle çalındığında, "Bu kim böyle alacaklı gibi!" diye homurdandı Burçin. "Saat kaç olmuş bu vakitte böyle kapı mı çalınır?"

Kendi kendine söylenerek banyodan çıkıp gittiğinde, içimi çekerek derin bir nefes aldım ve yüzümü soğuk suyla yıkayarak bir nebze olsun ferahlamaya çalıştım. Ben istemeden kimsenin ona dokunmasına izin veremezdim. Demir'in bile! İki yaralı insandan sağlıklı bir bebek dünyaya gelmezdi belki ama o benimdi. Onunla sonumun ne olacağını bilmiyordum. Kararımın ne kadar doğru olduğundan bile emin değildim fakat bu bebeği her şeyden çok istiyordum.

SIĞINAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin