BÖLÜM 47┃SİL HAFIZANDA NE VARSA

29.5K 1.8K 1.7K
                                    


Bölüm 47 • Sil hafızanda ne varsa

❄️

Yüzüme vuran gün ışığı ile kirpiklerimi usulca araladığımda, içime akşamdan yerleşen huzur ile avuçlarımı yatağa yaslayarak yavaşça yerimde doğruldum. Demir'in öptüğü dudaklarım iki yana kıvrılırken uzun zamandır duyumsamadığım gönül rahatlığı kalıcıymış gibi kendine yer edinmişti.

Uykusuzluktan sızlayan gözlerimi yumup o pozisyonda kısa bir süre bekledikten sonra üzerimdeki pikeyi kaldırdım ve çıplak ayaklarım yumuşak halının yüzeyiyle buluştu. Gece bir türlü uyuyamamış, geç saate kadar onu düşünmüştüm ve şu an gözlerim uykusuzluktan acıyordu. Üzerimdeki uyuşukluktan kurtulmak için kıyafetlerimi yanıma alarak banyoya doğru ilerlemeye başladım. Kalktığımda saate bile bakmamıştım. Mutfaktan gelen mis gibi kokularla Burçin'in de uyandığı belliydi.

Ona görünmeden banyoya girdiğimde kişisel bakımlarımı halledip duşumu alarak üzerimi giyindim ve saçlarımın sadece suyunu alıp, kurutmadan banyodan çıktım. Ortalık bu kadar sessiz olduğuna göre Onur hâlâ uyuyor olmalıydı.

Mutfağa doğru sessiz adımlarla ilerlediğimde düşüncem beni yanıltmamıştı, tahmin ettiğim gibi Onur hâlâ uyuyordu ve Burçin, yönünü tezgaha dönmüş kendi kendine şarkı söyleyerek kahvaltıya bir şeyler hazırlamakla meşguldü. Gürültü yapmadan arkasından sessiz adımlarla yaklaştım ve aniden kollarımı beline doladım. Attığı çığlıkla birlikte elindeki yumurtalar tezgahın üzerine düşerken, küçük bir kahkaha atmıştım.

"Ayy Efsun cidden kafayı yedirteceksiniz bana." dedi sitem ederek. "Onur gibisin valla."

"Ne güzel işte seviyoruz seni." dedim. Sonra da doğradığı salatalıktan bir tane ağzıma attım. "Sana da iyilik yaramıyor."

Yanağına bir öpücük kondurup arkasından çekilerek tabakaları masaya götürürken, ters ters bakıyordu. "Sevme şeklinize Allah akıl fikir versin."

"Amin." dedim gülerek.

"Hay Allah gitti yumurtalar." İlgisini bende çekip tezgahın üzerine yöneltmiş ve ortalığı toplamaya başladığında kendi kendine konuşup duruyordu. "Sen şurayı toplasana." dedi bana seslenerek. "Ben de krep için tekrar yumurta çıkarayım."

Masadaki kızarmış sigara böreğine bakarken, "Kim yiyecek bu kadar şeyi?" diye sordum. "Bunlar yeter yapma krep falan."

Umursamadan yumurtaları dolaptan çıkardı ve krep için diğer malzemeleri getirmeye başladı. "Canım istedi valla rüyama kadar girdi. Hepsini tek başıma yiyebilirim."

"Ne yiyorsun yine tek başına, bize de bırak." Onur, elini yüzünü sıvazlayarak sandalyesine kurulurken gözlerinden resmen uyku akıyordu.

"Günaydın sevgilim." dedi ona gülümseyip işine yoğunlaşarak. "Kahvaltı birazdan hazır olur."

Onur bakışlarını Burçin'den ayırıp bana göz kırptı. "Nasılsın Efsun?"

"İyiyim, sen nasılsın?" dedim gülümseyerek. "Sevgilinle uğraşıyorum işte."

Burçin elindeki karışımı çırparken, "Allah Allah!" diye somurttu. "Asıl ben sizinle uğraşıyorum."

"Ben ne yaptım ya?" Onur hâlâ uykusunu alamamış gibi görünüyordu. "Daha yeni uyandım."

"Uyandığına göre git ve çıtır çıtır ekmek al da gel, hadi."

Onur'la önce birbirimize sonra da sofraya baktık. "İyi de güzelim, bir sürü şey yapmışsın." dedi, Onur dayanamayarak. "Bunlarla üç aile doyar."

SIĞINAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin